Fenerbahçe-Spartak Trnava maçı yazar yorumları
Fenerbahçe, UEFA Avrupa Konferas Ligi H Grubu'ndaki son maçında Spartak Trnava'yı 4-0 mağlup ederek grubunu lider tamamladı ve adını direkt olarak son 16 turuna yazdırdı. Spor yazarları, Fenerbahçe'nin Spartak Trnava karşısındaki performansını değerlendirdi.
Gürcan Bilgiç (Sabah): İsmail Kartal boşuna her maç sonrasında oyun gücünden bahsetmiyor. Beşiktaş maçı öncesindeki takım konuşmasında da futbolcularına neden kazanacaklarını bu şekilde açıkladı. Taşları yerine koyduktan sonra, antrenman kalitesinin nelere yol açabileceğini de izliyorsunuz Fenerbahçe ile beraber. Oyun gücü dedik, üstüne de oyuncu kalitesini ekleyin, bir anda "hadi gol atalım" demelerine kalıyordu pozisyon bulmak. Ferdi ikinci yarının da "başka" oyuncusu olmayı sürdürdü. Bir "10 numaradan" ne bekliyorsanız, Ferdi bunu yapıyordu. Sağ bek görünümlü, defansif forvet de diyebiliriz genç oyuncuya. İsmail'in birkaç haftadır süren form eksiliği de giderilmiş gibi. Gollerin peş peşe gelmesiyle birlikte Kadıköy kendi gecesini, eğlencesini de yarattı.
Ercan Güven (Milliyet): Konferans grubunda yaşadığı 6-1’lik “Nordsjaeland musibeti” tıpkı atasözümüzdeki gibi “bin nasihatten iyi” gelmiş olmalı ki, Fenerbahçe’ye; grubun en “hafif” takımına karşı en “ağır abiler” ile çıktı Trnava karşısına. Çünkü, “eldeki kuş” Trnava’yı mağlup edip grup ikincisi olmak, “daldaki kuş” ise aynı anda Ludogorets’in grup lideri Nordsjealand’ı mağlup etmesiydi! Trnava karşısında averajını düzeltmiş Fenerbahçe’nin son 32 değil son 16’ya kalması olasıydı. Ha daldaki kuş, ha denizdeki balık… İkisinin de hesabı alengirliydi ama emek verip yüksek performansla golleri sıralayan Fenerbahçe’ye “şans” da sırtını çeviremedi bu kez. 4 farklı galibiyet “mucize gibi” grup liderliğini de elinden tutup Fenerbahçe’ye teslim etti.
Trnava Fenerbahçe’nin dengi değildi. Lakin artık yumurta kapıya gelmişti. Hafta sonu lig maçının olmaması ve liderlik ihtimali gereği Spartak Trnava karşısında farklı skor hedefi İsmail Kartal’a bir “ilk”e imza attırdı, Konferans Ligi’nde savunmayı, orta sahayı, forveti elde olanların en iyisiyle kurdurdu Hoca’ya… Ludogorets’in attığı gol, Fenerbahçe’nin Trnava karşısındaki 4 averaj golüne saygı duruşu ve Fenerbahçe’nin grup liderliği ile son 16’ya kalmasıydı. Tek kelime ile harika.
Uğur Meleke (Hürriyet): Türk futbolunda 2018-22 arası dört sezonluk bir travma dönemimiz oldu. Bu süreçte iki Dünya Kupası kaçırdık, bir Avrupa Şampiyonası’nı da 60 yıllık kupa tarihinin en kötü performansını göstererek bitirdik. Milli takımda Güneş-Kuntz, ligde Pereira-İsmael-Torrent gibi tercihler, Avrupa kupaları performansımıza da yansıdı: Türkiye 30 yıl sonra ilk kez UEFA sıralamasında ilk 20’nin dışını gördü. Geçen sezon Avrupa kupalarında Trabzonspor Şubat’ı, Başakşehir, Fenerbahçe ve Sivasspor da Mart’ı görmüşlerdi. Aslında bu sezon da normal şartlarda dört takımla Avrupa’da baharı görmeliydik, nüanslarda kaybettik.
Fenerbahçe, Trnava kalesini ilk dakikadan itibaren ablukaya aldı. Özellikle Dzeko’nun son dönemde daha fazla derine gelip bir oyun kurucu gibi oynadığının bir kez daha altını çizmek lazım. O derine gelince soldan Ferdi-Tadic-Fred, sağdan Szymanski-İrfan’la hücumda asimetri yaratıyor Fenerbahçe. Genelde de pozisyonları kanatlarda yarattığı dengesizlikle buluyor. Dünkü neticelerin ardından iki takımla yeni yılı görebiliyoruz. Dileğimiz elbette hem Galatasaray’ın, hem de Fenerbahçe’nin Mart’ı-Nisan’ı görmeleri.
