Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün birbirini etkileyen iki veri açıklandı. Ekonomik Güven Endeksi nisan ayında yüzde 6.1 azalarak 73.5’e indi. 5 alt endeksten oluşan Ekonomik Güven Endeksi’ni düşüren ise perakende ticaret ve hizmet sektörü endeksleriydi. Nisanda perakende ticaretin ve hizmet sektörü güveninin düşmesine karşılık Tüketici Güven, Reel Kesim Güven ve İnşaat Sektörü Güven endeksleri pozitif değer aldılar.

        - Tüketici güveni kısmi bir düzelme eğilimi içindeyken nasıl olur da perakende satışlar olumsuz etkilenir ve esnaf işler kesat diye yakınır?

        - Yakınır, çünkü tüketici güveni turistlerle ölçülmüyor, Türkiye’de yerleşiklerle ölçülüyor. Perakende satışların ve hizmet sektöründeki düşüşün önemli bir nedeni ülkeye gelen turist sayısındaki azalmadan kaynaklanıyor. Nedeni siyasidir, güvenliktir veya Ege’deki göçmen trafiğidir. Ama sonuçta dün açıklanan rakamlarla yılın ilk üç ayında Türkiye gelen turist sayısı 467 bin kişi azaldı. İlk üç ayda turist sayısındaki düşüş yüzde 10.3, mart ayındaki azalma yüzde 12.8. Bu azalma ağırlıklı olarak gelir düzeyi yüksek Avrupa ülkeleri ve Rusya’dan.

        - Turiste mal satamayan ve hizmet veremeyenlerin de alım gücünün düştüğünü dikkate alırsak, yakınmaların boş olmadığını anlarız. Hatta sorunun önümüzdeki dönemde daha da büyüyeceğini söylemek mümkün. Çünkü henüz turizm sezonuna girmedik.

        NOKTA ATIŞI

        BU GİDİŞLE FED, HAZİRANDA FAİZ ARTIRMAZ

        SORU: Faiz artırmayan FED’in açıklamasından “küresel riski” kaldırarak haziran ayında olası bir faiz artırımına gidebileceğinin işaretini mi verdi?

        YANIT: Hayır. Sadece küresel piyasalardaki pozitif gidişi ve Çin’in toparlanmaya başladığını tescil etti. Faiz artırımı için “riskler dengede” tanımını kullanmadı. Haziranda da faiz artırımı yok.

        HAYATIN İÇİNDEN

        KARADENİZ’E GURME TURİZMİ NEDEN OLMASIN

        Gurme yazar Ömür Akkor’un Komili’nin desteğiyle hazırladığı Lezzet Seyahatnamesi kitabında yer alan Doğu Karadeniz lezzet duraklarını bir grup gazeteciyle hafta sonu gezdik. Trabzon ve Rize’yi içeren iki günlük gezide tarihi mekânlarda yerel lezzetlerle buluştuk.

        - Çoğunluğu Akçaabat’tan gelen üretici kadınların ürünlerini sattığı Tarihi Kadınlar Pazarı’nı incelerken burasının yıkılacağını öğrenmek ise gruptakilerin tepkisini çekti. Pazarın bitiminde dört tane tarihi fırın halen faaliyette. Rüştü’nün Fırını’nda peynirli pideyle başlayan tadım turu, hemen yan sokakta Tarihi Kalkanoğlu Pilavcısı’nda kavurmalı pilav ile sürdü. Sarayın pilavcıbaşısı tarafından 1853’te kurulan pilavcıda sadece pilav, kavurma ve hoşaftan oluşan bir mönü vardı. Son yıllarda buna kuru fasulye de eklenmiş.

        - Karadeniz balıksız olmaz. Öğlen Boztepe’de Bordo Mavi Balık’ta kalkan tandır, domatesli sarımsaklı barbun, olta mezgiti yedik. Burada çocukluğumdan beri damağımda iz birakan külür tavayı 30-40 sene sonra yeniden tatmak ayrı bir haz verdi. Erşan Yılmaz burayı 5 yıldır işletiyor ama 13 yaşından beri balıkçılığın içinde, seyyar satıcı olarak başlamış işe, sıcakkanlı bir delikanlı. Yeşiliyle gürlemiş fındık bahçesine karşı Evliya Çelebi Seyehatnamesi’ndeki hamsi pilakiyi de burada tattık. Gerçek Hamsiköy Sütlacı’nı Değirmendere’deki Konakoğlu’nda yedikten sonra Rize’nin yolunu tuttuk.

        - Rize’deki lezzet durağımız ünlü Pokut Yaylası’ndaki Plato da Mola’nın Ortan’daki tarihi köy evindeydi. Geçen yüzyılın başında yapılmış, seranderi de var. Evin sahibi Zeynep Şişman kardeşi Aynur ve Aysel ile yemekleri yapıyor. Ahmet Şişman ise yemek sektörünün Ankara Washington tecrübelisi. Hemşin muhlama, fırında kaymaklı patates, etli lahana sarma, kardabak, soğanlı mısır ekmeği, otlu börek, su böreğinin yer aldığı yemeği çullama tatlısı ile sonlandırdık. Dışarıdan sadece buğday unu, tuz ve şeker alınıyor. Diğer malzemelerin tümü yerli ve yemeklerin hepsi de şahane. Bunda havanın açık ve güneşli olmasının, baharın gelmesinin ve karşıyakada Küşüva’nın 100 yılı bulan konaklarının sıralanıyor olmasının, Fırtına’nın gürül gürül akmasının da etkisi olsa gerek.

        - Enfes bir manzara içinde mükemmel bir öğle yemeğiyle Karadeniz’e lezzet yolculuğunu sonlandırırken Rize’de döner, kuru ve turbodan oluşan tadımı üzerine eklediğimiz gurmemiz Ömür Akkor’a da fazla geldi. Bu geziden sonra durakları iyi tespit edilmiş bir Karadeniz lezzet yolculuğunun gurme turizmini bu bölgede de canlandırabileceğini ve iyi iş yapabileceğini düşündüm.

        SONUÇ: “Az yiyen az uyur, çok yiyen güç uyur.” Türk Atasözü

        Diğer Yazılar