Hint yazar Müslüman oldu
Dünya tarihine baktığımızda, yaşanan onca tecrübeye, acıya ve “bir daha aşık olmayacağım” yeminine rağmen hep aşkı aramaya devam edenlerin varlığına şahit oluruz.
Yalnız kalmak istemeyenlerin, derman olarak gördüğü “aşk” için dağları delenlerin yerini ülke ülke gezenler aldı.
Hindistan’da Katolik bir ailede doğup büyüyen Ann D’Silva da yaşadığı kötü bir evlilik sonrası aşka olan inancını yitirmeden, yeniden aşkı bulmak için yola çıktı.
Ruhunun “aşka” olan serzenişlerine derman olması için tüm kalbiyle sevebileceği kişiyi aramak için Türkiye’ye geldi.
2017 yılında Hindistan’daki şirketi Ann’i İstanbul’a gönderdi. Pera Palas Oteli’nde kalırken duyduğu ezan sesinden çok etkilendi. Sesin Sultanahmet camisinden geldiğini öğrendi ve camiye gitti, gezerken Kuran-ı Kerim aldı ve okumaya başladı, okuduktan sonra da çok etkilendi ve kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu.
Müslüman olduktan sonra yeniden Hindistan’a gitti. Hindistan’da ki bir Müslüman imam ile görüştü ve imam huzurunda da Müslüman olmak için kelime-i şehadet getirdi.Ve 2 şahitle “resmen” Müslüman oldu.
Ruh eşini bulmak için çıktığı yolda önce dinini değiştirdi, sonra da ülkesini. Türkiye’ye kesin olarak 2019 da yerleştikten sonra pek çok zorlukla karşılaştı. Sabah namazını kılan Ann, “Aşkı ararken Allah’ı buldum. Allah’ın beni iyi insanlarla karşılaştıracağına inanıyordum" düşüncesiyle gezerken, bir insanın yapabileceği en uzun yolculuklardan birini yapıp aşkı da buldu…
Bulduğunu zannetti...
Karşısına çıkan kişiyle hayatını birleştirdi.
Namaz kılıp oruç tutarken, Yunus Emre, Mevlana ve Tapduk Emre türbelerini gezip kitaplarını okudu.
Yol arkadaşı, can yoldaşı olacağını zannettiği eşinin ile hiç uygun olmadıklarını anladı. Bu nedenle aralarında sorunlar çıkmaya başladı ve yollarını ayırdılar.
Ann, halen Türkiye’de yaşıyor.
Hindistan’da yayınlanan kitapları best seller oldu. Son yazdığı kitapta Türkiye’de yaşadıklarını anlattı.
“Kum ve Deniz” adlı kitabı Hindistan da en çok satılan kitaplar listesindeki yerini aldı. Kitabında aşkı bulmaya giderken Müslümanlığı tanıması ve Allah’a olan sevgisini anlatıyor.
"Kum ve Deniz" kitabını Türkiye’de de yayınlamak için girişimlerde bulundu. Pek çok yayıneviyle görüştü.
Bazı Yayınevleri kitabı “islamik” bulduğu için yayınlamak istemedi. Ama kitap bir AŞK hikayesini anlatıyor ve İslam’a pozitif bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Müslümanlığı seçen ve Türkiye’ye yerleşen Hindistanlı bir yazarın gözünden Türkiye’yi güzel bir üslupla anlatan kitabın “İslamik” bulunması nedeniyle yayınlanmaması da eleştirilecek bir konu…
Yayınevlerinin “İslamik” buldukları için yayınlamadığı kitap, şimdi senaryolaştırılıyor ve dizi olarak uluslararası platformda yayınlanacak. Yakında çekimlerine başlanacak.
Filmi Hindistanlı ünlü bir direktör çekecek.
Çekilecek olan dizide Ann’ı Hindistanlı bir oyuncu canlandıracak. Erkek karakterini Türkiye’den popüler bir erkek oyuncunun oynaması için görüşmeler sürüyor.
