Beyin check-up’ı sayesinde Alzheimer’dan Parkinson’a nörolojik hastalıkları geciktirin ve yavaş seyretmesini sağlayın
Beyin check up'ı sayesinde Alzheimer, beyin felçleri, diğer unutkanlık türleri ve Parkinson gibi hastalıkları önceden öngörmek mümkün. Yapılan işlemlerin sonucunda kişinin yaşının ötesine geçmiş bir unutkanlığı olup olmadığı ya da fark edilmeyen bir unutkanlığın hastalık şekline ulaşıp ulaşmadığı önceden tespit edilebiliyor. Bazı nörolojik hastalıklar bu sayede tamamen çözümlenirken bazılarında semptomlar hafifletiliyor ve hastalığın ilerleme hızı geciktirilebiliyor. Habertürk Sağlık Yazarı Ceyda Erenoğlu'nun haberi
Beyin check up’ı kişinin beyin sağlığının yaşına uygun olarak test edilmesi olarak tanımlanıyor. Bunun yapılması beyinle ilgili ileride ortaya çıkabilecek hastalıklarla onların risk faktörlerini önceden tespit edip gerekli tedbirleri almayı sağlıyor. Bu programın 50-55 yaş ve üzerindeki herkese uygulanabileceğine, bunun nedeninin, bu yaş aralığı ve sonrasında çoğu kişide damar sertliği ve özellikle 60 yaş sonrasında unutkanlık ya da yaşa bağlı bazı hastalıkların ortaya çıkma sıklığındaki artış olduğuna dikkat çekiliyor.
BEYNE GİDEN DAMARLARIN TEST EDİLMESİ ÖNEMLİ
Beyin check up’ı genellikle 50’li yaşlardan itibaren görülen kalp hastalıklarını ya da erkeklerde prostat kanseri olup olmadığını tespit etmeye benzeyen ve beynin hastalıklarını önceden tespit etmeyi amaçlayan bir program. Yapılan işlemlerle ilk olarak beyin damar tıkanıklıkları ya da beyin felci risklerinin önceden bulunması hedefleniyor. 50 yaşından sonra herkes özellikle de diyabeti olan, tansiyon hastalığı bulunan, sigara kullanan, kan yağlarında yükseklik olan kişiler ile daha önce kalp krizi geçirenler bu check-up’tan yararlanabiliyor. Beyin check up’ının önemli bir testinin ise boyun şah damarlarının ya da beyne giden damarların ultrasonla kontrol edilmesi olduğuna dikkat çekiliyor.
YAPILAN TESTLER NELERİ ORTAYA ÇIKARIYOR?
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Beyin check up’ında yer alan testlerin içinde beyin yapısını, etini ve yapısal bütünlüğünü gösteren beyin MR’ı vardır. Bunun yanında, beyin sağlığı vücut sağlığından geçtiği için kişinin kan şekeri, kanama ve pıhtılaşma riski olup olmadığı, kandaki yağ miktarlarının yükseklik kontrolü, beyin felci riskini artıran kalp ritim bozuklukları ya da damar sertliğinin göstergesi olan kanda homosistein yüksekliği bulunup bulunmadığına dair kan testleri yapılır. Kişinin sağlığını gösteren şeyin biyolojik yaşı değil damar yaşı olduğunu unutmamak gerekir. Damarları sertleştiren hastalıklar kalp krizine eğilimi artırdığı gibi beyin felcine eğilimi de artırır. Bu hastalıkların olması bunamayı çabuklaştırır. Örnek vermek gerekirse şeker hastalarında bunama daha önce ortaya çıkıp daha hızlı seyreder. Damar tıkanıklığı durumunda ise daha şiddetli ve daha kötü bir seyir söz konusudur. Tüm bu nedenlerle damar sağlığı aslında kişinin beyin sağlığının en önemli göstergesi olarak görülür. Damar sağlığını riske atabilecek hastalıklar kandan görülebilir. Beyin check up’ında yapılan beyin EEG’si ise bize beynin çalışma düzenini, uygun çalışıp çalışmadığını, beyin bölgeleri arasında yavaş çalışan olup olmadığını gösterir. Bu sayede check-up ile kişide oluşabilecek hafıza bozukluklarını ya da başka hastalıkları öngörmek mümkün olabilir” diyor.
ALZHEİMER’DAN PARKİNSON’A RİSKİNİZİ AZALTMAK ELİNİZDE
Beyin check up’ı sayesinde Alzheimer, beyin felçleri, diğer unutkanlık türleri ile Parkinson hastalıkları öngörülebiliyor. Kişinin hafıza konusunda sorunları varsa bellek ve hafıza testleri yapılıp herhangi bir yaşın ötesine geçmiş bir unutkanlığı olup olmadığı ya da fark edilmeyen bir unutkanlığın hastalık şekline ulaşıp ulaşmadığı önceden tespit edilebiliyor. Beyin check-up programının içinde hastayı dinlemek, “ailevi ve çevresel risk faktörleri var mı” diye bakmak, var olan hastalıkların beyin üzerindeki olumsuz etkilerini araştırmak, damar sağlığı açısından olası risk faktörlerini ortaya çıkarmak gerekiyor. Bununla ilişkili olarak şah damar ultrasonu, damar anjiyosu, beynin etine ve yapısına MR ile bakılması, EEG ile beynin nasıl çalıştığının öğrenilmesi ve gerekirse hafıza bellek testi yapıp unutkanlık başlangıcının öngörülmesinin mümkün olduğuna dikkat çekiliyor. Böylece koruyucu faktörler ile hastalığın ortaya çıkması geciktirilip, ortaya çıkması durumunda daha yavaş seyretmesi için tıbbı imkânların kullanımından yararlanılabiliyor.
