Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Erdoğan: Düşürülen Rus uçağı Su-24 için özür dilemeyeceğiz

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağı Su-24 düşürülmesinin ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i aradığını ancak Putin'in bu aramaya dönüş yapmadığını söyledi. Erdoğan ayrıca,"Bir Rus uçağı olduğu belli olmuş olsaydı belki uyarıların türü farklı olabilirdi. Bu uyarılar çok daha farklı bir zeminde ulaştırılarak, farklı yerler devreye sokulmak suretiyle bu hava sahası ihlalinin önü kesilebilirdi" dedi. Erdoğan muhtarlara hitaben yaptığı konuşmada ise, "Bölgede yeni gerilimler çıkarmak istemiyoruz. Rusya'yı hedef almak için herhangi bir nedenimiz yok. Rusya ile Suriye konusunda anlaşamamız başka bir şeydir, angajman kurallarını işletmek başka bir şeydir. Aynı ihlal bugün yapılsa Türkiye yine bu karşılığı vermek durumundadır" ifadelerini kullanmıştı.

        Erdoğan, Fransız FRANCE 24 televizyon kanalına, gündemdeki gelişmelerle ilgili mülakat verdi.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağının düşürülmesinin ardından Rusya ile Türkiye arasında bir savaş tehlikesi olup olmadığının sorulması üzerine, olay sırasında aidiyeti belli olmayan bir uçağın Suriye içinden Türkiye sınırlarına doğru geldiğine dikkati çekti.

        Bu uçağın 5 dakika içinde 10 kez uyarıldığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

        "Bütün bu uyarılara rağmen bu uçuş bizim sınırlarımıza doğru devam ediyor. Sınırlarımızdan içeri girdikten sonra oradaki F-16 uçaklarımız bu aidiyeti belli olmayan uçaklara doğru yöneliyorlar. Burada 1. sıradaki uçak, o tekrar Suriye'ye dönüyor. Neden sonra? F-16 uçaklarımızı gördükten sonra. Ama ikincisi dönmüyor. Bunun üzerine otomatik olarak angajman kuralları gereği burada F-16 uçaklarımız ateş ediyorlar. Olayın aslı budur. Bunu bir savaş sebebi olarak saymak mümkün değil. Bu tüm ulusların uluslararası camiada angajman kurallarının otomatik işlemesinin neticesidir."

        Bundan önce 3-4 Ekim tarihlerinde de benzer olaylar yaşandığını belirten Erdoğan, o zaman buna karşı çok daha farklı bir tavır takındıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:

        "Kendilerini telefonla aradım. Dışişleri Bakanımız aynı şekilde aradı. 'Bakın bu olanlar doğru şeyler değil, bu konuda angajman kurallarını bir gün silahlı kuvvetlerin mensupları da işletiverir ve burada sıkıntıya düşeriz.' Bundan daha önce Karadeniz'de benzer bir şey oldu. O zaman da yine hava sahası ihlali 15 dakika sürdü. Burada da yine maalesef bunları konuştuk. Fakat biz bu telefon görüşmelerimize rağmen G20'de başa baş bu konuyu ele aldık, konuştuk. 'Bunu yapmayın. Bu bizim için yarın bir başka sıkıntı nedeni olabilir. Çünkü pilot bir yerde görevini yapacak. Angajman kuralı nedir, bunu bildiği için, otomatik olarak bu angajman kuralını işlettiği zaman, bunun için yeni bir emre de gerek de yok. Bunun gereği nedir? Ha benim görevim bu.' Ülkemizin sınırlarını ihlal eden olduğu zaman ona karşı hemen görevini ifa etmesidir."

        "RUS UÇAĞI BELLİ OLMUŞ OLSAYDI..."

        Türkiye'nin Suriye'yle 911 kilometrelik kara sınırı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, hava sahasının da bu ölçüde geniş olduğuna işaret etti.

        Bütün bu alandaki uçakların Suriye rejiminin uçağı olabileceği gibi, rejime destek vermeye gitmiş olan aidiyeti belli olmayan uçaklar da olabileceğini ifade eden Erdoğan, "Nitekim burada da böyle bir durum oldu" dedi.

        Rusya ile gerilim istemediklerinin altını çizen Erdoğan, "Zira bizim Rusya'yla şu anda üst düzeyli istişari konseyimiz var. Bizim ekonomik ilişkilerimiz gayet ileri bir konumda. Böyle bir konumda olan ülkeyle biz böyle bir şeyin içerisine girebilir miyiz? Böyle bir şeyin olmasını asla arzu etmezdik. Ama maalesef bu böyle bir konuma gelmiş bulundu" diye konuştu.

