Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Venedik’te sorgulama ve üretme ‘Vardiya’sı

        Oscar Wilde, “Sanatçıgüzel şeyler yapandır”der. Sizce bienallerdegüzel şeyler var mı?Bienal ne işe yarar? Düşünün,birkaç saat içinde gezdiğinizbienallerden aklınızda nelerkaldı? Gerçek hayata işinizeyarayacak bir bakış açısı sağladımı? Aylarca belki de yıllarcahazırlanan eserleri/projeleri birbakışta ne kadar anlayabildiniz?Beni tüm bu soruların ortasınadüşüren, bu hafta Venedik’tekapılarını açan 16. UluslararasıMimarlık Sergisi VenedikBienali’nde kendi mekânındayer alan Türkiye Pavyonu’nunVardiya adındaki çalışması oldu. HT Pazar'dan Ece Ulusum'un haberi...

        REKLAM

        Bu yıl bienalin ana teması FreeSpace yani Serbest Mekân. TürkiyePavyonu’ysa temaya uygunama bir diğer yandan da tüm bubienal kavramını sorgulayan birçalışma sunuyor. Bu fikrin ardındakiisimse küratör Kerem Piker. Küratör, “Bu bienal tüm dünyanıntakip ettiği en önemli mimarlıketkinliği dahi olsa, son yıllardafaaliyetlerini açılış anıyla sınırlayanbir halkla ilişkiler programınadönüştüğü yolunda sıklıklaeleştiriliyor. Dahası bienalinmimarlık dünyasının sınırlı alanınahitap eden, ulaşılması zor,elitist ve takip edilmesi zor biretkinlik olduğu da dile getiriliyor”diye anlatıyor Vardiya’nındoğuşunu. Bunun üzerine Piker,Türkiye Pavyonu’nu Instagrammer’laraiyi bir fotoğraf karesiveren bir sergi olarak yapmaktankaçındıklarını söylüyor ancakpek de öyle durmuyor. SerbestMekân yani konforlu, serin veçalışma alanıyla gerçekten diğeralanlardan farklı ama her şeyerağmen sergi alanı güzel poz veriyor.Yalnızca birkaç saat oradaydımve çoğu kişi alanı fotoğraflarıiçin arka plan gibi kullandı. Sanırım bundan kaçınmak artıkimkânsız... Piker’in bu çabasıyine de takdire değer. Yaptıklarıçalışmalarla bienalin ‘olgun’ruhuna 6 genç küratör sorgulayıcıve idealist bir hava katmış.Küratörlerin tamamını sağ baştansayıyorum: Kerem Piker, CansuCürgen, Erdem Tüzün, Yağız Söylevve Yekta Köm.

        50 DİJİTAL BULUŞMA

        Eleştirel yanı böyle ancak üretken yanı daha ağır basıyor Vardiya’nın. Şöyle, mimarlık öğrencileri bienal süresince bienali gezecek, atölye çalışmalarına katılarak üretecek ve böylece serginin içeriğini bu süreçte oluşturacak. Yani bu henüz tamamlanmış bir çalışma değil, bienal sonunda her şey açığa çıkacak. Benzetmek gerekirse toprağa yeni ekilmiş tohum gibi, gerekli tüm koşullar sağlandı bakalım nasıl bir çiçek yüzünü gösterecek...

        Umut verici. Bırakın bienali, maddi sebeplerden dolayı Venedik’e dahi gelemeyecek genç mimar adaylarının katılımcı olarak yer alabiliyor olması bile önemli. Kendi alanlarında uzmanlarla aynı ortamda bulunacak, sohbet edecek ve belki de gelecekte burada yapılan bir çalışmadan esinlenerek dünyaya mal edilecek bir iş gerçekleştirecekler. Kim bilir, bunların hayali bile güzel. Üstelik katılamayanlar için de 50 dijital buluşma olacak böylece ulaşılmazlık dijital platformla kırılacak.

        REKLAM

        DÖVİZE ENDEKSLİ BİENAL

        Fikir güzel ancak bu projenin perde arkasını öğrendikçe hiç de kolay ortaya çıkmadığını anladım. İKSV Yurtdışı Projeler Yöneticisi ve Venedik Bienali Türkiye Pavyonu Koordinatörü Tuna Ortaylı Kazıcı, dolar ve Euro yükselişinin bienal hazırlıklarını çok etkilediğini söylüyor. Hatta İstanbul Bienali’ndeki dostları ona “Biz bu bütçeyle iki İstanbul Bienali çıkarırız” diye takılıyormuş. Şaka bir yana, bütçe bu işin en handikaplı tarafı ve doğru adımları atmak için çok uğraşmışlar. Venedik turistik bir şehir olduğundan ayrıca pahalı. Bunun ötesinde kara ulaşımı yok, deniz ulaşımı da ayrı masraf... Bunca şeyin altından yine de iyi kalkmışlar. Tüm bunların arkasındaysa eş sponsorlar Schüco ve Vitra ile Kültür Bakanlığı var.

