Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Önceki gün TİM kasım ayı ihracat rakamını 11.437 milyon dolar olarak açıkladı. TİM’in verisi içinde altın ihracatı yer almıyor. Daha sonra açıklanan diğer verilere altın ihracatı eklenerek rakam kesinleştiriliyor. Bu veriye göre ihracat kasımda yüzde 10.5 geriledi. Ekim ayında yüzde 3.1’lik artıştan sonra kasımda yeniden düşüşe geçmek umut kırıcıydı. Dün de Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın kasım ayı ithalat ve ihracat rakamları açıklandı. Bu veriler ay sonunda açıklanacak TÜİK’in dış ticaret verileriyle büyük ölçüde uyuşuyor. Çünkü iki veride de TİM’in verilerine altın ihracatı ekleniyor.

        - Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın ihracat verisi TİM’den yaklaşık 500 milyon dolar daha fazla ve 11.932 milyon dolar çıktı. Bu rakam TİM’in verisinden yarım milyar dolar fazla ama bir önceki yılın aynı ayına göre de 1 milyar dolar eksik. Dolasıyla altının dahil edildiği ihracat kasımda yüzde 8.4 geriledi.

        - İhracatın 11 aylık dönemde 132.4 milyar dolarda kalması, yüzde 8.2 düşmesi ve önceki yılın aynı dönemine göre 11.8 milyar dolar azalması madalyonun karanlık yüzü.

        - Madalyonun aydınlık yüzünde ise ithalatta çok daha büyük oranlı düşüş meydana gelmesi, onun da etkisiyle dışticaret açığının yüzde 25.2 daralması yer alıyor. Kasım ayı ithalatı önceki yılki 21.4 milyar dolardan 15.9 milyar dolara indi ve 5.4 milyar dolarlık azalma meydana geldi. Buna göre ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 60.6’dan yüzde 74.7 gibi son yılların en yüksek düzeylerinden birine çıktı.

        - 11 aylık dönemde ise ithalat 220 milyar dolardan 189 milyar dolara indi ve 31.1 milyar dolar azaldı. Bu azalmanın oranı yüzde 14.1. İthalattaki bu düşüş ekonominin daralmasından değil büyük ölçüde enerji ve emtia fiyat düşüşlerinden kaynaklandı. Nitekim geçen yılın kasım ayında 4.4 milyar dolarlık enerji ithalatı yapılmışken bu yıl 2.6 milyar dolara inildi. 11 aydaki ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 65.4’ten yüzde 70’e yükseldi.

        - Muhtemelen aralık ayında da yüzde 70 karşılama oranı tutturulacak ve bu yılın tümünde yüzde 70’lik karşılama oranı korunacak. Bu oran da küresel krizde ekonominin daraldığı 2009 yılındaki yüzde 72.5 karşılama oranından sonraki en yüksek düzey.

        - İhracatın ithalatı karşılama oranının yükselmesi dış dengenin giderek iyileştiğinin bir göstergesi.

        - Nitekim açığın azalmakta olduğunu hatta ağustos ayından itibaren cari fazla verdiğimizi biliyoruz. Ağustos ve eylülde yine 2009 sonrasının ilk aylık cari fazlası verilmişti. Ekim ayı dış ticaret açığı da 3.8 milyar dolara geriledi, iki ayın ardından üçüncü ayda da cari fazla vermeye adayız. Kasım ayında dış ticaret açığı 4 milyar dolarla sınırlı gerçekleşti ve cari fazla verme ihtimali yine var. Bu da gerçekleşirse arka arkaya 4 ay cari fazla verilecek ve 2001 krizinden sonraki cari fazla verilen en uzun dönemi yaşamış olacağız.

        - Böyle bir durumda eylül sonunda 25.5 milyar dolar olan cari açığın aralıktaki açıkla birlikte 30 milyar dolar civarında gerçekleşmesi mümkün olabilir ve milli gelire oran olarak yüzde 5.7’den yüzde 4’e düşmesine yol açabilir.

        - Dış ticaret açığındaki bu azalmanın bir nedeni Türkiye’nin büyüme oranını düşürmesi ve son 3.5 yıllık GSYH artışını ortalama yüzde 3.1 düzeyine çekmesinden kaynaklanıyor.

        - Ancak açıktaki iyileşmenin daha büyük kısmı da dünyadaki emtia fiyatlarının yaklaşık yüzde 30 dolayında gerilemesinin bir sonucu. Bu gerileme ihracattaki düşüşten kaynaklı cari açığı fazlasıyla telafi ediyor.

        - Üstüne de Rusya krizinin etkisiyle gelebilecek 5 milyar dolarlık ekstra açığı fazlasıyla karşılar gibi. Tabii istihdam, üretim ve ihracatta doğacak kaybın telafisi anlamında bunu söylemiyoruz. Makro ekonomik dengelerin sağlanması anlamında kullanıyoruz.

        - Ekonomistler tarafından Rusya ile krizden dolayı doğacak cari açığın bir yıllık tutarı 5 milyar dolar olarak hesaplandı. Son aylarda fiyat düşüşünden kaynaklanan ithalat azalmasının sürmesiyle Rusya kaybının panzehiri de bulunmuş gibi.

        SONUÇ: “Sıkıntı varsa rahatlık, rahatlık varsa sıkıntı vardır.” Japon atasözü

        Diğer Yazılar