Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İran Petrol Bakanı’nın açıklamalarıyla 4 ülke arasında varılan petrol üretim sınırlaması suya düştü. Tabii buna bağlı olarak petrol fiyatları inişe geçti. Önceki gün 35.11 dolara kadar yükselen Brent petrol dün 32.37 dolara kadar geriledi. Bir günlük kayıp yüzde 7.8’e vardı.

        - Petrol fiyatlarının yeniden 30 dolara doğru gerilemesi küresel risk iştahını bozdu. Yeni yılda yaşanan en iyi haftanın ardından, bu gelişmelerin de etkisiyle borsalarda kâr realizasyonları yaşanıyor. Riskli varlıklardan kaçan para sığınacak liman olarak hazine tahvilleri ile altını buldu. Bu nedenle Alman 10 yıllık faizi yüzde 0.18’e, ABD 10 yıllıkları yüzde 1.71’e, Japon 10 yıllıkları da sıfırın altına, negatife indi.

        - Altın fiyatları ise yıl başından sonra yaptığı hızlı yükselişi sindirmekle meşgulken yeni bir atak yaptı ve onsu önceki gün 1.207.6 dolardan dün 1.252.4 dolara yükseldi. Bir günde yüzde 3.7 yükseldi. Altının son atağıyla ulaştığı prim ise yüzde 19.8. Bu artış, altının düşüşe geçtiği son 4.5 yılda şimdiye kadarki en yüksek oranlı ikinci tepki hareketi. Birincisi yukarıda yer alan grafikte görüldüğü gibi, Ağustos 2013’te yüzde 21.5 ile gerçekleşmişti.

        - Ama bu son yükselişin nedenlerine bakınca eğilimin hemen son bulmayacağı, devamının geleceği ve dolayısıyla son 4.5 yılın en güçlü altın yükselişine yol açacağı tahmin edilebilir. Zaten bunu yakalamaya rakam kalmış. Altın fiyatlarını destekleyen ve önümüzdeki dönemde de varlığını sürdüreceği anlaşılan gelişmeleri söyle sıralamak mümkün:

        - Altının yeniden yıldızını parlatan nedenlerin başında negatif faiz geliyor. Dünyada 5 merkez bankası negatif faiz uyguluyor. Bu ülkelerin milli gelirleri dünyanın yüzde 22’sini oluşturuyor. Negatif faizle işlem gören hazine kâğıtlarının toplam tutarı 6.5 trilyon dolara yükseldi. Sayının giderek artması da bekleniyor. Altın fiyatlarının faize duyarlılığı yüksek. Çünkü faiz kâğıt paranın getirisi. Bu getiri ne kadar baskılanırsa altın üzerinde spekülasyon da o kadar artar veya altına yönelme, sığınılacak liman arayışı hızlanır. Bugünlerde olan da bu.

        - Ekonominin temel kurallarından biridir: “Bol olan şeyin değeri azdır, kıt olan şeyin değeri yüksektir.” Altın arzını bollaştırmak, üretimi sıçratmak hemen mümkün olamıyor. Bu nedenle talep arttığı zaman fiyatı yükseliyor. Ama dünyada kâğıt para miktarı bollaşıyor. Son 8 yıllık eğilim bu. Doğal olarak paraların değeri de düşüyor. Burada yeni olan durum ise ABD’nin faiz artırımında frene basacağı, Avrupa’nın, Japonya’nın, Çin’in ve İngiltere’nin parasal genişlemeye devam edeceği yönünde. Kâğıt paraya bağlı dünya likiditesi ne kadar artarsa altının parasal değerinin o ölçüde yükselmesi de normal.

        - Üstelik kâğıt paralara yönelik güven azalıyor. Kâğıt paralara güven kaybında büyük kupürlü paraların piyasadan çekilmek istenmesi de rol oynuyor. Euro’da 500’lük banknotlar çekilecek. 100 dolarlık banknotların da piyasadan çekilmesi tartışma gündemine girdi. Eh dünyada dolaşımda zaten 2.5 para birimi var ve ikisinde durum bu. Yanında nakit bulundurmak isteyenler, bankacılık sistemine güvenmeyenler, Yunanistan örneğinde olduğu gibi bankada parası olduğu halde çekemeyen ve kullanamayanlar, kayıtdışı ve karapara işi yapanlar, merkez bankalarının büyük banknotları piyasadan çekerek kendi yarattıkları parayı tamamen kontrol altına almasından rahatsızlık duyanlar, kontrol ve gözetim altına girmek istemeyenler için tek seçenek altına yönelme kalıyor. Çünkü altın dünyanın her yerinde geçiyor ve istenilen paraya çevrilebilir, para yerine geçebilir.

        - Bu finansal koşulların hemen değişmesi, iyileşmesi de beklenmiyor. Hatta devam edeceği ve biraz daha kötüleşebileceği tahminleri yapılıyor. Bu nedenle altının önü yeniden açıldı ve yıldızı yeniden parlamaya başladı.

        SONUÇ: “Altının, ateşten korkusu yoktur.” Çin atasözü

        Diğer Yazılar