Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Ortadoğu DSÖ Sözcüsü Margaret Harris'ten Habertürk'e özel açıklamalar

        Dünya Sağlık Örgütü Sözcüsü Dr. Margaret Harris, Habertürk'ten Sena Alkan'ın sorularını yanıtladı. Harris Gazze'deki mevcut durumu şöyle özetledi:

        "DOKTORLAR CESUR AMA DEHŞETE KAPILMIŞ DURUMDA"

        SENA ALKAN: DSÖ Şifa Hastanesi'ndeki sağlık görevlileri ile iletişime geçti. Maalesef oradan gelen bilgiler çok kısıtlı. Dünya çok az şey biliyor orayla ilgili. Sizin elinizdeki bilgiler nedir?

        DR. MARGARET HARRIS: 200-500 arası sağlık görevlisi var. 650 kadar hastaya bakılıyor. Çok küçük prematüre bebekler var. Onları sıcakta tutmaya çalışıyorlar ama maalesef 3'ü hayatını kaybetti. Böbrek hastalarını hayata tutmaya çalışıyorlar. Diyalize bağlılar. Ayırırsanız ölecek bu insanlar. Yoğun bakımda insanlar var. Solunum cihazına bağlı insanlar var. Çok hassas ve kırılgan durumda hastalar var. Solunum cihazlarının durumu iyi değil. Yeterli yakıt olmadığı için makineler gerekli şekilde çalışamıyor. Kimse içeri giremiyor kimse dışarı çıkamıyorlar. Doktorlar çok cesur ama dehşete kapılmış durumdalar.

        REKLAM

        ALKAN: Şifadan bir doktor oradaki durumu mezarlık olarak tanımladı. Şu anda ne kadar canlı var? Oradan bir insani koridor açılabiliyor mu?

        DR. HARRIS: Tam olarak kaç kişi orada, kaçı dışarı çıkabildi, çok sağlıklı bilgimiz yok. 500 hastanenin orada olduğunu barınak olarak kullandığını biliyoruz. Hastanenin etrafında hareket etmek kolay değil. Bir yerden bir yere gitmek kolay değil. Cansız bedenleri defnetmek de çok tehlikeli. Defin için yeterli ekipman yok.

        "BOMBALAR YUKARIDAN DÜŞÜYOR, CAMLARDAN GİRİYOR"

        ALKAN: 'Çok büyük kompleks' dediniz hastane için. Saldırı nerede oluyor?

        DR. HARRIS: Kompleksin etrafında insanlar bir yerden bir yere nakledilmeye çalışılıyor. Bombalar yukarıdan düşüyor, camlardan giriyor. Bir hastanede bunlar olmamalı. Hastane sizin tedavi olmak için sığınacağınız yerdir.

        ALKAN: Savaş zamanlarında hastaneler kutsal yerlerdir. Dediniz ki, yeni doğan bebeklerin 3'ü hayatını kaybetti. Kuvözde bebekler var. Hayatlarını birbiri ardına kaybediyorlar. Sıcak tutulması için kuvözler birbirine bağlanıyor. DSÖ herhangi bir mekanizma biliyor mu bu bebekleri çıkarmak için?

        REKLAM

        DR. HARRIS: Bu olanlar hakikaten çok korkunç. Ben böyle şeylerin olabileceğine inanamıyordum. İnanmakta hala zorlanıyorum. Şu anda görünen o ki, maalesef içeri girmek, dışarı çıkmak pek mümkün görünmüyor. Küçük masum bebekleri ve diğer insanları kurtarmak için oraya girmek mümkün görünmüyor. Bir an önce ateşkes gerekiyor. Rehineleri evine yollayın, saldırıları durdurun, lütfen bir an önce insanlık çizgisine dönün. Bu nefretten vazgeçin.

        "BEBEKLERİ HAYATTA TUTMAK İÇİN MEKANİZMALARA İHTİYAÇ VAR"

        ALKAN: Doktorlar bu bebekleri hayatta tutmak için ne yapıyorlar? Doktorlar 'Burası artık hastane gibi hizmet veremiyor' diyorlar.

