Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Küresel piyasalar yanında yerel finansal piyasalar yeni yıla kötü bir başlangıç yaptı. Henüz piyasalar tam işe koyulmamışken, yılbaşı tatilini tamamlamamışken, ortaya net eğilimler çıktı ve riskten kaçış eğilimi yaygın. Yeni yılın henüz üç işgününü geride bırakmışken ortaya çıkan tablo hiç de iç açıcı değil. Risksiz araç olarak görülen merkez ülkelerinin 2 yıllık hazine kâğıtlarına yönelim var. Gelişmekte olan piyasaların kâğıtları satılıyor, altına da belli bir ilgi olduğu söylenebilir.

        - Dolar uluslararası piyasalarda güçleniyor. Gelişmiş para birimleri karşısında dolar endeksi yıl sonunda 98.631 değerinden 99.577’ye kadar çıktı ve yüzde 0.95 değerlendi. Ama gelişmekte olan para birimleri karışında dolar daha da güçlü hale geldi. Gelişen ülkelerin dolara göre para birimlerinin değerini ölçen JP Morgan Endeksi yıl sonunda 65.595 değerinden dün 64.595’e kadar indi. Endeksin 3 günlük kaybı yüzde 1.5 düzeyinde.

        - Türk Lirası karşısında da dolar dün yeniden 3 TL sınırını geçti. Yıl sonuna göre doların artışı yüzde 3’ü buldu. Sepet kur karşısında TL’nin kaybı ise yüzde 2.5. TL değer kaybında yalnız değil ama kayıp biraz da fazla. Bu anlamda negatif ayrıştığı söylenebilir.

        - Faiz oranlarında da belli bir bozulma söz konusu. Gösterge 2 yıllık Hazine kâğıdının faizi yüzde 10.78’den üç işgününde yüzde 11.22 düzeyine çıktı. 10 yıllık faiz oranı da daha hızlı artışla 2 yıllığa oldukça yaklaştı. 2 yıllıktaki değişim oranı yüzde 4. Bu çıkışta açıklanan enflasyonun beklenenden yüksek çıkması da etkili oldu.

        - TL’nin değer kaybını ve faiz oranlarının yükselmesini Türkiye CDS’inin yani iflas sigortasının artması da tamamladı. 5 yıllık Türkiye CDS’i üç işgününde yüzde 4.6 artışla 279.840’a çıktı.

        - Küresel piyasalarda emtialar da değer yitiriyor. Ne de olsa yıla Çin borsasındaki şok düşüşle girmiştik. Bu düşüşle Çin ekonomisinin sorunları yeniden hatırlandı. Emtia endeksi CRB 176 değerinden 170’e inerek yüzde 3 düştü. Bu düşüşü Suudi Arabistan ile İran’ın gerginliği ile yılın ilk günü petrol fiyatlarının sıçrama yapması bile engelleyemedi. Dün Brent petrol fiyatı 35 dolara aşağı yönlü kırarak 34.85 dolara indi. Petrol fiyatlarının üç günlük kaybı yüzde 7.6’yı buldu. 35 doların altına inen fiyatlar da Temmuz 2004 yılına kadar geriye gitti.

        -Normalde petrol fiyatlarının hızla düşmesi, buna diğer emtianın eşlik etmesi Türkiye’nin göreli olarak avantajına. Petrol ve emtia ihraç eden ülkeler ile petrol ve emtiayı ithal eden ülkeler bir tutulmuyor. İşin ithalat tarafında Hindistan, Avrupa ülkeleri ve Türkiye var. İhracat tarafında ise Brezilya, Rusya, Arap ülkeleri. Türkiye’nin bu rüzgârdan etkilenmesi Hindistan gibi veya ona yakın düzeyde minimum olması gerekir. Üç günlük hareket ise bize karışık bir seyir, hatta bunun tersini söylüyor. Karışık diyorum, bizim borsamız dün diğerlerinden pozitif ayrıştı. Ama diğer enstrümanlar buna paralel hareket etmedi. Neyse ki hareket üç günlük olduğu için, belli bir eğilimi yansıtmıyor olabilir.

        -Küresel piyasaların yeni yıldan itibaren Çin’in öncülüğünde bozulmasına ,Çin’de açığa satış yasağı süresinin doluyor olması ve ekonomisine duyulan kuşku, Suudi Arabistan-İran gerginliğinin petrol fiyatlarına ve Ortadoğu karışıklığını doruk noktasına çıkarması ve son olarak Kuzey Kore’nin hidrojen bombası denemesi gerekçe gösteriliyor. Geçen yılın son dönemini doğru dürüst kâr realizasyonsuz geçiren piyasalar demek ki gün sayıyormuş, satacağı varmış. Yoksa bu gerekçelere piyasaların bu kadar sert tepkisini abartılı buluyoruz.

        - Bu satışlarla yıl kötü başladı ama bu da, yılın genelde iyi geçeceği ve iyi biteceği konusundaki tahminimi güçlendirdi. Kötü başladık, galiba iyi bitireceğiz. Geçmişte genelde böyle olmuş.

        SONUÇ: “Gün döner kış olur, gün döner yaz olur.” Türk atasözü

        Diğer Yazılar