Irak ve Suriye tezkeresi kabul edildi!
TBMM'deki olağanüstü toplantıda Hükümet adına konuşan Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, IKBY'nin referandumunu "yok hükmünde" sayacaklarını söyledi. Tezkereye AK Parti, CHP ve MHP destek verirken HDP 'Hayır' dedi
TBMM Genel Kurulu, Irak ve Suriye'ye sınır ötesi operasyon konusunda Hükümet'e verilen yetkinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin Başbakanlık tezkeresini görüşmek üzere olağanüstü toplandı. Bu arada TBMM'de sürpriz bir görüşme de gerçekleşti. Başbakan Yıldırım, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli ile bir araya geldi.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın yönettiği oturumda Hükümet adına Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, MHP adına Erkan Akçay, HDP adına Osman Baydemir, CHP adına Öztürk Yılmaz, AK Parti adına Volkan Bozkır söz aldı. HDP'li Baydemir'in konuşmasının ardından Meclis'te tansiyonyükseldi.
Konuşmaların ardından yapılan oylamanın sonunda tezkere kabul edildi.
RESMİ GAZETE'DE YAYIMLANDI
Olağanüstü toplanan TBMM'nin, Irak ve Suriye'ye sınır ötesi operasyon konusunda hükümete verilen yetkinin 30 Ekim 2017 tarihinden itibaren bir yıl daha uzatılmasına ilişkin kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı.
Resmi Gazetede yer alan kararda, gerektiğinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara yönelik olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması ve bu kuvvetlerin hükümetin belirleyeceği esaslara göre kullanılması için TBMM'nin 1 Ekim 2016'da Hükümete verdiği bir yıllık izin süresinin, bir yıl daha uzatıldığı ifade edildi.
SÜRPRİZ BULUŞMA
Habertürk TV Muhabiri Ömer Topsakal'ın aktardığı bilgiye göre Başbakan Binali Yıldırım, partiler adına yapılan konuşmaların ardından verilen arada CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli ile bir araya geldi. Meclis'teki bu sürpriz buluşmada Başbakan tezkereye 'Evet' diyeceklerini açıklayan iki partinin liderine teşekkür etti.
Hükümet adına Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli konuştu:
"TERÖR ÖRGÜTLERİ TAŞERON"
Türkiye uzun zamandan beri terör örgütleriyle mücadele etmektedir. Son yıllarda güvenlik tehdidinin boyutu hem artmış hem de küresel ölçeğe taşınmıştır. Türkiye çok büyük bedeller ödemiş ve ödemeye devam etmiştir. Bugün içinde bulunduğumuz coğrafyanın siyasi sınırları yeniden dizayn edilmeye çalışılmaktadır. proje 1990'lı yılların başında hayata geçirilmeye çalışılmıştı. Ülkemizin de içinde bulunduğu devletler etkisizleştirilmek ve yeni devletçikler kurulmak istenmiştir. Bu şekilde coğrafya dizayn etmeye çalışanlar tarafından çok kolay yönetilecek hale gelecekti. Terör örgütleri bu proje için birer taşerondan ibarettir.Bu oyunu Türkiye bozmuştur. Terör örgütleri bu dönemde bu projenin hızla sonuçlandırılması için her türlü desteği bazı ülkelerden görmektedirler.
PKK'nın Suriye uzantısı olan PYD/YPG terör örgütü uzun yıllardan beri o topraklarda yerleşmiş olan halkları oradan çıkararak işgalci bir yapılanmanın önünü açmaktadırlar.
Maalesef ABD ve diğer ülkeler tarafından terör örgütlerine DEAŞ ile mücadele kılıfı altında yardım ve destekler yapılmaktadır.
Ülkemizin güneyinde bu şekilde bir siyasi oluşumun ayakta kalma şansı yoktur. Türkiye böyle bir oluşuma da müsaade etmeyecektir. Dolayısıyla uluslararası anlaşmalara aykırı, terör örgütü tarafından kurulacak böyle bir oluşuma müsaade etmeyiz. Bu konuda uluslararası hukuktan doğan haklarımızı kullanıyoruz, kullanmaya devam edeceğiz. PYD/YPG PKK'nın Suriye uzantısıdır. Aralarında hiçbir fark yoktur.
Türkiye Fırat Kalkanı harekatını yapmasaydı DEAŞ toprakları, YPG'ye teslim edecekti.
"REFERANDUM YOK HÜKMÜNDE"
(IKBY'nin referandum kararı) Böyle bir adım çok tehlikeli sonuçları beraberinde getirecek adımdır. Bölgedeki fay hatlarının aktive olmasına neden olacaktır. Zatan şu anda Suriye'de küresel güçler arasında çok tehlikeli yakınlaşmaların olduğunu biliyoruz. Böyle bir referandumdan sonra bu tehlike çok daha görünür hale gelebilir. Böyle bir referandumdan sonra en büyük zararı da dost ve kardeş Kuzey Irak halkı çekecektir.
