Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Habertürk ekibi sıcak bölgede: İsrail kara harekatı yapacak mı?

        İsrail-Hamas çatışmaları 10. gününde devam ederken İsrail'in Gazze'ye gece boyu saldırıları sürdü.

        İsrail ordusunun kara harekatı hazırlıkları sürerken, 600 bin Filistinlinin Gazze'nin kuzeyinden güneyine geçtiği bildirildi.

        Öte yandan ABD-Mısır-İsrail'in anlaşması ile Gazze'nin güneyinde ateşkes sağlandı. Ateşkesin 09.00'da başlayacağı belirtildi. Ancak Hamas "Ateşkese ilişkin bilgimiz yok" açıklamasında bulundu.

        Habertürk ekibinden Mehmet Akif Ersoy ve kameraman Hakan Öztürk, Kudüs'te yaşananları aktardı.

        İşte anbean yaşananlar...

        11.20 - Tel Aviv'de hayatın normal akışında ilerliyor. Marketler, dükkanlar açılıyor. Bu manzaraları neden gösterdiğimi anlatayım. Bazen siren sesleri evet oluyor, demir kubbe füzeleri yok ediyor. Savaş durumunda yakınlarımız bize mesaj atıyor. Ben diyorum ki bir şey yok. Burası savaşta olan bir ülke açısından güvenliğin sağlandığı bir nokta. Evet İsrail'de 7 Ekim öncesi ve sonrası diye ayrılacak. Pek çok şey değişecek. Ama Kudüs'ten Tel Aviv'den yapılan yayınlar durumlar. Bizim haber alamadığımız yer Gazze. Biz oraya ulaşamıyoruz. İsrail tanklarını dizmiş durumda, oraya hiçbir şekilde gidemiyoruz. Yüz binlerce Filistinli güneye gidiyor. Orada sadece yerel gazeteciler paylaşıyorlar. Oradaki durum şu: Sürekli olarak Anadolu Ajansı kendi muhabirlerini saat başı arıyorlar hayatta mı diye kontrol etmek için. Savaştan söz ediyorsak aslında Gazze'de olmamız lazım ama bunu hiçbir şekilde sağlayamadık. Tünellerden geçiş hiçbir şekilde yok. Kara operasyonları ile ilgili hazırlıklar söz konusu.

        09.20 - Bugünün önemli gelişmelerinden birisi ateşkes kararı. Blinken'ın temasları biliyorsunuz devam ediyor. Blinken'ın tekrar İsrail ile yapacağı görüşme savaşın seyri açısından da oldukça önemli. Gazze'nin güneyine dün su vermeye başladıklarını söyledi. 2 milyon 300 bin kişinin küçücük bir alanda sıkıştığı bir durum söz konusu ve elektrikleri yok, suları yok. Bu sıradan bir sorun değil. Gazze'ye hiçbir şekilde giremiyoruz. Sınır kapısı saldırılar sonrası hasar gördü. Mısır zaten sınırdan geçişlere izin vermiyor. Orada bulunan meslektaşlarımız kuzeyinden fotoğraf geçemiyorlar, o kadar sınırlı erişim.

        TEL AVİV'DE "HAYAT" GAZZE'DE "ÖLÜM"

        20-46- Buranın bir sıcaklığı var diyemem. Burası için sıcak bölgedeyiz diyemem. Nasıl bir yerde olduğumuzu şöyle gösterecektim. İnsanlar köpeklerini gezdiriyorlar şu anda bu cadde üzerinde. Az önce dükkanlar açıktı. Şimdi bir kısmı açık, bir kısmı kapalı. Bundan yaklaşık 20 dakika önce siren sesleri vardı. 3 roket atılmıştı. Ben 2'sini duydum. Dünyanın bütün televizyon kanalları, uluslararası ajanslar şu anda İsrail'de. Hiçbirisi Gazze'de yok. Hiçbirimiz Gazze'ye giremiyoruz. Gazze'ye girebilen hiç kimse yok. Gazze'de yaşayan meslektaşlarımız Gazze'de olan biteni anlatmaya çalışıyor zor şartlarda. Şu ana kadar 13 meslektaşımızı bu olaylar sırasında kaybettik. Biz burada çok konforlu bir alandayız. Sınır bölgesine gidiyoruz. İsrail askerleri bize müdahale ediyor, 'çekil' diyor, itiyor kakıyor. Kimisi daha nazik konuşuyor, kimisi kamerayı indiriyor. Buranın gerçekliği içerisinde, biz hiçbir şey yaşamıyoruz burada. Güvendeyiz. Çelik yelek ve kask takıyoruz. Bir roket saldırısı oldu bir tanesi denk geldi. Siviller hayatını kaybetti diyelim. 1000 tane gazeteci bir tane haberin peşine hep birlikte gidiyor. Dikkat edin yayınlara. Operasyon bölgesine gitmeye çalıştık orada başımıza sıkıntı geldi. Biz bunu Türkiye'de sıkıntı olarak görüyoruz. Burada sirenler çalıyor ailelerimiz tedirgin oluyor. Aşkelon'a gittik, oraya roket saldırısı olmuş. Çelik yeleklerimizi ve kasklarımızı İsrail askerleri bizi tanısınlar, tedirgin olmasınlar diye giyiyoruz. Burası bir çatışma bölgesi, çok büyük olaylar var diye değil. İsrail askerleri bizi tanısınlar diye. 1000 tane gazeteciyi bir olayın olduğu yere koyduğunuzda, bir roket düşüyor herkes oraya gidiyor. Az önce burada sirenler çaldı. İnternetimiz, elektriğimiz var. İyi bir otelde kalıyoruz. Bütün gazeteciler bu imkanlara sahip şu an. Gidemediğimiz ve mesleğimizi yapamadığımız yerde; yani Gazze'de internet, elektrik, temiz su, gıda, can güvenliği yok. Orada 7 gün 24 saat ya havadan bombalanıyorsunuz ya top atışları ya obüs atışları. Ben Gazze'de iken buranın nasıl olduğunu bilmiyordum. İlk defa İsrail de güvende değil, ilk defa İsrailli meslektaşlarımız da riskle karşı karşıya. Gazze'ye yönelik bombardımandan, çocukların ve sivillerin katledilmesinden, elektrik, su, gıdasız bırakılmış bir Gazze'den bahsediyoruz. Gazze'yi aktaramayınca eksik kalıyor. Hamas'ın saldırılarında hedef alınan araçları veriyoruz. İsrail'in tepkilerini veriyoruz. Bunu paylaşınca sadece İsrail problem yaşıyor zannediliyor. Filistin Sağlık Bakanı enkazların altında binlerce ölü olduğunu, binlerce insanın cenazelerinin kaldırılamadığını anlatıyor. Geçen 2 haber 5 satır yazı. Her bir sokağında, caddesinde, kentinde, hastanesinde bambaşka, çok acı hikayelerin, dramatik tabloların olduğu, çocuk, kadın, sivil ve yaşlıların çok dramatik tablolar. 2023'de Gazze'ye Kerbela'yı yaşatmak gibi. Şu anda İstanbul'da olmakla Tel Aviv'den Gazze'yi seyretmek arasında hiçbir fark yok.

