Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Merkez Bankası ocak ve şubat aylarında faiz indirmesine ve yeni indirimlere kapıyı açık bırakmasına rağmen mart ayını pas geçti. Banka dünkü faizleri sabit tutma kararını “Küresel piyasalardaki belirsizlikler ve gıda fiyatlarındaki artışlar para politikasındaki temkinli yaklaşımın sürdürülmesini gerektirmektedir” gerekçesiyle verdi.

        Finansal istikrarı korumaya yönelik kararı piyasalar pozitif karşıladı. Kurda küçük oranlı düşüşler gerçekleşti. Dolar 1 kuruş kadar geriledi. Günlük bazda 2 yıllık ve 10 yıllık faizlerde 10 ve 4 baz puan düşüşler kaydedildi. Borsa yüzde 2.3 artışla 80 bin puanın üzerine çıktı.

        İyileşmenin sınırlı kalması, Merkez Bankası dün siyasi baskılara uyarak yeni bir faiz indirimine gitseydi, bunun tansiyonunu yeniden yükselteceğine işaret ediyor. Belki piyasalar iyileşmenin sınırlı kalmasında “karara siyasi cepheden tepki gelme ihtimali” belli bir rol oynamış olabilir. Dolayısıyla siyasi taraftan tepki gelmemesi halinde sınırlı iyileşmenin devamı da gelebilir.

        Ama siyasi tepkilerin ötesinde finansal piyasalarda tansiyonun artıp artmayacağı daha çok küresel piyasalara ve bugün faiz kararını açıklayacak ABD Merkez Bankası FED’e bağlı. Son dönemde hızla değerlenen dolar karşısında FED koşar adım ilk faiz artırımı yapacak mı, tarihi haziran ayına çekecek mi yoksa çekmeyecek mi, büyük ölçüde bugün belli olacak.

        ”Sabırlı” kelimesinin açıklamadan kalkması ve yerine yeni tanımlama getirilmemesi ilk faiz artırımının bu yaz geleceğine işaret edecek. Yeni bir kelime açıklamaya konulursa da, içeriğine göre artırım sonbahara doğru kayabilir. Sonbahar ağırlık kazanmaya başlarsa dolar kurundaki sert artış yumuşayabilir ve daha bir zamana yayılabilir.

        Beklentiyi satın almayı ve gerçekleşmeyi satmayı alışkanlık haline getiren finansal piyasalar için, ilk faiz artırımına kadar Amerikan varlıklarına yönelme cazip olabilir. Bu nedenle dolar değerlenirken hisse senetleri prim yapıyor. Faiz artırımı alıcıları ABD kâğıtlarına yöneltmesine rağmen, alımların önceden yapılması Hazine faizlerinin olması gereken artışını da frenliyor.

        Bizim Merkez Bankası’nın dünkü pas geçme kararına, FED’in bugünkü karar sonrası küresel piyasaların karışması ihtimali belli bir etki yapmış olabilir.

        Ayrıca hafta sonu Türkiye’nin reytingini ele alacak olan Fitch’e faiz indirerek “Merkez Bankası’nın bağımsızlığı gitti” gibi bir gerekçe verilmek istenmemiş olabilir.

        Seçim takvimi, siyasilerin Merkez Bankası’na müdahalesi, FED’in faiz artırım süreci ile doların hızla değerlenmesi çakışınca, kurun oynaklığı yanında finansal istikrarsızlık riski de arttı.

        Normalde faiz indirmek isteyen Merkez Bankası işte bütün bu gerekçelerle önce kuru yatıştırmayı ve finansal istikrarı korumayı amaçladı. Kur yatışır, dış koşullar ile iç gelişmeler de izin verirse faizleri indirmeyi yeniden deneyecektir. Çünkü seçim nedeniyle siyasi önceliklerin baskın hale geldiği, hükümet ile ekonomi yönetiminin değişebileceği bir aşamada Merkez Bankası’nın arkasında duran bir güç yok. Tek güç piyasa, o da söyleyeceğini fiyatlar yoluyla söylüyor.

        SONUÇ: “Kontrol edilmeden kontrol edemezsin.” Rebert Anthony

        Diğer Yazılar