Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Herkes aynı sanal şirkete çalışıyor!

        Youtuber Nasim Najafi Aghdam geçen hafta California’daki Youtube merkezini uzun zamandır taşıdığı tabancasıyla bastı. 4 kişiyi yaralayıp intihar etti. Haberleri, hazırladığı videolardan binlerce kez fazla izlendi, üstelik en başından beri de istediği buydu. Ancak Najafi’yi cinnete götüren tek şey izlenme kaygısı değil, para kaybetmeye başlamasıydı. O da birçok insan gibi içinde bulunduğu platformun bir şirket değil, kolay para kazanma yolu olduğunu düşündü... HT Pazar'dan Mete Aker ve Serdar Yazıcı'nın haberi...

        Aslında başta her şey güllük gülistanlıktı. Bu video platformunda doğru etiketleme yani SEO yazımını bilenler ve reklam verenler aramada en üstte çıkıyor veya ilginç fikir bulanlar meraklı kullanıcılar tarafından keşfedilip popüler oluyordu. Bu da kanal sahipleri açısından şu anlama geliyordu: Ne kadar uzun izlenme o kadar para ve şöhret. Hiç de azımsanmayacak bir paradan bahsediyoruz. Forbes’un haberine göre geçen yıl Daniel Middleton diye biri videodan tam 16.5 milyon dolar kazandı. En çok izlenen listesindeki ilk 10 Youtuber’a 1 yıl içinde 127 milyon dolar ödendi.

        • Youtube’da her gün 1 milyar saatlik video izleniyor.
        REKLAM

        Ama Youtube’da da geçim derdi var. Almanya Offenburg Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nden Prof. Mathias Bärtl’ın yeni araştırmasına göre bütün Youtuber’ların yüzde 96.5’i ABD’nin yoksulluk sınırının altında para kazanıyor: Yılda ortalama 12 bin dolar.

        Parayı duyan hiç yoktan bir kere deniyor, kimisi vlogger’lığı bir projeye dönüştürüyor. Hatta son 3-4 yıldır izlenme potansiyeli yüksek kişileri keşfedip bünyesine katan video ajanları ortaya çıktı. Youtuber tekelleşmesi başladı

        Ancak platformun sahibi Google, kârını biraz daha artırmak ve belli ki kullanıcılarını daha yaratıcı içerikler üretmeye zorlamak için bu yıl yeni bir kural koydu. Ama onlar bunu, uygunsuz videoların para kazanmasını engellemek için yaptıklarını söyledi. Eğer kanalınız en az bin aboneye sahip değil ve 1 yıl içinde en az 4 bin saat video izletemediyseniz, reklam gelirlerinin paylaşıldığı Partner Programı’ndan çıkarılıyorsunuz. Yani yeteri kadar mesai yapmaz ve kuruma yeterince para kazandırmazsanız kovulacaksınız! Hem eğlenecek hem de kolayca para kazanacaklarını sanan ‘sanal hayalciler’, aslında teknik olarak bir şirkette çalıştırıldıklarını yeni fark ettiler. Üstelik ne sağlık güvencesi var, ne yemek, ne de akbil! Ve bakın iş nerelere geldi.

        REKLAM

        ‘İŞ MODELİNE YÖNELİK BİR SALDIRIYDI’

        Birden fazla kanalında toplam 30 bin abonesi olan İran asıllı ABD’li Aghdam, 8 yıldır veganlık, spor, müzik ve hayvan hakları gibi içerikte videolar çekiyordu. Türkiye’deki video izlenme potansiyelinin farkında olduğundan Türkçe videolar bile çekmiş. Bu süreçte şimdilik miktarı bilinmese de ailesinin dediğine göre para da kazanmış. Ancak gün geçtikçe izlenme sayısı azalmaya başlayınca Aghdam’ın canı o kadar sıkılmış ki ailesine bile “Ayrımcılığa uğruyorum ve filtreleniyorum” diye dert yanmış. Hatta kızı kayıpken babası polislere “Youtube’u basmış olabilir” bile demiş.

        The Atlantic’ten Ian Bogost, Aghdam’la ilgili “Youtube’daki tüm kazançlarını şirket politikasındaki son değişikliklerle kaybettikten sonra nefreti başladı. Başka bir deyişle, bu aynı zamanda Silikon Vadisi’nin ekonomik gücünün özü olan iş modeline yönelik bir saldırıydı” diyor.