        Burada bin gazeteciye bir haber düşüyor. Orada 10 gazeteci var. Her birine 500 naber düşer. Bugün 4-5 tane yer gezdim. Yarın Lübnan sınırına gideceğim. Burada ne oluyor, bunları anlatalım. Zaten uluslararası haber ajansları anlatıyor. O masaya da düşüyor, bize de düşüyor. BM, DSÖ açıklamalar yapıyor. Onları da veriyoruz. Hikayenin özünde değiliz. Hikayeyi ıskalıyoruz. Filistinli 5 yaşındaki çocuğun okula giderken, arkadaşlarıyla sokakta top oynarken, düşen bir füzeyle kolu bacağı parçalanarken, annesinin koşarken neler yaşadığını bilmiyoruz. Bunların hepsi yaşanıyor. Burada hava çok güzel, güneşli. Operasyon bölgelerini gördük. Şu anda füze atılan yerler enkaza dönmüş durumda. O bombalardan sonra İsrail ordusu kara operasyonunda çok kayıp vermek istemiyor. İsrail'de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. 7 Ekim'den önce 7 Ekim'den sonra denilecek. Netanyahu büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacak. İsrail ilk defa böyle bir travma yaşıyor. Gazze'ye her gün yaşattıklarını ilk defa yaşattı. Küresel ölçekte demokrasiyi, insan haklarını, Cenevre hukukunu savunanlar bunun bir terör eylemi olduğunu söyleyemiyorlar.

        Batı Şeria'da insanlar öldürüldü. Hiçbirinde silah yoktu. Hesap veren var mı, hesap soran var mı? İsrail ordusu şu anda Gazze'de işlediği hiçbir suçtan ötürü hesap vermeyecek. Dünyada hiçbir süper gücün böyle bir hakkı yok. İsrail ordusu var. ABD uçak gemilerini gönderdi 'karışanı ben vururum' diyor. Yaklaşım şu; İsrail istediği kadar dövecek, karışana ben karışırım, ellemeyeceksiniz. Bu çok kaba bir üslupla bu. Zihinler aynı ilkellikte, kullanılan araçlar çok modern. Refah kapısı açılmak zorunda. Açılmaması hayal edemeyeceğimiz kadar büyük felaketle sonuçlanır. Refah'tan bir mülteci akınını Mısır istemiyor. Kendince haklı ve makul sebepler var. Şu anda çocuklar ölüyor. Suriye'de ABD, Rusya İran, Esat rejimi kendi stratejilerini belirlerken hayatını kaybedenler üzerinden anlattılar. Aynı şey burada da geçerli.İsrail şu anda Gazze'nin tamamını kuşatmış durumda. Ben insani koridorun açılabileceğini düşünüyorum. Bir ateşkes beklemiyorum; çünkü İsrail çok büyük prestij kaybına uğradı. Gazze'de kısmi bir kara operasyonu yapabileceğini düşünüyorum; yanılabilirim.

        Eğer orada direniş grupları kaldılarsa İsrail kayıp vermeye başladığında çok fazla devam etmemeyi tercih edebilir. Benim anladığım önümüzde üç seçenek var. İlk seçenek savaşın Gazze'ye hapsedilmesi. Eğer Hizbullah, İran ve Suriye'nin dahil edildiği bir şey olursa bölgesel çapta olur ki, çok büyük ris olur bu. İslam dünyasında görüşmeler yapan Blinken aslında istediğini alamadı. 'İsrail'in yaptığı terör, buna dur demek lazım' dendi. İsrail bir miktar bu stresi atmadan kolay kolay bitmez diye düşünüyorum.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