Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Küresel piyasalarda hava bozuk. Üstelik bugün değil şubat ayından bu yana durum böyle.

        - ABD faizi yüzde 3’ün üzerine çıktı. ABD dışındaki özel sektörün borçlanma maliyetlerine baz teşkil eden Libor faiz oranları hızlı tırmanarak yüzde 2.50 dolayında seyrediyor. Bununla birlikte Türkiye faizleri yüzde 13.31’den yüzde 17.03’e kadar çıktı. Dışarıda artan 1 ise Türkiye’de 3 arttı.

        - Dolar yükseliyor, bu yıl içinde gelişmiş ülke paralarına karşı yüzde 6.3, gelişmekte olan ülke kurlarına karşı yüzde 8.2 değerlendi. Türk Lirası’nın sepet kura karşı kaybı haftanın ilk 3 gününde yüzde 8.5, nisan sonuna göre yüzde 16’yı buldu. Son 1 yıllık kayıp ise yüzde 30’a yükseldi.

        - Petrol fiyatları 80 dolara çıktı. Petrol ihraç eden ülkeler avantajlı, ithal eden ülkeler kayıplı. Son olarak ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşlarının yatıştırılması petrol haricindeki emtiaları da sıçratmaya başladı.

        Bütün bunlar da dünyada dikkatleri gelişmekte olan ülkeler üzerine çevirdi. Petrol ve hammadde ithalatçısı ülke olarak Türkiye en çok etkilenenlerin başında geliyor.

        - Türkiye’nin enflasyonu çift haneli, cari açığı yüksek, dış kaynak ihtiyacı da fazla. Bu nedenlerle dış sermaye akımlarına en duyarlı ekonomi Türkiye. Ancak ocak ayı sonrasında sermaye akımlarında kesilme oldu. Portföy yatırımlarında net bazda Türkiye’ye gelen sermaye yok. Mart ayındaki cari açığın 4.8 milyar dolarını rezervlerden finanse ettik. Nisan ve mayısta ne olduğunu veriler açıklandığında göreceğiz. Ancak kur hareketleri sermaye girişi değil, çıkışı olduğuna işaret ediyor.

        - Özel sektör aşırı döviz borçlusu ve aşırı döviz açık pozisyonuna sahip. Açık pozisyon tutarı 223 milyar dolarla rekor düzeye çıktı. Döviz kurunda meydana gelecek yüzde 10’luk kalıcı artışın özel sektör üzerinde yaratacağı yük yıllık 22 milyar dolar kadar. Bu da özel sektörün yıllık bütün kârını alıp götürecek büyüklükte bir rakam. Kaldı ki bu yılki sepet kur artışı yüzde 20’yi geçti ve bu 2 yılık kârın erimesi demek.

        - Çok önemli bir seçime gidiliyor. Türkiye’nin yönetim şekli değişiyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bir tek kişi üzerine kurulu. Artıları olduğu gibi eksileri de var. Hızlı çalışacak ama her şeye de bir kişi karar verecek, her şeyi de bilecek. Cumhurbaşkanı ile uyumlu çalışacak bir Meclis yapısı ortaya çıkıp çıkmayacağı belli değil.

        - Bütün bu risklerin gelip yansıdığı yer döviz kuru. Spekülasyon, kendini koruma, sermaye çıkışı hepsi bir araya gelince dolar çok kolaylıkla ve hızla 4 TL’den 5 TL’ye doğru tırmandı.

        - Doların 4.5 TL’yi görmesi üzerine Merkez Bankası’nın 16 Mayıs’ta “Piyasalarda gözlenen sağlıksız fiyat oluşumları yakından takip edilmektedir. Gelişmelerin enflasyon görünümü üzerindeki etkileri de dikkate alınarak gerekli adımlar atılacaktır” demesinden bu yana 8 gün geçti. Dolar da 4.50’den dün 4.92’nin üzerine çıktı ve oradan kısmen gevşeme eğilimine girdi. Akşam saatlerinde de Merkez Bankası gerekeni yaptı ve faizleri yüzde 13.5’ten yüzde 16.5’e çıkardı. Merkez Bankası açıklamasını yaparken “güçlü parasal sıkılaştırmaya gidildiğini” belirtti.

        ***********

        FAİZ ARTIRIMI DOLARIN HIZINI KESER

        - Doların 5 TL’ye dayandığı aşamada yapılan müdahalenin etkili olma ihtimali de yükseldi. Çünkü dolar kısa zamanda çok hızlı yükseldi ve 5 gibi önemli bir psikolojik düzeye, temel bir rakama ve büyük bir barajın eşiğine geldi. Nitekim dün 4.92’nin görülmesiyle satışlar görülmesi ve yatay yüksek dalgalı bir harekete geçilmesi buna işaret ediyor.

        - Nitekim faiz kararı açıklandıktan sonra dolar kuru akşam saatlerinde ve işlemlerin azaldığı bir zamanda 4.65’lere kadar çekildi.

        - Artırım doları bitirmez, bitirmesin zaten ama hızını keser. Kur artışının da etkisiyle Merkez Bankası’nın faizi dışındaki bütün faizler yükselmiş ve Hazine faizleri yüzde 17’yi, swap faizleri yüzde 18’i, ticari kredi faizleri yüzde 18’i bulmuş. Şimdi Merkez Bankası faizleri de artırılmak suretiyle aradaki bu makas iyice daraldı. Faizde büyük ayar yapıldı, bundan sonrası biraz da ince ayar çekmeye bakar.

        - Zaten dolar kurunun seçim öncesinde öyle çok düşmesi veya 4’leri yeniden görmesi iyi olmayabilir. Çünkü dolar geriledikçe düşük kurdan Türkiye’ye gelip yatırım yapanların zararları silinmiş veya azalmış olur. Portföylerini kârlı veya az kayıplı bir şekilde realize edip çıkabilirler. Ne de olsa seçim ortamı ve kendileri açısından siyasi belirsizlik yüksek. Yabancılara bu satış fırsatını vermemek adına dolar kurunun 4.5 civarında gezinmesi belki de en ideali olur.

        Diğer Yazılar