Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        104.4’ü banka, 80’i şirketler, 6.4’ü kamu olmak üzere bir yılda 184.7 milyar dolar dış borç ödemesi yanında 51 milyar dolar da cari açığın finansmanı var

        Küresel piyasaların dalgalanmasıyla sermaye akımlarının yavaşlaması Türkiye’yi etkiliyor. Şubat ayında başlayan küresel dalga ile Türkiye’ye tahvil ve hisse senedi yoluyla giren portföy yatırımları terse döndü.

        - Kalkınma Bakanlığı’nın verilerine göre ocak ayındaki 1.173 milyon dolarlık net girişe karşılık şubatta tam bu rakam kadar, 1.173 milyon dolar çıkış oldu. Mart ayının iki haftasında devam eden çıkışlar ise 813 milyon dolara vardı. Böylece şubat başından bu yana Türkiye’den tahvil ve hisse senedi yoluyla çıkan portföy yatırım tutarı 2 milyar dolara vardı.

        - Bunda yurtdışı gelişmelerin yanında yurtiçi gelişmeler de rol oynuyor.

        Enflasyonun yüksek seyretmesi, cari açığın yükselmesi ekonomideki negatif gelişmeler. Siyaset tarafında Meclis’ten geçen seçim ittifak yasasının yapılacak ilk seçimde uygulanmasına istisna tanındı. Önümüzdeki bir yılda seçim yapılabileceğine yorumlanan bu istisna nedeniyle de piyasalara satış geldi.

        - Bu nedenle Hazine faizleri yaklaşık bir puan yükseldi ve gösterge tahvil faizi yüzde 14’e dayandı. Faiz yükselişinde dışarıda faiz artışı yanında Türkiye’nin artan dış kaynak ihtiyacı da etkili.

        - TCMB verilerine göre, önümüzdeki bir yıl içinde ödemesi gelecek kısa ve uzun vadeli dış borçların toplamı ocak sonu itibarıyla 184 milyar 740 milyon dolara yükseldi.

        - Buna artmakta olan cari açık eklenmeli. Son verilere göre yıllık cari açık 51 milyar dolara çıktı. Açık tutarının bir yılda aynı düzeyde kaldığını varsayarsak Türkiye’nin dış kaynak ihtiyacı 235.7 milyar dolara yükseliyor.

        Bir yılda ödenmesi gereken dış borcun 104.4 milyar doları bankaların, 80 milyar doları reel sektörün, 5.7 milyar doları genel yönetimin ve 675 milyon doları TCMB’nin.

        - Artan dış kaynak ihtiyacı ve yükselen faizler sonucu döviz kurları da yükseliyor. Euro rekor kırdı, dolarda ise rekora 2 kuruş kaldı. Sepet bazında ise 4.3745 ile rekordayız.

        - Dış kaynak ihtiyacının artmasına karşılık küresel sermaye akımlarının dalgalanması, jeopolitik risk yanında seçim konusunda belirsizliğin artması, bu baharın Türkiye için sert rüzgârlı yaşanmasına yol açabilir.

        ***********

        ABD TİCARET SAVAŞLARINA GİRDİ, FAİZLER YÜKSELİŞTE, SERMAYE AKIMLARI ZAYIFLIYOR

        DÜNYADA SERT RÜZGÂRLI İLKBAHAR

        21 Mart, FED’in faizleri çeyrek puan artıracağının, ABD’nin çelik ve alüminyum vergilerinin yürürlüğe gireceğinin ve ilkbaharın geleceği tarih.

        - Faiz artırımı fiyatlandı. Fiyatlanmayan kısım FED’in ekonomik ve faiz düzeyi öngörüleri. Eğer bu öngörüler bu yıl için üç faiz artışını teyit ederse piyasa dostu bir karar olur, dört faiz artışına işaret ederse satış dalgasını başlatır.

        - ABD’nin çelikte yüzde 25, alüminyumda yüzde 10 gümrük vergisi de fiyatlandı. Uygulama 21 Mart’ta başlayacak. Avustralya muaf, zaten ABD’ye karşı ticaret açığı veriyor. Meksika ve Kanada’nın durumu ise NAFTA görüşmeleri sonucuna bağlı. Çin’in ihracatı ise ABD çeliğinin sadece yüzde 2’si kadar ve önemsiz.

        - Konulan ithalat vergisi ithalatı kesmeyecek. Çünkü, ABD’nin ihtiyacını karşılayacak üretim kapasitesi yok. Mecburen ithal etmeye devam edecek. Bu nedenle fiyatlar gümrük vergisi artışı kadar artmaya aday. Bu da çelikte ister istemez dünya fiyatlarını yukarı çekecek. Bedeli başta Amerika ve dünya ödeyecek. ABD ithalatının yüzde 6’sını karşılayan Türkiyeli şirketler de gümrük vergilerinin üzerinden atlayabilir. Çünkü ABD ile bizim de ticaretimiz dengeli sayılır.

        - ABD’nin ticaret savaşında asıl hedefi Çin. Çünkü 376 milyar dolarla en büyük açığı Çin’e karşı veriyor. Nitekim geçen hafta ticaret savaşlarının ikinci aşaması, ABD’nin Çin’den ticaret açığını 60-100 milyar dolar azaltmayı istemesiyle başladı. Çalışmaların sürdüğü ve bu hafta net rakamın açıklanabileceği belirtiliyor.

        - Daha önce ekonomik menfaatlerine zarar verecek yaptırımlara misliyle karşılık vereceğini açıklayan Çin’in, ABD’nin isteğine nasıl yanıt vereceği son derecek önemli olacak. Ticaret savaşından zarar göreceğinden hareketle açığı gönüllü düşürmeyi kabul etmesi ABD’nin elini güçlendirecek ve küresel piyasaları da rahatlatacak. Ancak bu seçeneğin gündeme gelmesi düşük olasılık.

        - Yüksek olasılık ise Çin’in daha önceki açıklamalarına paralel misillemeye gitmesi. İlk akla gelen de ABD’ye karşı elde ettiği ticaret fazlasının üç katını aşan resmi rezervlerinde tuttuğu ABD tahvillerinde azaltıma gitmesi. Tahvil piyasasında faizlerin yükselme olasılığı zaten küresel piyasaların aşil topuğu. Çin’in satışa geçmesi pekâlâ piyasalarda kusursuz fırtınayı çıkarabilir.

        - Çin’in başvurabileceği ikinci seçenek ise ABD’ye yapamayacağı ihracatı başka ülkelere yapma yoluna gitmesi. Bunun için de rekabetçi olma açısından Yuan’ın değerini düşürmeyi tercih etmesi bütün gelişmekte olan ekonomileri vurabilir.

        - Çin’in ABD’ye nasıl bir karşılık vereceği en başta gelişmekte olan piyasalarda sert rüzgârların esmesine yol açabilir.

        Ön dalgaların etkisini zaten hissettik, bahar aylarında ise ticaret savaşının kızışmasıyla daha sert rüzgârlarla karşılaşabiliriz.

        SONUÇ:

        “İlkbahardan önce gök gürlerse 49 gün hava kötü olur.”

        Çin atasözü

        Diğer Yazılar