Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Euro dolar paritesinde tarihi en sert hareketler yaşanıyor. Dolar her gün değerleniyor ve Euro kesintisiz düşüyor. 1999’da 1.1789 dolar üzerinden hesaplanmaya başlanan Euro, 26 Ekim 2000’de 0.8225 dolara kadar indi. Küresel kriz ortamında 15 Temmuz 2008’de 1.6038 dolara kadar yükseldi. 8 yılda dolara karşı yüzde 95 arttı. Dün ise son zamanlardaki hızlı düşüşü sonucu 1.0559’u gördü. Bu düzey Temmuz 2008’e göre dolar karşısında yüzde 34 düşüşü ifade ediyor.

        Paritedeki bu değişimin doların artışından mı yoksa Euro’nun düşüşünden mi kaynaklandığının ise net bir yanıtı yok. Çünkü her ikisi de doğru. Ortaya çıkan kayıp kazançta, doların hızla değerlenmesi olduğu kadar Euro’nun hızla değer kaybetmesi de rol oynuyor.

        DOLARIN ARTIŞI: FED’in 7 yıldan beri sürdürülen parasal genişleme ve düşük faiz politikasından çıkış yaklaşıyor. Açıklanan son veriler faiz artırımının haziran ayında başlama ihtimalini yükseltti. Veriler güçlü geldiğinden ilk faiz artırımı sonrasında da faizlerin yükseltilmeye devam edileceği bekleniyor. Doların değerini altı büyük para birimine karşı ölçen Dolar Endeksi geçen yılın mayısında 79 binden yıl sonunda 90 bine, dün de 99.507’ye yani 100 bine dayandı. Dolar endeksi Mayıs 2014’e göre yüzde 26.1, yıl sonuna göre yüzde 10.2 arttı. Son bir haftada 95.383’ten 100 bine dayanan endeksin artışı yüzde 4.3’ü buldu.

        EURO’NUN DÜŞÜŞÜ: Yılbaşına göre Euro’nun dolar karşısındaki kaybı ise yüzde 12.7. Bu da bize Euro’nun düşüşünün doların çıkışından daha fazla olduğunu gösteriyor. Nedeni ise belli. Avrupa Merkez Bankası (ECB) 24 Ocak’ta 1 trilyon Euro’luk ve 1.5 yıla yayılan, gerektiğinde de uzatılacak bir parasal genişleme programı açıkladı. Her ay bu yolla piyasaya 60 milyar Euro nakit enjekte edilecek. Uygulama bu haftadan itibaren başladı. Euro’yu hızla değer kaybına sürükleyen neden bu, Avrupa’da faizlerin tarihsel olarak en dip düzeyine inmesini sağlayan da.

        DÜĞÜM HAZİRANDA: Buna karşılık faiz artırmaya hazırlanan ABD’de faizler rekor kırmıyor, artıyor ama sınırlı bir şekilde ve dün 10 yıllıklar 2.17 düzeyindeydi. Bunun da nedeni yükselen yıldız olarak dünyaya yayılan likiditenin ABD’ye yönelmesi ve ABD kâğıtlarına yatırım yapmasıydı. Hatta Avrupa’da parasal genişlemeyle ortaya çıkan likiditenin bile Amerika’ya doğru yola çıktığı belirtiliyor.

        - ABD’de ilk faiz artırımına kadar dolara yükseliş yönündeki baskı devam edebilir. Faiz artırımı ile beklentisi uzun zamandır fiyatlanmasından dolayı belli kâr satışları etkili olabilir ve dolarda bir gevşeme görülebilir.

        - Euro’nun durumu ise bir ölçüde de Yunanistan’a bağlı. Bunun düğümü de haziranda çözülecek gibi. Dolayısıyla haziranda çift taraflı bir çakışma söz konusu. O zaman trendler gerçekleşmelere göre değişecek gibi.

        MESAJI ALINDI: Bizde ise 1.5 aydan beri süren faiz tartışması ve ekonomi yönetiminin değişeceği işaretlerine karşı, piyasaların verdiği mesaj sanırım Ankara tarafından alındı. Kurun geldiği düzey, yapılan toplantılar, açıklamalar ve hazırlıklar bunu işaret ediyor.

        - Ancak kurun artışında içerinin etkisi daha az, dörtte bir düzeyinde veya bilemediniz üçte bir oranında. Dışarının etkisi ise daha büyük. Biz iç negatif etkiyi tamamen ortadan kaldırsak bile, dış etki varlığını sürdürecek.

        - Kaldı ki, iç etkiler arasında bir de haziran seçiminin payı var ki, o konuda yapılabilecek bir şey yok.

        Bu durumda kurun gerilemesine ve durumun yatışmasına, iç negatif etkilerin sıfırlanması yetmeyebilir, pozitif şokların da gündeme gelmesi gerekebilir.

        SONUÇ: “Şans kapınızı çalmazsa, başka bir kapı inşa edin.” Milton Berle

        Diğer Yazılar