        Anlatılanlara göre İtalyanlar biraz keyfine düşkün, bir iş yapmaya kalktığınızda hemen olmuyor ancak kaliteli iş yapıyorlar. Haftalar önceden Venedik’e gelip tüm hazırlıklarla yakından ilgilenen İKSV Yurtdışı Projeler Koordinatörü Selen Erkal, “Venedik’te ustaların bırakın İngilizceyi İtalyancaları bile farklı. Anlaşmakta zorluk çektiğimiz oldu ama geçmiş deneyimlerimize dayanarak daha erken başladık ve bir şekilde hallettik” diyor. Bu Avrupa ülkesinde Türk olmanın avantajı gerçekten büyük, kuralları esnetme pahasına çözüm odaklılar ve tatlı dilden de anlıyorlar. Yeri geldiğinde Erkal, marangozlara rahatlıkla “Ustacım bu kirişleri şöyle mi yapsak?” deyip işi çözmüş. Aylar önce çalışmaya başlayan diğer ülke pavyonlarına karşın hızla işleri halletmişler. Fırsatı olanlar bienali ve Türkiye Pavyonu’ndaki Vardiya çalışmasını 25 Kasım’a kadar görebilir. Türkiye Pavyonu, bienalin ana mekânlarından Arsenale’deki Sale d’Armi binasında. Gidemeyenlerse dijital ortamda gerçekleşecek etkinlikleri takip edebilir.

        REKLAM

        ‘EN ÖNEMLİ GÖREVİM ONLARA KARIŞMAMAK’

        İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı gençlere destek vermekten dolayı o kadar memnundu ki konuşma yaparken konuşma metninin yazılı olduğu kartları bir kenara bırakıp içinden geçenleri söyledi: “Bana sürekli Türkiye Pavyonu’nu beğenip beğenmediğim soruluyor. Tüm kalbimle söylüyorum, çok beğendim ve gerçekten çok mutlu oldum. Çünkü fevkalade özgün, sorgulayan, yaratıcı, farklılığıyla ilgi çeken, gençleri bir araya getiren, üretime teşvik eden bir yaklaşımı var.” Konuşması sonrası Bülent Bey ile sohbetimize yemekte devam ediyoruz. Dilinden sanat düşmüyor, bir müzik festivallerinden söz ediyor, bir tasarım bienalinden. İKSV’den söz ederken şöyle diyor: “Benim İKSV’deki en önemli görevim onlara karışmamak. Motivasyonları o kadar yüksek ve çözüme o kadar odaklılar ki... Çok gurur duyuyorum her biriyle. Gençleri birçok alana yönlendiren çalışkan bir vakıf.” Meraktan, 20’li yaşlarında olsaydı hangi etkinliklere katılmak isteyeceğini soruyorum, hiç düşünmeden yanıtlıyor Eczacıbaşı: “Tasarım Bienali. Geleceğin olayı tasarımdır. Tasarım Bienali çok genç ancak çok önemli, umarım ilgi daha da artar...”

        ‘VAKTİ UZATMAK İSTEDİM’

        Bienalde Can Tanyeli’nin atölye yürütücüleriyle görüşüp hazırladığı kısa filmler ve medya yerleştirmeleri de yer alıyor. Can Bey üretim sürecinde özgür bırakılmış, o da olabildiğince sınırları zorlamış. Malum eşsiz bir fırsat. En nihayetinde ortaya ilginç kısa ve eğlenceli kısa filmler çıkmış. Tanyeli, “İnsanları biraz eğlence yoluyla çekmek, burada geçirdiği vakti uzatmak istedim. Bienal katılımcıları her şeyi görmek istediğinden bir videoya sadece birkaç saniye ayırıyor ve hemen başka bir yere gidiyor. Eğlenceli anlatımlar bu süreyi uzatabilir diye düşündüm” diyor. Haksız sayılmaz, oyuncakların yandığı video o kadar çok izlendi ki... Youtube’da milyarlarca kez izlenen yakma ve parçalama videosu varken bunun albenisi olmadığını kimse söyleyemez herhalde...

        REKLAM
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