Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçtiğimiz aylarda Hitay Holding’e bağlı DORinsight şirketi, ‘23 Nisan Çocuk ve Teknoloji’ adlı araştırmanın verilerini paylaştı. 1,5 milyona yakın üyesi olan DORinsight, Türkiye'de faaliyet yürüten ve izinli veri tabanına sahip bir online pazarlama şirketi. Dünya Araştırmacılar Birliği (ESOMAR) ve Türkiye Araştırmacılar Birliği (TÜAD) üyesi. Şirket araştırmada etik, standart ve metot gibi değerlere önem veriyor ve değişen tüketici ihtiyaçlarını gözleyerek yeni bakış açıları geliştirmek istiyor. Teknolojinin çocuklar üzerindeki etkileri de çalışma konuları arasında.

        ÇOCUKLAR ve TEKNOLOJİ

        Dijital gelişmeler gündelik yaşamı ve aile-çocuk ilişkilerini etkiliyor. Çocukların teknolojiyle olan teması hassas etkileşimlere açık. Ebeveynler, bazı durumlarda çocukların eline dijital ekran tutuşturarak onları kendilerinden uzaklaştırabiliyor. Çocuğun müzik dinleyerek ya da oyun oynayarak uzun bir süre ekrana bakıyor olmasının zararları vardır. ‘23 Nisan Çocuk ve Teknoloji’ araştırması hem bu konuda hem de diğer konularda bazı sonuçlara sahip.

        Türkiye’de ailelerin yüzde 80’inden fazlası çocukların teknoloji ürünleriyle vakit geçirmesine izin veriyor. Çocuklar günde 1-2 saatlerini bu ürünlerle tek başına oynayarak geçiriyor. Ancak yine de içlerinde sokakta oynamak ve vakit geçirmek için istek var.

        DERS

        Araştırmaya 6 sosyo-ekonomik sınıftan 2.000’e yakın ebeveyn katılmış. Ailelerin yüzde 81’i çocukların teknolojik ürünlerle zaman geçirmesine izin verdiğini, yüzde 15’iyse sadece tatillerde izin verdiğini söylemiş. Yüzde 63’ü oyun saatleri ve ders saatlerini farklılaştırdığı, geriye kalanlarsa duruma göre saptadığını söylemişler. Bu saptamaya göre çocukların derse günde ortalama sadece 2 saat ya da daha az zaman ayırdığı sonucu çıkıyor. Hatta çocukların yüzde 7’sinin hiç ders çalışmadığı da belirtilmiş. Çocuklarının günde kaç saat oyun oynadığı sorulduğunda da katılımcıların yüzde 18’i 3 saat üzeri, yüzde 15’i 3 saat, yüzde 34’ü 2 saat, yüzde 29’u 1 saat ve yüzde 4 de hiç oyun oynamadıklarını belirtmiş.

        TABLET KULLANIMI ve OYUN

        Başka ilginç sonuçlar da var. Teknoloji dışında çocukları en çok tatmin eden aktiviteler; sokakta arkadaşlarıyla oynamak (%64), film izlemek (%53), evde oynamak (%46), bilgisayar oyunu oynamak (%40), AVM’de oynamak (%23), kitap okumak (%22) ve evcil hayvanla vakit geçirmek (%17). Ancak tabletten oyun oynamak o kadar yaygınlaşmış durumda ki çocukların %32’si yemek yerken bile tablet kullanıyorlar. Ebeveynlerin yüzde 92’si çocuklarının internet kullanımını denetlese de yüzde 94’ü bilgisayarın ve dijital oyunlarının getirebileceği zararı reddediyor ve çocukların geleceğine büyük katkısı olacağını düşünüyorlar. Hatta yüzde 47’si çocuklarının dijital aletleri kullanarak, gelecekte onların mimarı olmalarını hayal ediyorlar. Yalnızca yüzde 16’sı çocuklukta gelişen erken dijital kültürün, zihinsel gelişime zarar verebileceğini düşünüyor.

        SOKAĞIN ÖNEMİ

        Görüldüğü gibi araştırma, ebeveynlerin teknolojiyi gelecek için faydalı bulduğunu ve çocukları bu ürünlerden uzak tutmadığını ortaya koyuyor. Ancak yapılan araştırmalardan biliyoruz ki çocukların görsel, işitsel ve zihinsel yönleri; kuralları belli ve sabit oyunlar oynayarak ya da kapalı mekanlarda dijital oyunlar oynayarak yeterince gelişemez. Çocukların yaşamında sokak önemlidir. Sokak sadece arabaların park ettiği ve trafiğin mevcut olduğu dar sokaklar ya da riskli alanlar değildir. Parklar, yürüyüş alanları, kumsal, rıhtım, parkur ve spor tesisleri gibi her türlü bedensel ve zihinsel uyarıcı, çocukların mental varlığı için değerlidir.

        Çocukların, kurallarını kendilerinin koyduğu ve bozduğu oyunlar oynayabilmeleri gerekir. Bu tarz oyun hakkı onların ilk ve temel hakkıdır. Oyun sadece kuralları konulmuş bir etkileşimi bitirmek, tamamlamak ya da başarmak değildir. Oyun aynı zamanda yeni oyunlar icat etmektir. Çocuklar bu yönlerini grup içinde ya da birebir yakın arkadaşlarıyla geliştirebilir. Bu sayede yaratıcı olmanın ne demek olduğunu keşfedebileceği gibi sosyalleşmedeki oyun ruhunu da daha iyi kazanacaktır.

        Diğer Yazılar