Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        FED faiz artırımına hazırlanıyor. Seçimler de yaklaşıyor. Sermaye akımları ise zayıf. Faiz tartışması da cabası. Bir haftada TL mevduat 13.5 milyar azaldı, döviz hesapları ise 2 milyar dolar arttı

        Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Merkez Bankası arasındaki faiz tartışması başlayalı bir ayı geçti. Üstelik geçen hafta faiz indirimine gidilmesine kaşılık Başkan Başçı’ya sert eleştiri geldi. Aynı günün akşamında ekonomiden sorumlu bakan Ali Babacan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile 3 saat görüştü. TCMB Başkanı Erdem Başçı da komşu bir ilden sağlık raporu aldı. Ancak Başbakanlık’tan hem Ali Babacan’ın hem de Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın görevlerinin başında olduğu açıklandı. Bütün bu gelişmelere paralel finansal piyasalar, faiz, döviz ve borsa ciddi dalgalanmalar gösterdi.

        -Merkez Bankası kısa vadeli faizleri hem ocak ayında hem de şubat ayında düşürmesine karşılık ikincil piyasada hazine faizleri yükseliyor. Mevduat ve kredi faizlerinde henüz net bir eğilim ortaya çıkmış değil. Hazine faizindeki artış ise 27 Ocak’a göre 2 puanı buldu. Aynı dönemde ABD’nin 10 yıllık faizi de 27 baz puan yükseldi. Genelde gelişen piyasalardaki tahvillerde bir satış var. Ancak Türkiye bu alanda da net biçimde negatif ayrışma eğiliminde.

        -Hisse senedi piyasası aynı negatif ayrışmayı gösteriyor. 27 Aralık’tan bu yana MSCI Gelişen Borsalar yerinde sayarken BİST yüzde 7.95 değer yitirdi. 20 Şubat ile biten haftada yurtiçi yerleşiklerin toplam TL mevduat ve fonlarında 13.5 milyar liralık ciddi bir azalma meydana geldi. Döviz hesaplarında ise 2 milyar dolarlık artış meydana gelmiş. Kur yükseliyor diye bir bölümü dövize gitmiş olsa bile geriye kalan para yine de 8 milyar lira.

        -Dış konjonktür pek uygun değil. İçeride ise artık seçim atmosferi hâkim. Böyle bir ortamda finansal istikrarı yok edecek bir kavga sürdürülüyor. Uçurumun kenarındaki bu kontrollü kavgada henüz iş işten geçmiş değil. Geçtiğinde veya kontrol kaybolduğunda ekonomi kaybedecek, kavganın kazananı ise olmayacak.

        TÜRKİYE PİYASALARINA 4 KOLDAN BASKI

        Normalde yılın ilk çeyreğinde pozitif, ikinci çeyreğinde negatif gelişmelerin daha ağır basacağını bekliyorduk. İki ayı bitti ama hem küresel piyasalar hem de ulusal piyasaların performansı pek iyi değil.

        -Bunun da ana nedenlerinden biri, gelişmekte olan piyasalara yılın ilk günlerinden itibaren sermaye akımlarının zayıf seyretmesi.

        -Özelinde Türkiye’nin durumu daha negatif. Çünkü aralık ayında cari açığın büyük kısmını rezervlerden finanse ettik. Ocak ayında zayıf sermaye girişlerinin durumu ne ölçüde kurtardığını göreceğiz. Merkez Bankası verilerine göre şubatın üç haftasında Türkiye’den net bazda çıkan para 1.3 milyar doları aşıyor.

        -Türkiye’nin bu dönemdeki ikinci talihsizliği ise faiz tartışmaları ile pozitif gelişmeleri yaşayamaması oldu. Bu tartışma da henüz sonuçlanmış değil.

        -İki ay heba edildikten sonra mart ayını düzeltecek atmosfer henüz ufukta yok. Haziran ayı yaklaştıkça finansal piyasaların stresi daha da artabilir. Çünkü Türkiye’de seçimler var. Bu da üçüncü baskı unsuru.

        -Bunun yanında ABD’nin faiz artırımı hazirana doğru çekilmeye başlandı. Buna paralel dışarıda dolar ve ABD faizleri yükseliyor ve bunun içeriye yansıması da elbette negatif.

        -İçeride seçim, faiz tartışması ile ekonomi yönetiminin değişmesi gündeme geldikçe, bizim piyasaların baskı altında kalmasını ve negatif ayrışmasını normal karşılamak gerekir.

        SONUÇ: “Her kemalin bir zevali vardır.” Türk atasözü

        Diğer Yazılar