Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yaz ortası gibi hareket başladı. Dünyada emtia fiyatları yüzde 15 geriledi, petrol fiyatı da yüzde 33 düştü. Ekonominin içinde ithalatın payı yüksek ve milli gelirin üçte biri kadar. Emtia ve petrolü büyük ölçüde ithal ediyoruz. Petrol fiyatlarındaki 10 dolarlık gerileme enflasyonu yaklaşık yarım puan, cari açığı 5 milyar dolar azaltıyor. Enerji dışı harcamalara yer açması nedeniyle de büyümeyi artırıcı etki yapıyor.

        - Bu pozitif etkilerine karşılık petrol fiyatlarının gerilemesi ve en düşük düzeylerine inmesi nedense Türkiye ekonomisine yaramıyor. Petrol fiyatları ile birlikte bizde de büyüme dibe vuruyor. Geçmiş sonuçlar ortada. Demek ki petrol fiyatlarını düşüren nedenler aynı zamanda dünya ekonomisini negatif yönde etkiliyor ve bunun dozu petrol fiyatı düşüşünden kaynaklanan pozitif etkiden daha fazla oluyor ki, büyüme geriliyor.

        - Denilebilir ki, petrol fiyatlarının gerilemesinin etkisi dünyada daha çok, Türkiye üzerinde daha az görülüyor. Yani Türkiye’yi göreli olarak daha az olumsuz etkiliyor denilebilir. Bahsedilen negatif etkinin ortaya çıkabilmesi için petroldeki fiyat düşüşünün iki üç yıl devam etmesi gerekiyor. Bu açıdan olayın henüz başındayız. Dolayısıyla da şimdilik pozitif taraflarıyla yüzleşiyoruz.

        - Petrol ve emtialardaki düşüş enflasyon düşüşünü kolaylaştırıyor. Enflasyonun düşeceği oran kadar faizin alt sınırının aşağı çekilmesi normal. Dış koşullar değişmediği varsayımı ile. Son haftalardaki gelişmeler ise faizlerin artışı yönünde değil ve küresel risk iştahı devam ediyor. Sonuçta Türkiye Hazine faizleri 2 puana yakın düştü. Hazine faizi dün yüzde 8’in de altını gördü.

        - Dış koşullara bakıldığında ise küresel likiditenin yönelmesi nedeniyle Amerika 10 yıllık faizinin gevşemesiyle pozitif yönde ilerliyor. Avrupa ise parasal genişlemeyi nasıl yapacağının yollarını arıyor. Yani küresel likiditeyi artırmaya çalışıyor. Dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olarak Japonya da resesyona girdi ve umutlar yeni para paketinde. Türkiye’de faizlerin yüzde 8’in altına inmesinin Japonya resesyonu ile çakışması tesadüf olmasa gerek.

        - Nitekim küresel likiditeyi destekleyen bu gelişmeler tepki hareketiyle birleşerek altın fiyatlarını yeniden 1.200 dolara dayandırdı.

        - Türkiye’de faizleri aşağı çeken bir faktör de, Merkez Bankası’ndan faizleri düşürmesinin beklenmesi. Bunun en önemli gerekçesi de, enflasyonun baz etkisinin de yardımıyla gelecek yıldan itibaren düşmesinin beklenmesi. Faizin alt sınırını belirleyen baz düşeceğinden dolayı piyasa faizleri önceden düşüyor.

        - Dolayısıyla Merkez Bankası’nın faizi düşüreceği biliniyor da, hangi toplantıda ve ne zaman düşüreceği bilinmiyor. Nitekim banka yarın kasım ayı faiz kararını verecek. Faizi düşürse bunun gerekçesini rahatlıkla açıklar. Bu kez düşürmeyip de pas geçse ve düşüşe kapıyı aralasa bunun da etkisini piyasada görürüz. Resmi faiz indirimi ise gelecek toplantılarda gerçekleştirilir.

        Kısaca finansal piyasalar bir faiz düşüşü sürecini fiyatlıyor. Önümüzdeki aylar, Merkez Bankası faizinden mevduata ve krediye kadar faiz düşüşlerinin realize edileceği ve bunun da reel ekonomiye yansıyacağı bir dönem olmaya aday.

        SONUÇ: “Ben, bütün gördüklerimin bir parçasıyım.” Tennyson

        Diğer Yazılar