Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Küresel piyasalarda 10 Temmuz’da güçlenen pozitif güçlü seyir 20 Temmuz perşembe itibarıyla yerini duraklamaya bıraktı. Bu eğilim hem gelişen ve gelişmiş küresel piyasalarda hem de Türkiye piyasalarında söz konusu.

        Piyasalarda ana hareketleri yaratan gelişmeleri ise büyük merkez bankalarının parasal genişleme konusundaki tavır veya ağız değişikliğine gitmelerini ve ABD Başkanı Trump’ın etrafında süren soruşturmanın giderek genişlemesini göstermek mümkün. Perşembe günü piyasaların hızını kesene de, ECB Başkanı Mario Draghi’nin faiz kararı ardından yaptığı açıklamalardan ziyade Trump soruşturmasının genişletilmesiydi.

        - Bu çerçevede temel gelişme doların değer kaybı olarak ortaya çıkıyor. Dolar değer kaybettiği için de karşısındaki en güçlü para olarak Euro değerleniyor. Bu eğilime, ECB’den Euro’nun değerini düşürecek bir açıklama gelmemesi, parasal genişlemeyi erken sonlandıracak veya faiz artırımlarını gerektirecek enflasyon yükselmesinin olmamasını eklemek gerekiyor.

        - Sonuçta 10 Temmuz’dan bu yana Dolar Endeksi yüzde 2.4 gerileyerek 93.958’e indi. Euro dolar paritesi de 1.14’ten 1.1661’e çıktı. Paritedeki bu yükseklik 24 Ağustos 2015’teki 1.1711’den sonraki en yüksek düzey. Yani Euro son iki yılın en yüksek değerine çıktı. ABD 10 yıllıkları yüzde 7 düşerken, Brent petrol yüzde 8.8, altın yüzde 4.2 yükseldi. MSCI Gelişmiş Borsalar yüzde 2.5 primin ardından perşembeden itibaren hafif gevşedi. Gelişen piyasalar da yüzde 5.9 artışın ardından aynı eğilimde.

        - Türkiye Borsası da yükselirken gelişenlerin bir kat daha fazlasına çıkarken, düşerken son iki günde1.3 değer kaybına uğradı. Türkiye’nin negatif ayrışmasında, en büyük ekonomik partner olarak Almanya ile yaşanan siyasi ve ticari gerginliğin had safhaya çıkması da etkili oldu. Gerginliğin azaltılmaması durumunda turizm gelirlerinden ihracata ve doğrudan yabancı yatırımlara kadar ekonominin negatif bir etkiyle karşılaşması mümkün.

        - Borsa, haftalık, aylık ve yılbaşına göre yükselişi devam ederken, dolar, TL’ye karşı kurda hafta içinde görülen yukarı yönlü dalgalanmaya rağmen haftalık bazda 3.53 değeriyle yerinde saydı. Dolar kurundaki bu yerinde sayma ekonomik istikrar ve kazanımlar için iyi bir şey.

        DIŞ PİYASA VE TL’YE KARŞI DOLARIN ÇIKIŞI DURDU, EURO İSE YÜKSELİYOR

        GÜÇLÜ EURO’NUN ÜÇ AVANTAJI

        - Doların uluslararası çapta değer kaybetmesine karşı, Euro’nun değerleniyor ve TL’ye karşı da değerini artırıyor. Euro’nun bu artışı da, doların aksine, Türkiye ekonomisinin kazanç hanesine yazılıyor. Çünkü Euro’nun Türkiye’yi etkileme durumu dolardan epey farklı. Türkiye ithalatını daha çok dolarla, ihracatını ise Euro’yla yapıyor. Doğal olarak satın aldığımız malın fiyatı dolarla ve artmıyor. Buna karşılık sattığımız malın fiyatı Euro’yla ve yükseliyor. Hatta İhracatçı Birlikleri Euro’nun değer kaybından dolayı bir ara ihracat rakamlarında tutar bazındaki kaybı 8 milyar dolar olarak hesaplamıştı. Birinci avantajımız buradan geliyor.

        - İkinci avantajımız ise dış borçlardan. Yine Türkiye ağırlıklı olarak dış borçlanmasını dolar üzerinden yapıyor. Doğal olarak ödemeleri de dolar üzerinden. Dolardaki değer kaybı da kısa vadede borç servisini azaltıcı etki yapıyor.

        - Üçüncü pozitif etki ise biraz dolaylı. Doların güçlendiği dönemlerde gelişen ülkelere yönelik risk iştahında ve sermaye akımlarında zayıflama oluyor. Bundan ekonomisini dış kaynakla çevirdiğinden dolayı en çok etkilenen ülkelerden biri Türkiye oluyor. Buna karşılık Euro’nun güçlendiği dönemlerde gelişen piyasalar da güçleniyor, risk iştahı artıyor ve sermaye akımları hızlanıyor. Bundan da en çok Türkiye yararlanıyor. Tıpkı 2017 yılında olduğu gibi.

        SONUÇ: “Bir mutluluk kapısı kapandığında diğeri açılır. Ancak biz kapanan kapıya o kadar uzun bakarız ki, bizim için açılmış bulunan yeni kapıyı görmeyiz.”

        Helen Keller

        Diğer Yazılar