Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yüksek cari açık nedeniyle büyümenin frenine bastık. Son üç yılın ortalama büyümesi yüzde 3’e geriledi. Cari açığı artırmadan büyümeyi yükseltmenin yolu ihracatı artırmaktan geçiyor. Geçen üç yılda ihracat makul oranlarda artıyordu. Ama 2015 yılına geldiğimizde ilk aydan itibaren azalma başladı. En son mart ayı TİM ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın rakamı açıklandı. Geçen yılın mart ayına göre ihracat yüzde 13.5 geriledi. Sonunda TÜİK verisi geldiğinde ihracat rakamına altın da eklenecek, düşüş oranı ocak ve şubat ayında olduğu gibi, biraz küçülecek. Ama ihracatta azalma sürecek gibi.

        PETROLDEN 10 MİLYAR DOLAR KAYIP: Dün Ekonomi Bakanlığı Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürü Bader Arslan’ı Habertürk TV’de Yavuz Semerci ile birlikte yeni başladığımız “Eko-Siyaset” programında konuk ettik, dış ticaret rakamlarını sorguladık. Gerçekleşen rakamlar yanında Bader Arslan’ın verdiği bilgileri de eklediğimizde ihracatta toparlanmanın ancak yılın ikinci yarısında, hatta yıl sonuna doğru olabileceği kanaatine vardım. Çünkü sorun sadece Türkiye kaynaklı değil, aynı zamanda küresel de.

        ■ Sorun küresel çünkü, dünya ticareti yavaşlıyor. Bunda etkili olan faktör doların değerlenmesi ve diğer paraların ve varlıkların değer kaybetmesi. Yapılan ihracatın doların değer kazandığı oranda daha düşük tutarlı gözükmesi.

        ■ Doların yanında dünya ticaretini daraltan, ithalatını ve ihracatını düşüren ikinci önemli faktör, petrol fiyatlarının düşmesi. Petrol yarı yarıya geriledi. Petrol ihraç eden ülkelerin gelirleri, dolayısıyla ihracatları düştü. Bunun karşılığında ithalatlarını kısmaya başladılar. Bader Arslan’ın verdiği bilgiye göre, Türkiye’nin ihracatının üçte biri petrol ihraç eden ülkelere. Alımları kıstıkları için de ihracatımızda belli bir kayıp yaşanıyor. Arslan “Düşen petrol fiyatlarının ihracatı 10 milyar dolar azaltıcı etkisi var” dedi.

        ■ Bader Arslan, “Petrol fiyatlarının gerilemesinin büyümeyi yüzde 0.6-0.7 artıracağı görüşü gerçekçi değil” diye konuştu. Dünya ihracatının yüzde 83’ünü oluşturan 69 ülkenin ocak ayı ihracatları üzerinden hesaplama yapılmış ve yüzde 11 gerileme belirlenmiş. Arslan “İhracatta gerileme muhtemelen yıl genelinde devam edecek. Yıl sonuna doğru iyileşme başlayacak” şeklinde konuştu.

        Küresel çaptaki bu kötüleşmenin yaşandığı dönemde Türkiye’nin görünümünü altın satışları kısmen toparlıyor. Çünkü yükselen dolar sonucu altının TL karşılığı artıyor. Bu da halkın elindeki altınları bozdurmasını teşvik ediyor. Nitekim yılın ilk iki ayında 1.9 milyar dolarlık altın ihraç ettik. Bader Arslan, kurun veya altın fiyatlarının gerilediği dönemlerde alımların arttığını, bu kez net altın ithalatına gidildiğini belirtti. Altını seven Türk halkı altın ticareti konusunda da iyi tecrübe kazanmış gibi görünüyor.

        ■ İhracatta bu koşullarda yapabileceğimiz katma değeri artırmak. Ekonomi Bakanlığı’nın verilerine göre son altı yılda kg başına ihracatın bedeli yüzde 43 arttı ve 1.16 dolar düzeyinden 1.64 dolara çıktı. Teknolojiye ağırlık vermek, Ar-Ge ve inovasyonu artırmak, tasarıma yönelmek, fason üretim yerine markalaşmaya gitmek gibi yöntemlerle katma değer artışı hedefleniyor. Yaptığımız ithalatın kg fiyatı ise 1.72 dolar.

        ■ Bütün gelişmelere karşılık Türkiye’nin ihracatı yıllık bazda yine de yüzde 3 artacak. Çünkü miktar açısından 100 milyon ton olan ihracat bu yıl 103 milyon tona çıkacak. Ama dolardaki değerlenme ihracatın tutarını aşağı çekebilecek.

        ■ Büyüme için ihracattan pek umut yok. Bu açıdan dün Başbakan Davutoğlu tarafından açıklanan istihdam, sanayi yatırımı ve üretimi destekleme paketinin belli bir anlamı var. Milli gelirin yüzde 0.4’ü tutarında bir paket. İç talebi artırarak büyümeye en azından “cirmi kadar” destek verebilir.

        Diğer Yazılar