Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Aralık ve ocak ayında küresel piyasalarda esen fırtınaya karşılık büyük merkez bankalarının kurguladıkları yeni yapı sonucunu veriyor. Amerika’nın faiz artırımından çark etmesi, Avrupa’nın ve Japonya’nın negatif faize geçmesi ile oluşturulan çok bol ve ucuz likidite tarlasından ilk filizler çıkıyor. Yukarıdaki grafiklerde bu filizlerden dördü yer alıyor. Mesela gelişen ülke borsalarını ve bakır fiyatlarını da ekleyerek filizleri çoğaltmak mümkün.

        Önce filizleri tarif edelim.

        -Gelişen ülke paraları son 3 ayda dolara karşı yüzde 8.5 değerlendi. Bu değerlenme aynı zamanda son 5 yıldır genel bir değer kaybı içinde olan gelişen ülke paralarının en güçlü atağı. Küresel risk iştahı var ve bu ülkelere para girişi oluyor ki, para birimleri de değerleniyor.

        -Gelişen ülkelerin prim yapmasıyla yeşeren başka bir filiz ise emtia fiyatlarının artması. CRB Emtia Endeksi 11 Şubat’tan bu yana geçen 2.5 ayda yüzde 16 arttı. Yani artan sadece petrol değil, genel bir yükseliş eğilimi söz konusu.

        -Brent petrolün son üç aylık artışı yüzde 66.6’ya vardı. 27.10 dolarlık fiyattan 45.15 dolara çıkan petrol dipten döndü. OPEC’in Doha’da karar alamaması bile fiyat artışlarını çok kısa süreli durdurabildi.

        -Son filiz ise büyük gemilerin navlunlarını yansıttığı için dünya ticaretinin barometresi gibi çalışan Baltic Kuru yük Endeksi’ne ait. Bu endeks tarihinde hiç görmediği 290’ı 11 Şubat’ta gördü. Oradan başlayan ve düzenli olarak devam eden tırmanışla 22 Nisan’da 688’e çıktı. 2.5 aylık artışı yüzde 137’yi buldu. Bakır ve diğer emtialar da, Baltic Endeksi’ni genelde doğrular yönde hareket ediyor.

        DÜŞEN DOLAR ETKİSİ: Dolar Endeksi’nin ise 21 Ocak’ta 99 binin üzerinde olduğunu, nisan ayında 93 bini gördüğünü ve son olarak 95 bin düzeyinde seyrettiğini ekleyelim. Yani son üç ay içinde dolar yüzde 6-7’ye varan değer kayıpları yaşadı. ABD’nin faiz artırımında çark etmesi, doların değerini düşürdü. Bu etkiyle doların karşısında diğer paraların değeri arttı. Para dolardan gelişen ülkelere yöneldi, faizler düştü, küresel piyasalarda hava açıldı. Bütün bu süreçte doların değer kaybetmesi daha baskın bir rol oynadı.

        -Gelişen ülke kurları, borsaları, emtia fiyatları ve petrol toparlamış. Üzerine deniz yoluyla dünya kuru yük taşımalarındaki navlun artışlarının gelmesi ise son derece anlamlı. Madalyonun bir yüzüne bakınca fiyat artışlarını ve ortaya çıkan filizleri küresel ekonomide canlanmanın işaretleri gibi yorumlamak mümkün.

        -Madalyonun ikinci yüzünde ise küresel enflasyonun ufukta olduğunu görmek de olanaklı. Henüz dünyada deflasyon korkusu hâkimken, enflasyon da nasıl ortaya çıkar denilebilir. Ama nasıl deflasyon gündemdeyse hatta bazı ekonomilerde gerçekleşiyorsa, enflasyon da gündeme gelebilir.

        TETİKTE OLMA ZAMANI: Zaten ister ekonomik canlanma olsun isterse de enflasyon işaretleri olsun, aynı kapıya çıkıyor. Ekonomiler canlanacaksa eninde sonunda enflasyon da olacak. Bu durumda alınacak önlemler bellidir. Bol ve ucuz paranın durdurulması, likiditenin geri çekilmesi ve bunun için faiz oranlarında artırımın gündeme gelmesi gerekir.

        -Bu durum doları değerlendirici bir süreç demektir. Dolar Endeksi’ndeki 93 bin ortasından 95 bin ortasına doğru hareketlenme de buna yorumlanabilir ve eğilimin devamı beklenebilir.

        -Bu yönde bir gidişin ise bir aşamada piyasalardaki havayı değiştireceği ve önemli oranda tersine çevireceği açıktır. Durum bu ise küresel piyasaların erken girdiği baharı yine erken sonlandırması da söz konusu olabilir. Ya da mayıs ayı geldi zaten demek de mümkündür. Tetikte olma zamanıdır.

        SONUÇ: “Kaostan hayat doğar, düzenden ise alışkanlık.” Henry Brooks Adams

        Diğer Yazılar