Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        1 yıllık mevduatın faizi 8.04 10 yıllık konut kredi faizi 8.30

        Merkez Bankası dövize müdahale ederken "kredilerdeki hızlı artışı" gerekçe gösterdi. Rakamlar da hızlı artışa işaret ediyor.

        ■ Merkez Bankası'nın verilerine göre, haziran sonunda bankaların yurtiçine açtığı krediler 885.8 milyar lira. Rakam bir hafta önce 872.5 milyardı. Bir haftalık artış yüzde 1.52, altı aylık yüzde 17.48 ve son bir yıllık yüzde 27.43. Referans kredi sınırı ise yüzde 15.

        ■ Üstelik genel faizlerin artmaya başlamasına, Gezi olaylarına, FED'in parasal genişlemeyi azaltma kararına rağmen kredi kullanımı yükseldi.

        ■ Kredi kullanımının hızlanmasına karşılık mayıs ayı sanayi üretimi umut kırdı. Beklenti yüzde 4 olmasına karşılık gerçekleşme yüzde 1.9'da kaldı.

        FIRSATI KULLANDILAR: Üretim zayıfsa, tüketim ve büyüme beklentileri de zayıf demektir. O halde kim borçlanıyor, bu kredileri kim neden kullanıyor?

        Bunun en büyük nedeni kredi faizlerinin dibe vurduğuna ve daha fazla düşmeyeceğine inanılmasıdır.

        Kredi kullanmanın en uygun zamanı olduğunun görülmesi özellikle tüketicileri harekete geçirmiş olabilir. Tıpkı bir hafta önce yazdığımız gibi, kredi kullanmanın en uygun zamanını Türk insanı gayet iyi değerlendirmiş. Fırsatı kaçırmamış. Biz yazarken onlar zaten kredi çekmekle meşgulmüş.

        Kredi kullanmanın en uygun zamanı, çünkü bu kredilerin faizi bankalar tarafından değiştirilemiyor. Mevduat faizleri yükselişe geçmişken, dünyada faizler yükselirken, Türkiye de kredi faizleri dibe inmiş. Hatta bazı kredi faizleri dipten dönmüş.

        ■ Örneğin destek hesap ve kurumsal kredi kartları hariç ticari kredi faizleri tüm bankaların ağırlıklı ortalamaları 17 Mayıs'ta yüzde 6.44'le tarihi en düşük düzeyine indi. Mayıs sonunda yüzde 6.50 olan bu faizler haziranda yükselişe geçti ve yıl ortası itibarıyla yüzde 8.14'e yükseldi.

        ■ Konut kredi faizleri de haziranda yüzde 8.29 ile en düşük seviyesini gördü, üç hafta burada kaldı, ay sonunda bir tık artışla yüzde 8.30'a çıktı. Bu faiz oranıdır ki, ekonomi canlı olmasa da, kredi kullanımını canlandırdı.

        FAİZLERİN EŞİTLİĞİ: Üstelik bankalar faiz artırımından kaçınıyor. Kimse kredi faizini ilk artıran olmak istemiyor. Bundan dolayı kredi faizleri ile mevduat faizleri birbirine çok yaklaştı ve neredeyse eşitlendi. Merkez Bankası verilerine göre yıl ortası itibarıyla ağırlıklı ortalama üç aylık mevduatın faizi yüzde 7.52, bir yıllık mevduatın yüzde 8.04'e çıktı. 10 yıllık konut kredi faizi ise yüzde 8.30. Bu durum karşısında gel de kredi kullanmadan dur.

        FİYATIN CAZİBESİ: Bu nedenden dolayı rayından çıkan bir kredi artışı bizce yok. Aksine fiyatın, yani düşük faizi yakalamanın cazibesi var. Fiyatın uygunluğuna karşı kimse kayıtsız kalamıyor. Bu gerçek,

        ekonominin canlanması için faizleri kademeli düşürmek yerine, hızla veya tek seferde düşürmenin ve dibi bulmanın daha etkili olacağı, kredi kullanımını tetikleyeceği sonucuna götürüyor bizi.

        SONUÇ: "Fırsatlar gelir ama kalmaz." Nepal atasözü

        Diğer Yazılar