Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        IMF dünya büyümesini bu yıl için yüzde 0.4 puan yukarı revize etti. Böylece son dört yılda ilk kez küresel büyüme yukarı yönlü revizyona tabi tutuldu. Geçen yıl yüzde 3.1 olarak gerçekleşen dünya büyümesinin bu yıl yüzde 3.5’e çıkması bekleniyor, gelecek yıl ise yüzde 3.6’ya yükselmesi bekleniyor.

        Küresel büyümenin ivmelenmekte olduğunu varlık fiyatlarındaki değişim de net bir şekilde ortaya koyuyor. Yukarıda yer alan ve yılın ilk dört ayı ile nisan sonu itibarıyla son bir yılı kapsayan varlık fiyatlarındaki değişim küresel ekonominin canlanmakta olduğunu teyit ediyor.

        Büyümeye çok duyarlı olan bakır ve alüminyum fiyatları son 4 ayda da, son bir yılda da yukarı gitti ve yüzde 13-14 arttı. Dünya ticaretinin nabzını yansıtan navlun fiyatları Baltic Dry Endeksi ile 4 ayda yüzde 15, son bir yılda yüzde 57 yükseldi.

        Yine büyümeye duyarlı dünya borsaları, gelişmiş ve gelişen dahil tümü son bir yılda yüzde 13 değerlendi. Faiz oranlarında da dalgalanma yüksek ama genelde yukarı yönlü hareket var. Para birimlerinden dolar değerlenmesine değerlenecek ama buna FED de, Başkan Trump da geçit vermiyor.

        Türkiye için IMF’nin 2017 büyüme tahmini yüzde 2.9 iken bunu 2.5’e indirdi. Son ekonomik gelişmeler çerçevesinde büyümenin geçen yılki yüzde 2.9’un üzerine çıkacağına dair kanaatler güçlendi.

        Çünkü büyüme iki bacak tarafından da destekleniyor. Birinci bacakta ihracat artışı var. TÜİK ile TİM’in 4 aylık verileri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6.7 artış olduğunu gösteriyor. Nisan itibarıyla son 12 aylık artış da yüzde 4. Hem nisanda hem 4 aylıkta hem de yıllıkta artıya geçmek demek, ihracatın iki yıl devam eden düşüş eğiliminden kurtulduğuna işaret ediyor. Nitekim ağırlıklı ihracata çalışan sektörlerin kapasite kullanımları daha yüksek.

        İkinci bacakta yurtiçi talep artışı bulunuyor. Verilen krediler, ertelenen vergi ve kamusal yükler özel sektöre nefes aldırdı. Geri gelen döviz kurları da özel sektörün bilanço bozulmasını düzeltmeye başladı. Sonuçta tüketiciye de üreticiye de güven geldi. Tüketim artışı vergi indirimlerinin de etkisiyle hızlandı.

        Varlık fiyatlarının altın dönem

        İstanbul, konut piyasasının sürükleyicisi durumundaydı. Geçen yılın başlarında da fiyat artışı son bir yılda yüzde 26’ya kadar çıktı. Ancak şubat ayı itibarıyla bu artış yüzde 12’ye geriledi. İstanbul’da konut fiyatları yılın iki ayında da, şubat itibarıyla son bir yılda da artış açısından Türkiye ortalamasının gerisinde kaldı.

        Ancak geçmiş konut fiyatlarının yüksek artışı kiralara yansıdı. Türkiye’de son bir yılda kira artışı yüzde 9.4’ü buldu.

        Fiyat balonlarının varlığı en çok İstanbul için söz konusuydu. Bu açıdan bakılınca konut fiyat artışlarının yavaşlaması pozitif bir gelişme. Hem kira artışlarını sınırlayarak enflasyonla mücadele açısından hem de finansal ve ekonomik istikrar açısından.

        Varlık fiyatlarında iyi olan bir gelişme de bireysel emeklilik fonlarının ortalama getirisinin yüzde 10’u aşması. Son bir yılda borsadaki yüzde 10’luk değer artışı, altındaki yüzde 25 yükseliş, dövizde yüzde 23’ü bulan ortalama artış, faizlerde bir tık yükseliş dikkate alınınca varlık fiyatlarında altın bir dönem yaşandığı söylenebilir. Bu tür dönemler de nadirdir.

        Diğer Yazılar