Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Donald Trump ABD’ye başkan seçildiğinden beri dünyanın, küresel ekonominin ve finansal piyasaların en önemli belirleyicisi haline geldi. Söylemiyle açıklamalarıyla ve nihayet icraatlarıyla dünyaya bazen pozitif bazen de negatif etkiler yayıyor. Sanırım 2017 sonuna kadar daha çok pozitif etkisi egemendi. Hatta başkanlığının birinci yılında Wall Street’in 62 kez rekor kırdığını söyleyerek övünmüştü. Piyasalar da şubata kadar durumu idare etti.

        - Şubat sonunda ise çelik ve alüminyum ithalatına yüzde 25 ve 10 vergi getireceğini açıkladı. Böylece seçim kampanyasında verdiği bir sözü daha yerine getiriyordu. Ancak bu adım aynı zamanda serbest piyasa ekonomisinden uzaklaşmak, içe kapanmak, rekabetten kaçmaktı.

        - Hele de bunu küreselleşmeyi savunan, oyunu kuran, gemiyi yüzdüren ve bundan en üst düzeyde yarar gören ABD yapınca durum içinden çıkılamaz bir hal aldı. Hiç geminin kaptanı deniz ortasında gemiyi batırmaya çalışır mı, kurduğu düzeni ve oyunu ben oynamıyorum diye bozar mı? İşte Başkan Trump’ın yaptığı da tam buna benziyor.

        - Bu nedenledir ki ekibinin içinde çok ciddi tartışmalar ve yol ayrımları oluyor. Son olarak Ekonomi Başdanışmanı Gary Cohn istifa etti. Adı FED başkanlığı için de geçmişti. Böyle bir yanlışa ortak olmak istemedi.

        - Artırılan gümrük vergileri kadar ABD’de çeliğin de alüminyumun da fiyatı artıyor. En büyük ithalatçı konumundaki ABD’de artan fiyatlar, dünyanın gerisi için de baz oluşturacak ve çelik fiyatlarını küresel çapta yükseltecek. Dolayısıyla ABD’nin korumacı politikaları en başta çelik fiyatlarını dörtte bir oranında yükseltmenin yolunu açtı. Çeliğin artan fiyatının bedelini herkes ödeyecek.

        - Çünkü ticaret savaşı kur savaşına benzemez. Ülkeleri adım adım şavaşa doğru götürür. Tarihte böyle oldu. Ticaret yapamayanlar daha sonra savaş yaptı.

        - İşte böyle bir ortamda Doğu Akdeniz çanağının ticaretini hızlandırmak için Mersin’de Akdeniz Ekonomi Forumu toplandı. Kalkınma Bakanlığı, NTV ve Özgencil işbirliğiyle düzenlenen forumda konuşan Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan şunları söyledi: ”Çin’in ekonomide öne çıkması ABD’yi rahatsız etti. ABD ciddi yanlış yapıyor. İçe kapanırsan, rekabet ortamını sağlayamazsan daha da geriye gitmeye mahkûm olursun. Rekabetin olmadığı ortamda büyüme, yatırım, gelişme ve kalkınma da olmaz. Korumacılığın gelişmesi kalkınmanın önünde engeldir.”

        MERSİN SIÇRAMANIN EŞİĞİNDE

        -Mersin ve Doğu Akdeniz Bölgesi konusunda bilgi veren Bakan Lütfi Elvan, bölgenin rekabet gücünün artırılmasında odaklandıkları dört alanı şöyle sıraladı:

        - “Ulaşım altyapısını güçlendiriyoruz. Mersin’i çift şeritli yolla Antalya’ya bağlıyoruz. Gidiş geliş yarı yarıya kısalıyor. Yolun yüzde 90’ı tamamlandı. Tarsus’ta 30 milyon yolcu kapasiteli uluslararası Çukurova Havaalanı’nı inşa ediyoruz. Bu yıl bitiyor. Konya-Mersin hızlı tren hattı da kuruluyor. Mersin Limanı da genişletiliyor. Ulaştırma altyapısını güçlendirmeden büyümeyi, kalkınmayı hızlandırmak zor.

        - Yüksek katma değerli üretimi hedefliyoruz. Bunun için mevcut fabrikalara yol gösterecek ve dijital dönüşümü gerçekleştirmede yardımcı olacak model bir fabrikayı kuracağız. Tasarım ve dijital dönüşüm merkezini de burada açacağız.

        - Girişimciliği geliştirmek zorundayız. Bu ay sonunda açıklanacak teşvik paketiyle girişimcilerimizi güçlü bir şekilde desteklediğimizi göstereceğiz. İş dünyasının her sorunu bizim sorunumuzdur. Dönem yatırım yapma dönemidir. Bu konuda biz gereken desteği vermeye devam edeceğiz.

        - Mersin’de girişimcilerin en önemli eksikliği yer sorunu. Bu nedenle 6 yeni organize sanayi bölgesi kurma çalışmalarını başlattık. Burada yaklaşık 50 bin kişi istihdam edilecek. İlave olarak mega endüstri bölgelerinden biri de bu bölgede olacak. Orada da 12 bin kişi istihdam edilecek.

        - Turizm, Mersin için de son derece önemli bir sektördür. Bunu nasıl geliştireceğimizi göstereceğiz.”

        Havaalanı, büyük kentlere hızlı karayolu ve trenle bağlanmak, limanın büyütülmesi, yeni sanayi sitelerinin kurulması Akdeniz’in kapısı niteliğindeki Mersin’e yeni bir sıçrama yapmanın kapılarını açıyor. Mersin bir lojistik, ticaret, tarım ve sanayi merkeziydi. Ancak anlaşılan Antalya bağlantısının sahilden kurulmasıyla bu özelliklerine turizmi de katacak.

        Çünkü Mersin, Antalya’nın devamı, eksiği sektöre planlı giriş yapmamasında. Altyapının kurulmasının ardından planla işe başlanırsa Mersin’in sahilleri 321 kilometreyi buluyor. Akdeniz İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Mahmut Arslan’ın dediği gibi, ”Mersin’in Batı tarafı kördü” şimdi açılıyor. Neden ikinci Antalya olmasın?

        Diğer Yazılar