CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem: CHP'de kriz yok, süreç normal

CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, Habertürk'ten Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtladı. Erdem'in konuşmalarından satır başları şöyle:

Esas itibariyle Türkiye siyasetinin pek alışık olmadığı durum. Biz bu duruma alışığız. 100 yıllık bir sosyal demokrat partiyiz. Atatürk'ün kurduğu, kuvayı milliye hareketinden gelen partiyiz. Sayın genel başkanımız 13 saat 20 dakika boyunca hiç yerinden kalkmadan, toplantı esnasında 1 bardak içti, bir de bir sandviçin yarısını yedi. Bunun kıymetini, avantajlarını, maliyetlerini doğru tarif etmek lazım. Bunu yaparsanız yenilik perspektifi ortaya koyabilirsiniz. Bizim entelijensyamızın bazıları 'Türkiye'de liderin önde olduğu siyasete ihtiyaç var. CHP İskandinav parti olsun ama lideri Ortadoğu tipi olsun'. Tam da çelişen hat budur. Parti Meclisinde konuştuk. Eleştirenler, yenilik çağrısı yapanlar, değişim diyenler oldu ve ortaya bir hikaye çıktı. Partimizde yapısal bir yenilenme sürecine sokmamız gerekiyor. Sayın Erdoğan, 2018'de toplumun huzuruna çıktı ve dedi ki, 'değişim lazım'. Değişim lazım tartışmasının arkasına bir anayasa değişikliği koydu. Benzin 5,5 TL idi. O değişimden sonra bugün 36 TL'dir. Dolar 26 TL'dir. Değişim kelimesinin altını doğru tarif etmediğiniz takdirde sağlıklı çözüm alamazsınız. Bugün CHP'nin yapısal olarak değişiklik sürecine girdiği bir süreçteyiz. Tüzüğümüz yenilenecek.

"SEÇİM BİZİM İÇİN YENİLGİDİR"

Sayın Erdoğan 2002 yılında önemli bir hikaye koyarak işbaşına geldi. Günün sonunda sayın Erdoğan sert bir popülizmle Türkiye'yi derin bir kimlik kutuplaşmasına sokmayı başardı. Sayın Erdoğan toplumu Türkiye siyasetinin geçmiş ile kavga ettirdi. Tam orada bir panzehir ortaya çıktı. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu. CHP'yi Sivas'ın ötesine gidebilen, toplumun geniş hattıyla barışabilen siyasi parti haline getirdi. Bu bana göre devrimdir. Açılım sürecinde o gün HDP'ydi. O zaman AK Parti ve HDP milletvekilleri CHP'yi eleştiriyordu. Seçim bir yenilgi midir? Yenilgidir. Sayın genel başkanın maksadını ifade edeceğim. Ancak buna felaket dediğim anda merkezin sağından soluna Türkiye siyasetini sağından soluna örme mücadelesini çöpe atmış oluruz. Ortada bir kazanım yok doğru. Ancak bir mesele var ortada. Çok net sormak istiyorum; Kemal Kılıçdaroğlu 25 milyon seçmen nezdinde sürekli karşı karşıya konumlanan siyasi hatlardaki partileri bir araya getirip, geniş bir mutabakat kabiliyeti gösterdi. Bu doğru bir projedir.

ÖZDAĞ İLE PROTOKOL GİZLİ Mİ?

Zafer Partisi ile iki ayrı protokol. Partiler arası bir de liderler arası niyet beyanı diyelim ona. Siyasi liderlerin zaman zaman böyle gelişmeler olabilir, karşılıklı beyanlarda bulunabilirler. Bunu tartışacak siyasi liderlerdir. İş yapma şekillerini sorgulayabilirler. Yarın bir araya gelirler ve bu meseleler aşılır. Sayın Öztrak partinin taraf olduğu metinlerin tamamını bilir. Ama sayın genel başkanın yaptığı her görüşmeyi A'dan Z'ye bilmeyebilir. Zaman zaman bunlar olur. HDP ile açık görüşmeler yapıldı, böyle bir protokol ve ittifak süreci yoktur. Böyle bir protokolün olması mümkün değil. Bir protokol olursa içinde talepler olur. HDP zaten ilk günden 'Biz bakanlık istemiyoruz' dedi. Protokol imzalayan parti 'Biz bakanlık istemiyoruz' demez ki. Sayın genel başkan bir protokolün olduğunu ama içeriğini anlatmadı. 'O konuya girmem' dedi. O süreçte siyasi partiler düşüncelerini açık açık söylediler.