        DR. HARRIS: Onları sıcak tutmak çok önemli. Küçük bebekler kendi vücut ısılarını kontrol etme yeteneğine sahip değiller. Birçoğunun emme yetisi de yok. Onların beslenme tüplerine ihtiyaçları var. Oksijen yeterli değil. Oradaki oksijen ünitelerine de saldırılar zarar verdi. Başka da birtakım mekanizmalara ihtiyacınız var bebekleri hayatta tutmak için. En azından onları sıcak tutmak, beslemek ve oksijeni sağlamam en kritik unsurlar.

        ALKAN: İsrail yetkilileri 300 litre yakıt verelim, ama dışarı çıkmak çok riskli. Olabilir mi yakıt transferi?

        DR. HARRIS: Biz böyle bir şey yapmaya elbette hazırız. Eğer bir güvenli koridor oluşturulursa elbette bunu yapmak istiyoruz. Şifa hastanesine geçen hafta salı günü birtakım ihtiyaçlar ulaştırabilmiştik. Bir an önce güvenli koridorun açılması için saldırıların durması gerekiyor.

        REKLAM

        ALKAN: En önemli engel devam eden çatışmalar.

        DR. HARRIS: Yakıta hastaneye ulaşması için izinlerin alınması gerekiyor.

        ALKAN: İsrailli yetkililerle diyalog halinde misiniz?

        DR. HARRIS: Açıkçası net bir bilgim yok.

        "GAZZE'DE ÇOK YÜKSEK DÜZEYDE YARALILAR VAR"

        ALKAN: Diğer hastanelerin durumu nasıl? Gazze'de hizmet verebilen başka hastaneler var mı?

        DR. HARRIS: Yüzde 40'ı bir şekilde işlev sağlayabiliyor. Ama bu bizim hastanenin işlemesinden anladığımız hizmet verme değil. Çok yüksek sayıda yaralı var. Bütün hastanelerde yakıt sıkıntısı, elektrik sıkıntısı var. Bütün Gazze'yi etkileyen problem. Sağlık ekipleri yapmaları gerekenleri eksiklikler yüzünden yapamıyorlar maalesef.

        ALKAN: Bu hastanelerde yakıt eksik, gerekli sağlık üniteleri hizmet veremiyorlar. Peki ne olacak?

        DR. HARRIS: Artık yeni hasta alamıyorlar. Onlara gerekli tedavileri sağlamamaya başladılar. Yakıt bitmek üzere iken önlerini göremiyorlar. Güneydeki hastanelere ilaç ulaştırmaya çalışıyoruz. En temel ilaçları sağlamaya çalışıyoruz ki, bir şekilde doğum yapan kadınlar için ihtiyaçlar karşılanmış olsun. Gazze'de her gün bebekler doğmaya devam ediyor. Her gün 200 bebek doğuyor. Şu aşamada Gazze'de doğum yapan k kadınların güvenli sığınağa ihtiyacı var. Onlara ilaç ve gerekli malzemeyi sağlamamız gerekiyor. Saldırıların durması gerekiyor.

        "GAZZE'DE SALGIN HASTALIK RİSKİ GÖRÜYORUZ"

        ALKAN: Salgın riskinden bahsetmiştiniz. Durum nedir?

        DR. HARRIS: Salgınlarda yükselme görüyoruz, salgın riski görüyoruz. Ayda 2 bin kadar görmeyi bekleriz. Son 2 haftada 35 bin vaka gördük. Bu çok büyük bir yükseliş. Yarısından çoğu çocuklar. Bu çocuklar aynı zamanda yetersiz beslenmeden mustaripler, temiz suya ulaşımları kısıtlı. Sindirimle ilgili salgın hastalıklarda normalden de fazla suya ihtiyacımız var. Bu çocukların temiz suya iletişimi yok. Önümüzdeki günlerde bu çocukların ölümüyle ilgili daha net bir sayı görebileceğiz. Grip ve başka bir takım salgın hastalıklar artabilir. Aynı zamanda insanlar büyük stres altında. Açlar, susuzlar, bunlar da salgın hastalık riskini artırıyor. Birçok eksik beslenmeden mustarip çocuk görüyoruz. Nüfusun önemli kısmı susuzluk altında. Yeterli su yok. Hijyen için gerekli su lazım. Yıkanmaları ve temiz kalmaları için, o da eksik. Bu da cilt hastalıklarda etkili oluyor. Bombalardan etkilenmiş olanlar var ve enfekte oluyorlar. Yaraları temiz tutacak suya sahip sahip değiller.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