Faik Çetiner (Fanatik): Maçın şüphesiz öne çıkan ismi yine Ferdi Kadıoğlu'ydu. Her zaman söylediğim gibi Fenerbahçe’nin en büyük şansı İrfan Can, Ferdi, İsmail gibi kaliteli Milli Takım oyuncuları. Maçtan önce galibiyet ve beraberinde fark bekliyorduk, öyle de oldu. Stada gelenler ve maçı izleyenler Fenerbahçe’nin futbol şovuna şahit oldular. Şovun startını ise Ferdi Kadıoğlu verdi. Beklentimiz bu şovun Avrupa arenasında da devam etmesi.
İbrahim Yıldız (Habertürk): Sahanın yıldızı tartışmasız Ferdi’ydi. Attığı golde hızı, topu kontrolü ve 3 kişi arasından topu köşeye göndermesi üst düzey bir oyuncu hareketleriydi. Fenerbahçe’nin takım olarak sergilediği oyunun en önemli yanı iki bekin sürekli atakların içerisinde olmasıydı. Ferdi ile Osayi forvet oyuncuları gibiydiler. İsmail Kartal, bir önceki maçta alınan ağır yenilgiden ciddi dersler çıkarmış. Oyuncularını iyi motive etmiş, Maça gerçekçi bir taktikle hazırlamış. Güzel oyun, gol şov taraftarı heyecanlandırırken takımı da gelecek adına fazlasıyla mutlu etti. Bu kadroya yapılacak 3 takviye Avrupa macerasını istenilen noktaya taşıyabilir.
Engin Verel (Akşam): Bundan önceki Konferans Ligi maçlarında fantastik tercihlerden çekinmeyen İsmail Hoca'nın dünkü 11 tercihi çok doğruydu. Sadece Beşiktaş derbisine göre 2 değişiklik vardı. Zaten kaleci İrfan'ı seçmesi risk değildi. Çünkü Trnava'nın kaleciyi zorlayacak bir anlayışla sahada olmayacağını biliyordu. Favori olduğu maçlarda hayal kırıklığı yaşatmakla meşhur olan Fenerbahçe, dün de ilk 30 dakikada bir çuval gol kaçırınca endişelenmedik desek yalan olur. Penaltı golüyle Trnava surlarına kapanmayacak gedik açıldı. Sonra şans da onları terk etti, günün en gayretli oyuncularından olan Dzeko'nun yanına geçti. Fenerbahçe gruba başladığı gibi coşkulu bitirdi. Arada yaşadığı kötü izleri de sildi. Hedeflere ulaşmak istiyorlarsa bu coşkuyu korumak zorundalar.
Ömer Üründül (Sabah): Fenerbahçe dün gece taraftarının da büyük desteğiyle çok yüksek tempolu bir ilk yarı sergiledi. Maçın başından itibaren oyunu karşı alana yıktılar. Trnava takımı, 10 kişi ile 18 önünde savunma yapıyor, hiçbir şekilde ileri çıkış bile yapamıyordu. Fenerbahçe kısa sürede farkı 4'e çıkardı. Sonrasında ise frene bastılar. İsmail Kartal arka arkaya oyuncu değişikliklerine başladı. Sonuçta Fenerbahçe farklı galibiyetiyle, Ludogorets'in de Nordsjaelland'ı yenmesiyle gurubu birinci olarak bitirmeyi başardı.
Ferdi gibi profesyonel bir istikrara saygı duymamak mümkün değil. Sürekli söylediğim gibi futbol gerçekten enteresan bir oyun. Nordsjaelland, Ludogorets'e ilk maçta 7 gol attı sonra Fenerbahçe'ye 6 gol attı ama elendi… Kafama takılan bir konu var... Avrupa'da en güçlüler dahil hiçbir takım grup maçlarında birinciliği garantilemeden radikal rotasyon yapmıyor. İsmail Kartal ne düşündü de Fenerbahçe'nin kazandığı gruptaki ilk 3 maça rekor rotasyonla çıktı. Grubun en zayıf takımına karşı da son maçta kaleci hariç ideal 11… Bunun cevabını kendi mantığımda bulamadım.
Serkan Akcan (Fanatik): Dzeko, senaryosu sağlam bir Hollywood filminde kendi hayatını beyaz perdeye aktarıyor gibi. Bundesliga’dan Premier Lig’e kadar Avrupa’nın en büyük liglerinde nefis bir kariyer inşa eden Boşnak yıldızın Şampiyonlar Ligi finalinin ardından Fenerbahçe’ye gelip maç ayırmadan ilk günkü heyecanıyla oynaması gerçekten hayli ilham verici. Fenerbahçe’nin Kadıköy’de alev alanları arasında Tadiç ve Ferdi de vardı. Tadiç takımın en alfası olmasının yanında büyük de bir profesyonel. Kendine çok iyi bakıyor, her zaman fit her maça hazır. Oynadığı her bir dakikanın hakkını veriyor. Sanırım bu kez eminiz Ferdi kesin kariyer sezonunu oynuyor. Pereira döneminden bu yana her geçen sezon biraz daha iyisini yaptığı için her yıl biraz daha gelişiyor.