"CHP'DE KRİZ YOK, SÜREÇ NORMAL"

CHP'de kriz yok. Öngörülebilir sonuçları mâlum bir süreç var. CHP'nin doğal alışkanlığı ve akışkanlığı içerisinde bir süreç yaşıyoruz. Biz bu süreçleri hep yaşarız. Biz tartışırız, konuşuruz, birbirimizle polemik yaparız kapalı toplantılarında. Kamuoyunda CHP'nin farklı anlaşılması için özel gayret var. Bu tartışmalar CHP'nin bölünmesi kimin işine geliyorsa onlar yapıyor. Biz il başkanlarımızla çok güçlü, organik bağlar kurarız. Ben CHP tarihînde 3 defa hiçbir listede olmadan parti meclisine girmiş kişilerin başında geliyorum. Hepsinin bana emekleri vardır, benim hepsinde emekleri vardır. Muş İl Başkanımız İsmail Adanur çok kıymetlidir. Görevden alındı. Onun oylamasında 31 kabul çıktı. Birçok kişi ikili hukukundan ötürü bunu yaptı. Bunlar bir bölünme işareti değil. Bizim örgütümüz seçimi sonuçtan ibaret değil süreçle beraber değerlendirir.

"ÖRGÜTÜMÜZ YENİ TÜZÜK İSTİYOR"

Biz değişim istiyoruz, evet. Örgütlerimiz, delegelerimiz 'Tüzük değişikliği istiyoruz. Sandık görevi yapmanın partide görev yapmanın şartı olmasını istiyoruz' diyor. 'Milletvekilliği, belediye başkanını aktif üyeler belirlesin' istiyor. Tüzük Komisyonumuz çok ciddi çalışıyor şimdi. Devrim Barış Çelik gelen önerilerle birlikte iyi bir program çalışması yapıyor. Tabanın talepleri gerçekleşiyor. Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde bu değişimi tamamlayacağız. Sonra yeni bir ekip gelecek ve önümüzdeki seçimlere çalışacaktır. Yerel seçimlerde majör ittifaklar kurabilen başkana ihtiyacı vardır. Biz sayın Akşener'i çok önemsiyoruz. İttifak sisteminin mutlaka bir ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz. Hatta 6'lı değil, 16'lı değil 26'lı masa kurmak durumundayız.

"ÇOK VERİMLİ TOPLANTI OLDU"

PM toplantısı çok verimliydi. Eleştiriler de aldık. Prof. Dr. Burhan Şenatalar hocamız efsane konuşmalar yaptı. Ne yapmamız gerektiğini biliyoruz. Bizim belediye başkanlarımızın CHP'nin kuvayı milliye geleneğini, kültürünü çok iyi bilirler. Kürsüde konuşmak çok kıymetlidir. Yüksek bir saygınlık içerisinde toplantı yapıldı. Evet doğrudur, farklı fikirler ortaya konuldu. Katılan belediye başkanlarımızın içerisinde 'Sayın genel başkanım siz süreç yüzünden kaybettiniz' de diyen 'yapılması gerekenler yapılmadı' diyenler de oldu. Sayın Kerimoğlu önemli bir ilçemizin belediye başkanıdır. Bu tartışmaların kamuoyunda yapılmasını doğru bulmam. Bu toplantı sonunda sürmemeli. Sayın Kerimoğlu bana bilgi verdi. Bu tartışmaları o salonlarda bitirmek lazım. Bunları kapatmak lazım. Sayın İmamoğlu parti hassasiyet ve nezaketine uygun davranmıştır. CHP'nin kurullarında herşey konuşabilir. Tabii ki sayın genel başkana hakaret edilmez. Sayın İmamoğlu medyada konuşmadı.

HANGİ KANALLARLA SÖZLEŞME YAPILDI?

Halk TV ile anlaşma yapıldı. Bu İsveç'te normal değil ama Türkiye'de normaldir. Başka kanallarda da sözleşme yaptık ama detay açıklayamam. Türkiye'de zorlanarak muhalif görüş beyan ederek birçok mecra vardır ve bunlar iktisadi bunalımlar yaşıyorlar. Bizi en çok eleştirenler de muhalif medyadır. TRT sayın Kılıçdaroğlu'nu vermiyorsa. Türkiye'de 25 tane kanal vermiyorsa verecek yerler bulmak durumundasınız. 25 yer vermiyor, Habertürk veriyor, izliyoruz. Sayın Erdoğan'ı da veriyor, etik gazetecilik bu. Derdiniz o kanalın yayın politikasını belirlemek değil, orada sayın Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını vermektir. Bu sözleşmenin baştan aşağı oluşum şekli budur. Bugüne kadar bir tek yayın yönetmeni çıkıp da 'Eren Erdem beni aradı, şöyle şöyle söyledi' diyemezler.