        REKLAM

        Bu olay bir isyanın başlangıcına da dönüşebilir. Kaleido Insights analisti Jeremiah Owyang, “Bu, çok sayıda teknoloji platformundaki içerik üreticilerinin kendi kaderlerini düşündüklerinden ve aslında daha az güce sahip olduklarını fark ettiklerinden, bu sorun devam edecek” diyor. Haksız sayılmaz, Youtuber Christine Barger videosunda “Küçük üreticileri umursamıyorlar. Bense çok uğraşmıştım” deyip hüngür hüngür ağlıyordu. Bir diğer vlogger Riley Dignan ise bu duruma “B.ktan” diyerek isyan ediyordu.

        • Kimileri dakikada 400 saat video yüklenen bu video paylaşım sitesine ‘dijital tımarhane’ diyor. Sırf izlenmek uğruna tablet deterjan yutup ölenlerin videosu, kardeşlerine eziyet edenler, osuruğu tartıştıkları videolar ve nicesi var. Şaşırmayın, söz ettiğim videoları yüz binlerce kişi izliyor. Youtube ise ciddi bir tehdit olmadığı sürece yoluna bakıyor.

        ‘ABİ BEN YOUTUBER’IM!’

        Dijital gurular uzun uzun internette para kazanmanın yollarını anlatırken, Youtuber’ların ekonomik mücadelesi birden “kahraman bakkal süpermarkete karşı” kavgasına dönüştü. Milyonlarca üyesi olan kanal sahipleri plazalarda latte’lerini içerken, birkaç binlik kanal sahipleri ilginç fikir bulabilmek için gece gündüz çalışıyordu. Google’sa yalnızca daha çok para kazanma derdinde. Ocak ayında Google’ın bir başkan yardımcısı olan Paul Muret, “Kullanıcılarımızı, reklamverenlerimizi, içerik oluşturucularımızı korumaya ve Youtube’un kötü oyuncular tarafından koordine edilebilecek bir yer olmadığını anlatmaya çalışıyoruz” dedi.

        Öyle ama Muret insanların ne kadar ileri gidebileceğinin pek farkında değildi. Geçen yıl Erzurum’da ihbar üzerine bölgeye giden polisler, Gökhan B.’nin üzerinde bomba düzeneği olduğunu fark etti. Bomba imha ekipleri geldi, yakından bakınca gerçeği gördüler: Bu sadece kartondu. Gökhan’ın açıklamasıysa şu oldu: “Abi ben Youtuber’ım!”

        REKLAM

        İtibar yitirme kaygısı

        Saldırının altındaki psikolojiyi yorumlayan Beykent Üniversitesi Psikoloji ve Psikiyatri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Doksat şöyle diyor: “Youtube’da bir sürü şiddet içeriği var. İzleyenler de ‘saldırganla özdeşim’ dediğimiz mekanizmayla onlara bakıp hırçınlaşıp saldırganlaşıyor. Özellikle de çocuklar... Bu olumsuz özdeşimler gereksiz ve ucunun nereye gideceğini bilemedikleri paylaşımlar yapmalarına neden olabiliyor. Kimi zaman itibarlarını yitirme kaygısıyla da beklenmedik şeyler yapabiliyorlar. Zira saldırganlık içgüdüleri doğuştan var.”

        'İnsan arzusunun istismarı’

        Youtube’un insanları nasıl radikalleştirdiğini NY Times yazarı Zeynep Tüfekçi ‘Youtube Büyük Radikalleştirici’ yazısında kaleme aldı. “İnsanları Youtube’a yapıştıran nedir?” diye soran Tüfekçi’ye göre şirketin algoritması, insanları bakmaya başladığı içerikten sürekli daha aşırı ve kışkırtıcı içeriğe çekmek üzerine tasarlanmış. Bir dönem Youtube’da algoritma üzerine çalışan Guillaume Chaslot da platformda geçirilen zamanın artması için kullanılan taktiklerin tehlikesi konusunda uyardı. Ancak Google, iş performansını bahane ederek onu 2013’te kovdu. O ise asıl nedenin, şirketin sistemini sorgulaması olduğunu söylüyor. Tüfekçi, “Şahit olduğumuz şey, doğal insan arzusunun istismarıdır. Perdenin ardına bakmak, bizi bağlayan şeylerin derinliklerine inmek... Tıkladıkça daha fazla sırrı ve daha derin hakikatleri açığa çıkarmanın heyecan verici hissiyatıyla ilerliyoruz. Youtube reklam satışlarını düzenlerken, izleyicileri aşırılık yanlısı bir tavşan deliğine yönlendiriyor. Bu durum, özellikle gençlerin bilgi almak için Youtube’a dönmesi nedeniyle tehlikeli... Milyarlarca insanın radikalleştirilmesine yardım ederken bir şirketin bu kadar çok para kazanmasına izin vermenin bir manası yok.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