Beypazarı gezi rehberi ve Beypazarı'nda görülmesi gereken yerler listesi
Asırlık çarşısı, konakları ve kendine has tatlarıyla tarihi geçmişimize ev sahipliği yapan Beypazarı alternatif bir hafta sonu tatili için ideal adres!
Levent Özçelik, HT Cumartesi'de Beypazarı'nı kaleme aldı. Beypazarı’nın yanından, kıyısından, içinden geçmiştim pek çok kez. 70’li yıllarda ilçenin kaymakamlığını yapan sevgili büyüğümüz Utku Acun’un Beypazarı anılarını dinleyince artık gitmek şart oldu. Beypazarı zengin bir kültürel mirasa sahip. Hititlerden önce Hattilerin ülkesi sayılan topraklarda Galat, Frig, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi Anadolu’nun önemli uygarlıklarının izleri görülüyor. Roma ve Bizans dönemleri, Kral ve İpek yolu üzerinde önemli bir ticaret merkezi olması Beypazarı’nın önemini artırıyor. 4. ve 5. yüzyıllarda “Kaya Doruğu” anlamına gelen Lagania adıyla piskoposluk merkezi olan yöre, yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle vazgeçilmez bir pazaryeri olarak değerlendiriliyor.
Türklerin Alparslan komutasında Anadolu’ya girmesinden kısa bir süre sonra ilk Türkmen boylarıyla karşılaşan Beypazarı bir süre sonra Bursa Sancağı’na bağlı bir beylik oluyor. Osmanlılar döneminde Tımarlı Sipahi merkezlerinden biri olan Beypazarı, yöredeki Sipahi beyine ve ticari hayatın yoğunluğuna atfen “Beğ Pazarı” olarak adlandırılıyor. Tarih boyunca pazaryerlerine ev sahipliği yapan ilçe daha sonra Beypazarı olarak anılıyor.
BEYPAZARI ÇARŞISI
Hıdırlık Tepesi en güzel Beypazarı manzarasını sunuyor. Özellikle bu mevsimde çay bahçesi günün her saati cıvıl cıvıl. İlçe görkemli konaklarıyla adeta bir film sahnesi... 1894’te geçirdiği büyük yangından sonra adı unutulan “gayrimüslim” bir mühendis tarafından yeniden inşa edilen çarşıda 250 dükkân bulunuyor. Dokumacılıktan yorgancılığa, bakırcılıktan semerciliğe birçok zanaat burada hâlâ yaşıyor. Çarşının tezgâhlarında dikkat çeken telkâri işleri göz kırpıyor size.
ÜNLÜ ‘GUŞGANA’LI BEYPAZARI EVLERİ...
Beypazarı denilince akla ilk gelen kuşkusuz tarihi evleri... Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’ne de konu olan Beypazarı evleri; genellikle cumbalı, üstünde ‘guşgana’ adı verilen bir çatıdan oluşan iki üç katlı yapılar... Zemin katları taştan, geri kalan kısmı ahşaptan oluşan bu evlerin girişinde demir kapılı mahzenler bulunuyor. Beypazarı’nda 1800‘lü yıllardan günümüze ulaşan mimari yapılar bugüne dek 7 büyük yangın geçirmiş. Yaklaşık 200 yıllık olan bugünkü evlerin büyük bölümü aslına uygun olarak yeniden yapılmış. Yapım aşamalarında yerel ustaların yanında Safranbolu’dan getirilen ustaların da çalışması nedeniyle Beypazarı evlerinde Safranbolu evlerine benzerlikler oluşmuş. Pansiyon ve restoran olarak hizmet veren Münsürlerin, İnce Efendi, Hacıbostan, Müftüzade Hacı İzzet Efendi ve Mevaların Konağı bu çalışmalar sonucunda hayata döndürülmüş önemli yapılardan. Bu konakların bir kısmı pansiyon ve restoran olarak hizmet veriyor.
Zengin kültüre sahip bölgenin mutfağı da birçok lezzeti bir arada barındırıyor. Ama biz size Beypazarı’nın sembolü haline gelmiş, “kuru”yu tavsiye ediyoruz. Besleyici ve dayanıklı olması nedeniyle özellikle uzun yolculuklarda tercih edilen kuru, ilçeye gelenler kadar yerli halk tarafından da tüketiliyor. Tarhana, erişte, havuç lokumu, cevizli sucuk da diğer Beypazarı lezzetleri...
İNÖNÜ VADİSİ'Nİ MUTLAKA KEŞFEDİN
İlçenin kuzeyinde, üç kilometre uzaktaki İnözü Vadisi, bitki örtüsü ve tarihi kalıntılarıyla dikkati çekiyor. İnözü Çayı’nın aşındırıcı etkisiyle iki tarafı balıksırtı görünümünde yükselen dik kayalardan oluşan vadi, doğa sporlarını sevenler için de iyi bir adres.
YAYLASI VAR
Beypazarı doğal güzellikleriyle de önemli bir coğrafya. Ormanlarla çevrili, piknik yeri olarak değerlendirilen ve yayla şenliklerinin düzenlendiği Eğriova ve Tekke yaylaları ile Kimir Çayı mutlaka görülmesi gereken yerler.