Kitap Türkiye’de yayınlanırsa, gelirini yetim ve öksüzlere bağışlayacak. Ann’ın kitaplarının gelirinin büyük bir kısmı Hindistan’da da yoksullara dağıtılıyor.
Birleşmiş Milletler Ann’i davet etti. “Barış kitabı” ödülünü alacak.
İstanbul’da tanışmaktan büyük keyif aldığım Ann D’Silva, “Aşk seni Allah’a götürür. Allah da beni güzel insanlara götürüyor” dedi.
Ann D’Silva’ya sordum:
- Nasıl Müslüman oldun?
-Allah sevgisi beni Müslümanlığa götürdü. Ezan sesini ilk duyduğumda, bu sese yabancı olmadığımı fark ettim. Ezandaki davete kulak verip camiye gittim. Olmam gereken yerdeydim. İçim huzurla doldu. Müslüman olduktan sonra ailem beni kabul etmedi. Uzun bir süre sonra kabullendiler. Halen annemle İstanbul’da yaşıyorum. 2019 yılında kimliğimin din hanesi bölümüne “Müslüman” yazdırdım.
–Türkiye’de yaşadığın sürede dizi haricinde neler yapacaksın?
-Tapduk Emre türbesi en favori yerlerimden biri. Benim öğretmenim Tapduk Emre. Oruç tutup namaz kılmak zor değil. Allah sevgisi insanı iyi insan yapar. Allahtan uzaklaşan iyi insan olamıyor. Önce niyet önemli, neden Müslüman olduğum üzerinde değil, neden başımı örtmediğim üzerinde duruyorlar. İyi insan olmaya, Allah sevgisine odaklanmıyorlar, şekilci yaklaşıyorlar. Her insan Müslüman doğar. Alevilik, Şiilik yok. Mevlana ‘Ne olursan ol, gel’ demiş.”
-Aşkı aramaya devam edecek misin?
-Evet. Her zaman aşkı aramaya devam edeceğim. Allah'ın beni iyi insanlarla karşılaştırması için dua ediyorum. Kalbi iyi olanların karşısına Allah, kötüleri çıkartıyorsa bu bir sınav oluyor. Sınavı geçersek gönlümüze göre biri çıkacak karşımıza. Karşıma çıkacak kişinin “iyi” biri olması yeterli. Her şeyi sevsin. Çiçekleri, doğayı hayvanları sevsin. Sevgiyle dolu olsun yeter. Ahlaklı, vicdanlı ve düzgün birinin hayatıma girmesini isterim. Tüm insanların iyi olduğuna inanıyorum. Kötü insan yoktur. Kötü deneyimlerinden dolayı iyi olmaktan vazgeçenler vardır.
Empati yapamayan insanlar narsist olur. Kötü ailelerde, kötü ortamlarda kötü deneyimlere sahip insanlar var. Sevgiyi ve iyiliği görmedikleri ve bilmedikleri için narsist olmayı seçiyorlar. Narsist olmayı seçen hayatını mahveder.
“hayat kötü, insanlar kötü” demeyelim. Deneyimleri kötü insanlar var diyelim. Hayatıma girecek insan dindar olsun. Kapalı veya açık olmama bakmasın. Kapalı değilim diye Müslüman olmadığımı düşünüyorlar.
-Türkiye’de seni en çok ne etkiledi?
-Türkiye, başı açıkla, başı kapalı olanların birlikte huzurla yaşadığı tek ülke. Tüm dinlerden insanların rahatlıkla oturduğu tek Müslüman ülke. Türkiye mültecileri bile kardeşi gibi kucaklayan ve ağırlayan tek Müslüman ülke. Birleşmiş Milletler bu nedenle Türkiye’ye ödül vermeli. Bunun için çalışacağım. Mültecilere insani yaşam koşulları sağladığı için tüm dünyaya örnek gösterilmeli.
En sevdiğin dua hangisi ?
Her sabah Ayetel kürsi okurum.
