Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Şu an Türkiye’nin en önemli problemi halkın alım gücü, artan fiyatlar ve daha da önemlisi gelecekte bunun nasıl seyredeceğine yönelik kaygı ve arayış…

        Sık seyahat eden birisi olarak insanların gündeminin nereye yöneldiğini fark etmek daha kolay oluyor… Özellikle Anadolu’da çok bulunuyorum. Esnafından, çiftçisine, öğrencisinden öğretmenine kadar hemen her kesimde en çok sorulan soru “Hocam nereye gidiyoruz? Nasıl çıkacağız bu işten?” şeklinde oluyor.

        Önceki gün bu konuda sıcak bir anket de paylaşmıştım.

        Toplumun çok büyük bölümü, %90’ı bu sorunların varlığını ortaya koyarken acil çözüm bulunmasını arzu ediyor.

        Böyle bakıldığında Türkiye’nin en geniş ve kendi bağlamında mutabakat içinde olan ittifakı, söz konusu sorunlar ve beklentiler temelinde oluşmaktadır.

        Elbette siyaseten bunun partiler arası ittifaklar açısından da etkileri var.

        Nitekim sorunların kabulünün yanı sıra bunları kimin, nasıl çözeceğine ilişkin görüşler hala bir arayış ve bekleyiş halindeki insanların varlığını işaret ediyor.

        Ve kanaatimce gerçekçi bir çözüm iradesini ve bu hususta akılcı, şeffaf adımların atıldığını görmek vatandaşlarımız için kıymetli bir konuma yükseliyor!

        Yönetenler ve yönetime talip olanlar şunu çok iyi görmeliler ki insanların bu husustaki eleştiri ve öfkesini artıran temel detay biraz da burada yatmaktadır.

        Özetle sorunları gerektiği gibi kabul etmemek, ortak akıl ve ortak yarar ilkelerinden uzaklaşmak, bütüncül ve kapsamlı çözümlere yönelmemek, vizyon ve heyecan ortaya koyamamak…

        Küresel gelişmeler ve bunların olumsuz etkileri bir yana bizim de çeşitli vesilelerle dile getirdiğimiz ekonomik sorunlar doğal olarak mevcut siyasi iktidarın sorumluluğundadır.

        Ancak gelinen aşamada en az iktidar kadar projektörlerin yoğunlaştığı yer muhalefettir. Ya da halihazırdaki sistem dikkate alındığında Millet İttifakı ve onun içerisindeki partilerdir.

        Yani en az iktidar kadar muhalefetin vaatleri, kararlılığı ve ortaya koyacağı sinerji büyük önem taşımaktadır.

        Cumhur İttifakı kurumsal boyutu öne çıkan bir siyasi ittifak, Millet İttifakı ise ilişkisel boyutu öne çıkan bir seçim ittifakı görünümünde...

        Bu yönüyle farklı avantaj ve dezavantajlara sahipler.

        Yarın akşam 6 siyasi parti liderinin Ankara’da bir araya gelişi ve yansıyacak açıklamalar Millet İttifakı açısından kritik bir dönemeç olacak.

        Henüz ittifakın adayı belli değil. Bununla birlikte belli olmayan başka önemli hususlar da var. Birincisi eğer beraber bir yönetim kurgulanıyorsa (ki arayışı içerisinde olunduğu bilinmekte) bunun ilkeleri, yapısı, süreç yönetimi henüz belli değil. Bilhassa yeni bir durum olarak Babacan ve Davutoğlu’nun masada yer alacak olması genişleme potansiyelinin yanı sıra belirli riskleri de içeriyor.

        Bu noktada İyi Parti’nin ittifak nezdindeki pozisyonunu ve eğilimini takip etmek gerekiyor. Zira ittifak bloğunda ve farklı kesimler arasında toplayıcı parti hüviyeti ile özgün ve ayırt edici yönü öne çıkmaktadır. Haliyle ittifakın bu denge ve dağılıma uygun eklemlenmesi kritik hususlardan biridir. Gelinen aşamada güven zeminini hakkaniyet ve ölçülülük ile ilerletmek zorunluluğu vardır.

        İkincisi ittifakın ortak projesi olan sistem değişikliği ile mevcut sisteme göre seçilmeye aday Cumhurbaşkanının nasıl bir zaman yönetimiyle hedefe ulaştırılmak istendiğidir. Bunun iyi anlatılamaması seçim ardından yeni bir seçim beklentisi/havası doğurur ki, bu durumda vatandaşın muhalefete olan belirsizlik algısı da artacaktır.

        Bu konuyu irdelemeyi sürdüreceğiz...

        Diğer Yazılar