        "Eğer gelen uçağın bir Rus uçağı olduğunu bilseydiniz Türkiye'nin cevabı farklı mı olurdu? Eğer bir Rus uçağı bir kez daha Türk hava sahasını ihlal ederse yine indirilir mi?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:

        "Bir Rus uçağı olduğu belli olmuş olsaydı belki uyarıların türü farklı olabilirdi. Bu uyarılar çok daha farklı bir zeminde ulaştırılarak, farklı yerler devreye sokulmak suretiyle bu hava sahası ihlalinin önü kesilebilirdi. Ama bu konuda hassasiyetin devam etmesinde fayda var. Yani bu tür ihlallerin olmaması gerekir. Aynı şeyi Rusya için düşünelim. Herhangi bir ülke Rusya'nın acaba hava sahasını ihlal ettiği zaman, 'Hoşgeldin' der mi? Demez. Uyarılarını yapar. Uyarılara uyulduğu takdirde ne ala, uyulmadığı takdirde onlar da gereğini yapar."

        "SAYIN PUTİN ARAMAMA DÖNMEDİ"

        Durumu bir "egemenlik hakkı meselesi" olarak niteleyen Erdoğan, "Hiçbir ülke, hiçbir ülkenin egemenlik haklarını ne karada, ne denizde, ne havada ihlal edemez. Bu konuda dikkatli olmaya mecburuz" dedi.

        Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin'in olay sonrasında "özür dilenmesi gerektiğini de içeren" açıklamalarının hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:

        "Sayın Putin henüz daha bana (aramama) dönmüş değil. Biz askeri ataşelerine, büyükelçilerine, dışişlerine çağırmak suretiyle, gerekli olan bilgileri, teknik bilgileri A'dan Z'ye vermiş bulunuyoruz. Böyle bir talep söz konusu değil. Bir defa böyle bir talepten önce bu olayı konuşmamız lazım. Bu olay niçin böyle oldu, neden böyle oldu, nasıl oldu? Ben olaydan bir müddet sonra kendilerini aradım ama o andan bu ana kadar henüz bize bir dönüş söz konusu değil. Bir dönüş söz konusu olmadığına göre burada tabii neyin nasıl söyleneceği ayrı bir tartışma, müzakere konusudur. Kaldı ki olaya tabii buradan girmek, o da ayrı bir yanlıştır. Eğer biz suçlu arama noktasına gideceksek ayrı bir konudur. Ayrı bir müzakere konusudur."

        Türkiye'nin elinde olayla ilgili net bilgiler olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

        "Benim şu anda ülke olarak elimde belgeler, deliller, her şey var. Bunlar ortada. Bu deliller, belgeler ortada olduktan sonra, bunlara rağmen Rusya ne düşünüyor? Ben bunu görmek isterim. Benim radar üssümdeki tespitler var. Acaba bu radar tespitleri Sayın Putin'de var mı? Veya onun ilgili birimlerinde var mı? Bütün bu 5 dakika içindeki 10 uyarı ile ilgili konuşmalar var. Ve bunları biz şu anda televizyonlarımızdan yayınlıyoruz. Onların bunları bilmesi duyması lazım. Bu konuyla ilgili olarak bütün bunlardan sonra, 'Söylenenler yalandır' ifadelerini kabul etmemiz mümkün değil. Çünkü ben radar merkezlerinden bana gelen bilgiye bakarım ve radar üssündeki bütün dinlemelere ve bütün uyarılara bakarım. Şu anda da müttefiklerimizin bu konuyla ilgili bilgileri bizim bilgilerimizle örtüşüyor, başta NATO olmak üzere."

        "BİRİLERİNİ TATMİN ETMENİN GAYRETİ İÇERİSİNDE OLMAYA GEREK YOK"

        Olaydan sonra Putin'in "Üzgünüz" demesi ve elini uzatması halinde Türkiye'nin hala Rusya ile işbirliğine devam edip etmeyeceği sorusu üzerine Erdoğan, Türkiye'nin Rusya'yla işbirliği halinde olduğunu, olayı bir gerilim sebebi olarak görmediklerini belirterek, şunları kaydetti:

        "Tabii ki tokalaşmamız lazım, tabii ki yolumuza yine beraber devam etmemiz lazım. Birilerini tatmin etmenin gayreti içerisinde olmaya gerek yok. Zaten böyle zamanlarda tahrik unsurları ortaya çıkar. Burada da birçok tahrik unsuru var. Örneğin büyükelçiliğimizi gelip taşlayanlar, yumurta atanlar, domates atanlar falan. Bunların hepsinin yaptığı işler çok çok duygusaldır ve yanlıştır. Benzer şeyler benim ülkemde de olabilir ama ben, benim ülkemde buna asla müsaade etmem ve anında güvenlik güçlerimi oraya gönderirim. Orada, o yakın mahalde, böyle bir eylemi yapmalarına müsaade etmem. Niye? Çünkü bütün büyükelçilikler vesaire, bunların hepsi bizim güvencemiz altındadır. Onları korumakla mükellefiz. Eğer onları korumuyorsak bu da uluslararası bir diplomasi hatasıdır. Polis orada bu adımlar atılırken, orada camlar çerçeveler indirilirken, orada onu bir seyirci gibi, tribünden izlerse orada bir faklılık var demektir. Bundan da üzgünüz. Bunu da ayrıca söylemek isterim. Böyle bir olayın olduğu dönemde biz soğukkanlılığımızı korumakla mükellefiz ve bu soğukkanlılığımızı da devam ettireceğiz."

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