Çok hassas ve kırılgan dengeler üzerine kurulu bir yapıda bir tuğlanın dahi çekilmesi tüm dengeleri bozacaktır. Ne zaman biteceği bilinmeyecek çatışmaları da beraberinde getirecektir. Referandum daha büyük tehlike ve tehditlerin önünü açabilecektir. Küresel boyutlu bir çatışma ortamına kapı aralayacaktır. Ulusal güvenliğimiz açısından da ciddi bir tehdittir. İsrail hariç bütün dünyanın karşı çıktığı referandum bir akıl tutulmasıdır. Bizim açımızdan yok hükmünde olacaktır. Bütün araç ve yöntemler masadadır. Gerekli tüm tedbirler alınmaktadır ve alınacaktır.
"ÖRTÜLÜ AMBARGO YOLUMUZDAN ALIKOYMAZ"
Buradan bir kez daha bu maceradan vazgeçilmesi, referandumun iptal edilmesi çağrısını yapıyoruz. Türkiye olarak Irak anayasası çerçevesinde çözüm temelinde destek olacağımızı burada söylemek istiyorum. Ülkemizin tehdit ve tehlikeleri savuşturacak imkan ve kabiliyetlere sahip olacağını da söylemek istiyorum. Bu gelişme ile birlikte müttefiklerimizin örtülü ambargo uygulamaları da bizi yolumuzdan alıkoymayacaktır.
MHP adına Grup Başkanvekili Erkan Akçay konuştu:
Gerekli önlemlerin alınması milli güvenliğimiz açısından hayati önem arz etmektedir. MHP, Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden unsurların ortadan kaldırılması ilkesi ile hareket etmiştir. İkinci husus Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğüdür.
Gayrimeşru ve kabul edilemez bu referandum iş işten geçmeden iptal edilmelidir. MHP tavrını net bir şekilde ortaya koymuştur. Referanduma izin verilemeyeceğini, en ağır yankısının Türkiye'de hissedileceğini, referandum ateşi ile oynayanların kendilerinin yanacağını söyledik. Biz bu tezkereyle bir gece ansızın görünebileceğimiz hususunda şaka yapmadığımızı, oyun oynamadığımızı, Türkiye’nin bekası için her şeyi göze alabileceğimizi kesin bir şekilde söylüyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, bekasını yakından tehdit eden, egemenlik haklarını doğrudan hedef alan, varlık ve birliğini riske sokan her türlü eylem, hazırlık, kurgu, tertip, teşebbüs ve mütecaviz emellere karşı meşru müdafaa ve müdahale hakkını kullanmakla mükelleftir.
HDP adına Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir konuştu:
AKP-MHP ittifakı ve aynı zamanda diğer şer örgütleriyle yapmış oldukları ittifak, neredeyse üç yıllık zaman dilimi içerisinde bu ülkeyi tarihinde hiçbir zaman olmadığı kadar büyük badirelerle karşı karşıya getirmiştir.
Neden bugün bu tezkere milletin önüne konuluyor? Çünkü Hükümet kutuplaştırmayla, çatıştırmayla, kan dökerek Hükümet etme sürecinin aracı haline dönüştürülmüş durumda.
Bir halkın referanduma gitmesi, yani milletin iradesine başvurması neden gayrimeşru olsun? Sizler için meşru olan bir hak, Kürt halkı için neden gayrimeşru olsun?
Ateşe benzin dökmeye kalkıyorsunuz. Bu çözüm değildir. Bu çözümsüzlüktür. Bugüne kadar tezkerelerle ne başarıldı ki bugünden sonra başarılsın. Bu tezkerenin kendisi bu ülke için bir beka sorunudur. Gelin bu savaş tezkeresine hayır diyelim.
CHP adına Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz konuştu:
(IKBY Başkanı Mesut Barzani'ye) Sizin attığınız tek taraflı adım bölgeyi taşeronlaştırıyor. Siz bağımsızlığa gitmiyorsunuz, bu referandumdan sonra bağımlılığı açacak bir sürece giriyorsunuz.
AK Parti grubu adına İstanbul Milletvekili Volkan Bozkır konuştu:
Bugünkü tezkere; hem Irak hem Suriye'de yaşanan son derece ciddi gelişmeler sonrasında ülkemizin, gerektiği takdirde imkanlarını kullanabilmesi, diplomasinin bittiği yerde gerektiği takdirde askeri güçlerini devreye sokabilmesi amacıyla gündeme gelmiş bir konudur.
Irak Anayasasına aykırı hareket etmiş bir yönetimle, eskiden kurduğumuz ilişkileri devam ettirmemiz söz konusu olmayacaktır.
TBMM BAŞKANI KAHRAMAN, LİDERLERLE BİR ARAYA GELDİ
İsmail Kahraman, Başbakan Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Bahçeli ile görüştü
Irak ve Suriye tezkeresinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu'na verilen arada, birleşimi yöneten İsmail Kahraman ile Yıldırım, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli, Başkanlık Divanı'nın arkasındaki bölüme geçti.
TBMM Başkanı Kahraman ile liderler, burada bir süre sohbet etti ve çay içti.
Devlet Bahçeli, görüşmenin ardından kuliste gazetecilerin sorusu üzerine, "Meclis Başkanı'nın çayını içtiklerini" söyledi.