Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Teşvikler, krediler, önlem paketleri, seferberlikler derken mart ayında ihracatın sıçramasını, aynı ayda ithalatın artışı, imalat sektörünün koşullarında güçlü bir toparlanma izledi. Sanki önlemler ve teşvikler işe yarıyor ve ekonomiyi canlandırıyor.

        - TİM’in mart ihracat rakamlarından sonra Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın altının da dahil edildiği ve TÜİK verilerine çok yakın çıkan öncü verileri açıklandı. Altının da eklenmesiyle mart ayında ihracat 14.5 milyar dolara çıktı. Artış oranı yüzde 13.7 ama daha önemlisi Mart 2014’teki 14.6 milyar dolardan sonraki en yüksek aylık ihracatı bu martta yaptık. Bu artışla ihracatın son 5 aydır çift haneli oranlarda büyümeyi yakaladığını belirtelim. Ondan önceki iki yıla yakın zamanda ihracat genel bir düşüş eğilimindeydi. Öncelikli pozitif gelişme bu.

        - İhracattaki artış yurtiçi taleple de birleşince ortaya ithalat gereği çıkıyor. İthalat da mart ayında 19 milyar dolara çıkarak Ocak 2014 sonrasının en yükseğine ulaştı. Kasım ayından itibaren düzenli olarak her ay artış eğilimine giren ithalat yaklaşık 3 yıllık düşüş dönemini sonlandırmış gibi.

        - Dış ticarette meydana gelen bu hareketlenmeyi İSO’nun yayımladığı Türkiye Satınalma Endeksi de teyit ediyor. Şubatta 49.7 olarak ölçülen İSO Türkiye PMI Endeksi martta belirgin bir artışla 52.3’e çıktı. 50’nin üzerinde değerler sektörde genişlemeyi yansıtıyor. Endeks tıpkı dış ticaret verileri gibi, Şubat 2014’ten beri gözlenen en güçlü iyileşmeyi yansıttı. Bu iyileşmenin arkasında üretim, istihdam ve siparişlerdeki artış var.

        - Mart ayında yakalanan bu ivme referandum kampanyasının etkisinde nisan ayında da devam edebilir. Ancak vergi ve teşviklerin bazıları sona erecek. Yılın ikinci yarısında ertelenen sosyal güvenlik ödemeleri gündeme gelecek. Buna rağmen yılın ilk yarısında yakalanan canlanmanın azalarak da olsa yılın ikinci yarısında ivmesini kısmen koruyacağı tahmin edilebilir.

        - Ekonominin zayıf karnı olarak yüksek enflasyon, yüksek işsizlik, yüksek dış borçluluk ise varlığını bir süre daha devam ettirecek. Enflasyon yükselmesinin ve küresel faizlerin artma eğiliminde olmasının etkisiyle faizlerin ana yönü de yukarıya doğru görünüyor. Ekonomide yatırım, ortaklık gibi temel kararlarda bekleme döneminin sürüp sürmeyeceği ise öncelikle referandumdan çıkacak sonuca, siyasi ve dış politik gelişmelere, ekonomide yeni bir sayfa açılıp açılmayacağına bağlı olacak.

        SONUÇ: “İnsan, uçurumun kenarına varmadan kanatlanamaz.” Nikos Kazancakis

        Diğer Yazılar