Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Engelleri aşarak dünyaca ünlü fotoğrafçı oldu
        1

        Hikayesiyle tüm dikkatleri üzerine çeken 26 yaşındaki Endonezyalı fotoğrafçı Ahmed Zulkarnain, çektiği fotoğraflarla azmin elinden hiçbir şeyin kurtulamayacağını bir kez daha herkese gösterdi.

        2

        Doğuştan engelli olduğu için kendisinden utanan ailesi tarafından bir poşete koyularak ölüme terk edilmek istenen Ahmed, yaşam savaşını kazanarak bugün dünyaca ünlü bir fotoğrafçı oldu.

        3

        “KİMSE GÖRMESİN DİYE DOKTORLAR ÇARŞAFLA ÜSTÜMÜ ÖRTMÜŞ”

        Fotoğrafla tanıştıktan sonra yaşama sımsıkı bağlandığını belirten Ahmed, o günleri şöyle anlatıyor:

        4

        “Ben üç kardeşli bir ailenin en son ferdiyim. Babam bisiklet garajında annem ise sokaklarda satıcı olarak çalışıyordu. Ailemin istemediği bir çocuk olarak dünyaya geldim. Hatta ben doğduğumda doktorlar üstümü çarşafla örtüp beni ailemden saklamaya çalışmışlar.

        5

        Sonra babam doktorları zorlayıp beni görmek istemiş. Engelli olduğumu görünce de benden utanmış. Bir torbaya koyup beni sokağa atmaya çalışmış. Neyse ki orada bulunan akrabalarımız beni elinden alıp kurtarmış. Anne ve babamın beni kabullenmesi yıllar aldı.”

        6

        İNTERNET KAFEDEN DÜNYACA ÜNLÜ FOTOĞRAFÇILIĞA

        Hukuk Fakültesi’ni okuyan genç sanatçı, fotoğrafla tanışma hikayesinin internet kafeyle başladığını belirterek, “Öğrenciyken uzun süre işsiz kaldım. İş arıyordum fakat bir türlü bulamıyordum. En sonunda internet kafede iş buldum.

        7

        Orada kimlik kartı için gelen vatandaşların fotoğraflarını çekiyordum. Daha sonra kendi kendime daha iyi nasıl fotoğraf çekilir diye araştırmaya başladım çünkü fotoğraf giderek bende hobiye dönüşüyordu.

        8

        YouTube kanalından video izleyerek kendimi geliştirmeye başladım. Biriktirdiğim parayla ilk fotoğraf makinemi aldım. Ardından cesaretimi toplayıp işten ayrıldım. Artık dışarıda bağımsız olarak çalışıp fotoğraf çekiyordum.

        9

        Çektiğim fotoğraflar ağırlıklı olarak manzara, portre ve model fotoğraflarıydı. Bir de dağlara çıkmayı çok seviyordum. Bir gün arkadaşımla birlikte 2 bin metre yükseklikteki dağa tırmandık.

        10

        Dağın zirvesine çıkınca kendime güvenim geldi. Orada çektiğimiz fotoğrafların etkisiyle fotoğrafçılığa daha da bağlandım ve zamanla profesyonel sanatçıya dönüştüm.” ifadelerini kullandı.

        11

        ENDONEZYA'YI KARIŞ KARIŞ DOLAŞIYOR

        Yaklaşık 5 yıldır boynuna asılı fotoğraf makinesiyle Endonezya’yı karış karış gezen Ahmed, ilk başlarda zorlansa da fotoğraf makinesini kullanırken şu an fiziksel anlamda neredeyse onu zorlayan hiçbir şeyin olmadığını söylüyor.

        12

        Parmakları yerine deklanşöre koluyla bastığını belirten Ahmed, ellerini kullanan herkesle aynı rahatlıkta fotoğraf çekebildiğini ve çok rahatlıkla lens değiştirip deklanşöre basabildiğini belirtiyor.

        13

        Düğün fotoğrafları çekerek ve ajanslarla çalışarak maddi gelirini elde eden Ahmed, “Moda fotoğrafları çekiyorum. Katalog çekimlerine gidiyorum ve ülkemdeki ünlülerin fotoğraflarını çekiyorum. Boş zamanlarımda da doğada birkaç gün kalıp orada fotoğraf çekiyorum.

        14

        Zorluklar içinde yaşayan insanları karelemek beni cezbediyor. Köy hayatını ve oradaki insanların günlük yaşamını elimden geldiğince ölümsüzleştiriyorum. Bu sene Zeytinburnu Uluslararası Fotoğraf Festivali’nde kırsal alanda teknolojiye alışan Endonezya’daki köylülerin durumunu gözler önüne sermeye çalıştım.” diye konuştu.

        15

        "AVUKATLIĞI DEĞİL FOTOĞRAFÇILIĞI SEÇTİM"

        Hukuk fakültesini bitirmesine rağmen fotoğrafçılık yapma sebebini özgürlüğe bağlayan Ahmed, "Fotoğraf çekerken kendimi daha özgür hissediyorum oysa hukuk bir takım kurallara dayanıyor. Hukukta işe kendinizden bir şey katamazsınız kuralları bellidir.

        16

        Oysa fotoğraf tamamen sizin elinizde şekillenen bir alan. Bu yüzden hayatımın kalan kısmında fotoğraf çekmeyi tercih ettim. Örneğin bazen çalışan işçileri çekerken hayal ediyorum. Acaba benim de ayaklarım olsa bu şekilde mi çalışırdım diye." şeklinde konuştu.

        17

        "BENİ DEĞİL SANATIMI GÖRÜN"

        "Ben aslında insanların fotoğraf çekerken beni görmelerini istemiyorum. Sadece ortaya koyduğum eseri tanımalarını istiyorum. Yani beni değil sanatımı görmelerini istiyorum. Çünkü insanlar beni gördüklerinde daha çok ‘Aaaa! Bu haliyle nasıl fotoğraf çekiyor?’ gibi bir hisse kapılıyorlar.

        18

        O yüzden beni değil ortaya koyduğum eseri görmelerinden yanayım.” açıklamalarında bulundu.