Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Piyasaların belli trendleri vardır. Yıl başlarında başlayıp yıl sonlarında bitmezler, mevcut hareketlerini sürdürürler. Ama yıl tamamlanırken de pozisyon kapatma, bilanço açıklama, kâr zarar çıkarma gibi nedenlerin etkisiyle alım satımlar görülür. Bu geleneksel yıl sonu etkisi olarak bilinir. Yeni yıl ise yeni pozisyonların açılabileceği bir dönemdir. Her ne kadar ana trendler hâkimiyetini sürdürse de, bunun içerisinde daha kısa vadeli eğilimler ortaya çıkabiliyor.

        2014 NASIL GEÇTİ: Dünya borsaları için 2014 ayrışma yılıydı. Gelişmekte olan borsaların ortalama değer kaybı yüzde 5’i bulurken gelişmiş borsalar yüzde 4 prim yaptı.

        - Türkiye Borsası’nın dışa açıklığı çok yüksek. Piyasadaki hisse senetlerinin üçte ikisi yabancılara ait. Hem Türkiye ekonomisi hem de borsasının yüksek dışa açıklığı çoğu zaman paralal hareket etmeyi beraberinde getiriyor. Çünkü borsalarda işlem yapanlar aynı kişi veya kurumlar, uluslararası yatırımcılar.

        - Ancak bu paralellik uzan vadede söz konusu. Yoksa kısa ve orta vadede ayrışma olabiliyor. Özellikle de Borsa İstanbul’un diğer piyasalara göre hareketleri daha aşırı. Çoğu zaman önden koşuyor. Düşerken de, yükselirken de daha hızlı hareket ediyor.

        - Örneğin 2013 yılında gelişmekte olan borsaların ortalama değer kaybı yüzde 5 olmuştu. Borsa İstanbul’un kaybı ise yüzde 13’ü buldu. bunun Türkiye’ye özel nedenleri de vardı. Siyasi belirsizlikler ve ülkenin önünde iki seçimin bulunması.

        - Böyle bir performansın ardından 2014 yılını geride bırakıyoruz. Bitişikte dünya borsalarının performansını görüyorsunuz. Arjantin, Çin, Hindistan, Ukrayna, Pakistan borsaları yüzde 25 ve üstünde performans sağladılar. Borsa İstanbul da yüzde 25’e varan değer artışı ile dünyada altıncı sırada yer alıyor. Gelişmekte olan borsaların ortalama kaybının yüzde 5 olduğu dikkate alınınca Borsa İstanbul’un geçen yılki negatif ayrışmasını bu yıl pozitif yönde düzelttiği söylenebilir. Mevcut durum bu.

        YILIN BİR YARISI İYİ, BİR YARISI KÖTÜ OLACAK AMA HANGİSİ?

        ABD faizlerinin artacak olması, beraberinde doların değerlenmesi ve gelişmekte olan ülkelere yönelik risk alma iştahının azalmasıyla bizim borsa da dünya borsaları da yılın bir bölümünde zorlanabilir. Ama yılın tümünün pozitif veya negatif şekilde geçmesi gibi bir durum söz konusu değil.

        - 17 Aralık’ta FED kararından ve nisan sonuna kadar faiz artırmayacağı garantisi vermesinden dolayı piyasaların iştahı arttı. Yılı yükselerek kapatıyorlar. Gelecek yılın ilk dört ayında faiz artışı olmayacağı gibi, AB, Japonya, Çin gibi büyük merkez bankalarının parasal gevşemeleri gündeme gelecek. 2014’ten gelen eğilimin kesintiye uğramadan yeni yılda da devam edeceği beklenebilir. Bu durumda yılın ilk haftaları veya ayları pozitif bir eğilimle geçer. Çoğu piyasa tepe noktasını yapar ve kâr realizasyonları ile ABD’nin faiz artırım sürecine girerler.

        - Ancak araya bir tatil giriyor. Yeni yılın işlemleri 5 Ocak’ta başlıyor. Hatta ağırlıklı ve tam katılımlı işlemler 12 Ocak’ta başlayacak. Hemen hemen her yıl olan bu. En az iki haftayı bulacak bir aradan sonra yeniden işbaşı başlarken, yeni bir takvim yılı açılırken arada hem bazı gerçekleşmeler ile hesap kitap yapmak için bol zaman olacak.

        - Bir ihtimal piyasalar yeni yıla aynı alım iştahıyla başlamayabilir. Yatırımcılar ve piyasalar, yeni yılın nasıl şekilleneceğini, ilk ekonomik gerçekleşmeleri, Rusya krizinin ve petrol fiyatlarının seyrini bir süre izlemeyi tercih edebilir. Yeni yılın risklerini kontrollü almayı tercih edebilirler.

        - Ardından da nisan ayında FED’in faiz artırımı konusundaki açılımı beklenebilir. Bu durumda borsalar önce yumuşak bir düzeltmeye gidebilir. Hatta faiz artırımı başlayana kadar da devam edebilir bu durum. Ama faiz artırımı ile yılın ikinci yarısında rahatlama ve gelişmelere de bağlı olarak toparlanma yaşanabilir. Böyle bir gerçekleşme, 2014 yılında borsalarda büyük bir yıkımın yaşanmadan geçilebileceği ihtimalini yükseltir.

        - İlk aylarda ve ilk çeyrekte bu yılın pozitif eğitiminin devam etmesi ise endeksleri tarihi en yüksek seviyelere taşıyabilir. Faiz artırımının ve elbetteki diğer gelişmelerin de etkisi altında sert düzeltme başlayabilir. Bu durumda yılın geri kalanı borsalar için yüksek kayıplı bir dönem olabilir.

        BORSA İSTANBUL NE YAPAR?

        Türkiye borsası da dünyaya göre her iki yönde uyum sağlayabilir. Yukarıdaki grafik Borsa İstanbul’un yüzde 40’a varan yükselişinin devamı olduğunu düşündürüyor.

        - Yılın ilk yarısı büyüme ve yurtiçi talep için daha iyi geçebilir. Cari açık ve enflasyon gibi iki önemli ekonomik sorunda net iyileşmeler sağlanabilir. Petrol ve beraberinde emtia fiyatlarındaki düşüşün pozitif sonuçlarını tahmin ettiğimizden daha fazla görebiliriz. Bunlar ilk yarıda borsanın yoluna devam etmesi için yeterince iç nedenler olduğunu ortaya koyuyor.

        - Yıl ortasındaki seçim ise ancak bir siyasi istikrarsızlık doğuracaksa olumsuz etkiler ortaya çıkarabilir.

        - 2015’in ilk yarısı küresel piyasalara bağlı olarak gevşeme yönünde geçerse o zaman ikinci yarıda hem ilk yarıda biriktirilen kazanımları hem de yeni hükümet ve ekonomide atılacak yeni adımların oluşturacağı yeni hikâyenin satın alınması söz konusu olabilir.

        - Yani ister yılın ilk yarısında isterse de ikinci yarısında olsun, küresel piyasalardaki trende İstanbul Borsası’nın kolayca uyum sağlayacağı nedenler fazlasıyla bulunuyor. Yılın hanki döneminde olursa olsun borsanın yükseliş hareketinde hâlâ alabileceği belli bir mesafe var. Ve bu da, pekâlâ bu yıl alınan mesafeye yakın olabilir.

        SONUÇ: “Tarihte ne olmuşsa başka türlü olmadığı için öyle olmuştur.” Karl Marx

        Diğer Yazılar