Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        FED’den sonra bir de Başkan Donald Trump çıktı ortaya ve bizim piyasalar ile ekonomiye etki yapmaya başladı. Çünkü yeni ABD Başkanı doğrudan doların değerini hedef alıyor ve FED Başkanı Janet Yellen ile ilgili yorum yapıyor. Piyasalar için Yellen çok önemli, çünkü FED’in adımlarına, politikalarına ilişkin iletişim politikası mükemmel bir düzeye çıkardı. Bir sihirbaz gibi, iğne fobisi olana iğne yapıyor ama öylesine üflüyor ki hisseden yok.

        - İşte Başkan Trump son röportajında Yellen’in 2018’de yeniden atanmasına kapıyı araladı. Gerçi bu konuda henüz netlik yok ama daha önceki söylemi, görev süresi dolduğunda yeniden atanmayacağıydı. Şimdi ise “Yellen’i beğeniyorum, ona saygı duyuyorum” şekline dönüştü. Küresel piyasaların bir kazanımı bu.

        - Trump’ın Wall Street Journal’a yaptığı açıklamalarından piyasaların çok önemli bir kazanımı daha var. O da “Çin’i kur manipülatörü ilan etmeyeceğim” demesi oldu. Daha önceki söylemi ise tam tersineydi. Döviz manipülatörü ilan edilmesiyle önce Çin piyasalarında güçlü bir sermaye çıkışı ile kırılma yaşanması, daha sonra aynı kırılmanın gelişmekte olan piyasalara ve küresel piyasalara sıçramasından endişe ediliyordu. Bir de kur ve ticaret savaşlarının başlamasından korkuluyordu. Sonuçta kazan kazandan kaybet kaybete doğru gidecekken, son açıklamayla konu şimdilik rafa kaldırılmış oldu.

        - Başkan Donald Trump ilk kez ocak ayında söylemiş ve etkili olmuştu ama bir kez daha “düşük değerli dolar” istedi. “Bence dolar çok güçleniyor, bir bakıma bu benim hatam, çünkü insanlar bana çok güveniyor. Ancak zarar veriyor” diyen Trump, “Dürüst olmam gerekiyorsa düşük faiz politikasını beğeniyorum” diye konuştu. Başkan’ın sözlerini FED’i tavlama hareketi olarak değerlendirmek de mümkün. Ama sonuç pek değişmez. Ülkeyi yöneten eğer kafaya koymuşsa ister tavlayarak isterse de ekonomi politikaları yoluyla aynı sonuca gitmek isteyebilir.

        - Bu açıklamalar küresel piyasalarda ve kısmen de Türkiye’de etkili oldu. Dolar değer kaybediyor. Dolar Endeksi DXY, açıklamayla yüzde 1 düştü. Gelişen ülke paraları dolara karşı yüzde 0.8 değer kazandı. TL’nin bu hafta içinde dolara karşı değer artışı yüzde 2.9’a vardı. Gerçi bunun içinde sadece doların dış değerindeki kaybı yok, hafta sonu yapılacak referandumun önceden fiyatlanması da var. Gelişmeler karşısında ABD 10 yıllık hazine faizi de yüzde 2.40 seviyesinden yüzde 2.24’e kadar geriledi.

        - Altın fiyatları da zayıf dolardan ve düşük faizden besleniyor. Trump’ın açıklamalarının da etkisiyle altın fiyatları ons başına 1.287.6 dolara kadar çıktı. Geçen haftayı 1.249.5 dolardan kapatan altın fiyatlarındaki dört günlük prim yüzde 3’e vardı. Küresel risk iştahının güçlü seyretmesi altının aleyhine ama faizler ve doların değer artışının yavaş olması da lehine bir durum. Mevcut tablo en azından altın fiyatlarında düşüşü önleyici diyebiliriz.

        - FED’in politikası yanında Başkan Trump’ın ortaya koyduğu “zayıf dolar” ve “düşük faiz” tezi, tam olarak gerçekleşmeyebilir. Çünkü o ABD’nin başkanı, FED’in değil. FED, politikalarını Başkan’dan bağımsız biçimde yürütebilecek hukuki ve fiili bağımsızlığa sahip. Ancak Başkan’ın bu isteğini de mutlaka dikkate alacaktır.

        - Eğer ABD faizleri hızla artmayacaksa, dolar hızla değerlenmeyecekse bu durum küresel risk iştahını destekler. Risk iştahının devam etmesi de en çok Türkiye’nin işine yarar. Çünkü gelişmekte olan ekonomiler içinde en büyük dış kaynak ihtiyacı olan ülke Türkiye. Cari açık ve dış borç ödemeleri dahil yıllık dış kaynak ihtiyacı 200 milyar dolar civarında seyrediyor. Dış finansmanın büyüklüğü anlamında benzer ekonomilerin en önünde yer aldığımızdan dolayı, düşük dolar, düşük faiz ve güçlü risk iştahından en çok yararı Türkiye görür. Bu ortamda açığa ve borçlanmaya devam edilir.

        Referandum öncesi son işlem günü

        Sandıktan ne çıkacağını bilemem ama tahmini olanlar ve buna uygun pozisyon almak isteyenler için bugün son işlem günü. Sonuçları görüp ondan sonra işlem yapmaya kalkmak geç olabilir.

        Çünkü pazartesi günü piyasalar açıldığında fiyatlar yeni duruma göre değişmiş olacak. Asya piyasalarının açılmasıyla başlayacak işlemlerde referandum sonuçları önemli ölçüde fiyatlara dahil edilecek. Türkiye piyasaları da açıldığında tıpkı geçmiş seçimlerde olduğu gibi, en başta en sert fiyatlama gerçekleşmeye aday. Bu nedenle kurda veya borsada sıçrama şeklinde yükselişler veya kırılma şeklinde düşüşler görülebilir. Ancak ne olursa olsun bu durum geçici. Tıpkı geçmiş seçimlerde olduğu gibi, piyasalar bir günde normal seyrine geri dönebiliyor.

        SONUÇ: “Aş tuz ile tuz oran ile.” Türk Atasözü

        Diğer Yazılar