Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AK Parti'nin ekonomi kurmaylarından MKYK üyesi ve Ankara milletvekili Bülent Gedikli'yle taksitli tüketime getirilen son düzenlemeleri, Türkiye ekonomisini ve küresel sorunları konuştuk. Bülent Gedikli'ye göre "Türkiye ekonomisinin dört ayağı da sağlam, dünyada da Türkiye'de de enflasyon tehdidi yok, küresel krizden çıkış Çin'in tüketimini artırmasıyla mümkün, tüketimi kısıtlayıcı önlemler hem tüketim iştahının kısmen karşılanmasının ardından hem de ekonomide dönüşüm politikası çerçevesinde alındı." Bülent Gedikli ile yaptığımız söyleşinin özeti şöyle:

        4 AYAK DA SAĞLAM: Ekonominin dört ayağından dördü de sağlam.

        ■ Birinci ayak kamu maliyesinde açık sorunu artık yok. Mali disiplini daha kararlı ve kalıcı hale getirmek için tek seferlik gelirler yerine devamlı gelirleri artırmamız lazım.

        ■ İkinci ayak bankacılık sektöründe herhangi bir sorun yok. Dövizde açık pozisyon taşımıyorlar. Sermaye yeterliliği, mali bünye, sendikasyon kredilerinin döndürülmesi, kredi verilmesi hepsi iyi. Komisyon ve ücretler gibi şikâyet konularını da çekidüzen altına alıyoruz.

        ■ Şirketler kesiminin 164 milyar dolar döviz pozisyon açığı bulunuyor. Ancak bunun en büyük bölümü yurtdışında kendi paralarına karşılık alınan kredilerden oluşuyor. Yine önemli bir bölümünün döviz borcuna karşılık döviz gelirleri söz konusu. Küçük bir kısmı da döviz borcunu hedge ettirmiş. Geriye kalan gerçek açık pozisyon sahibi şirketlere de, bilançolarını ve döviz risklerini iyi yönetmek kalıyor. Bir dalga yaşandığında mikro bazda zarar görenler olabilir. Ama bunun ekonomiye sorun yaratacak düzeyde makro büyüklüğe ulaşması zor.

        ■ Hanehalkı ise dövizde fazla pozisyona sahip. Net bazda döviz borcu yok, döviz varlığı var. Döviz piyasasında herhangi bir dalga sırasında stres yaratmıyorlar. Hanehalkı borçluluk oranları makul düzeyde. Az bir kısmında kısa sürede hızlı borçlanma vardı. Kredi kartı ve tüketici kredilerine getirilen sınırlamalar buna bir önlem. Toplum olarak bizim tüketim iştahımız yüksektir. Bu iştah kısmen tatmin de edildi. Hanehalkı borçluluğu makro düzeyde bir soruna yol açacak büyüklüğe ulaşmadan da önlemini aldık.

        EKONOMİDE DÖNÜŞÜM: Ekonomi politikalarında yaptığımız değişimin konsepti şu: Tüketim, ithalat, ihracat ve yatırım büyümenin dört ana bileşeni. Şimdiye kadar daha çok tüketim ve ithalata dayalı büyüdük. Dönüşümle hedef, ihracat ve yatırımların öncülüğünde büyümeye geçmek. Aşırı borçlanarak yapılan tüketim üzerine getirilen sınırlamalara bu açıdan bakmak lazım. Bugün dünyanın yaşadığı sorunun kaynağı da aşırı borçlanma. Bizde de sorun haline gelmesin ve cari açığı büyütmesin diye bu önlemleri aldık.

        ENFLASYON TEHDİT DEĞİL: Bizde kamu açıkları ve kamu borçluluğu düşük. Böylece ikiz açığın oluşmasına ve kriz yaşanmasına meydan vermiyoruz. Enflasyon kısa ve orta vadede bir tehdit olmaktan çıktı. Küresel olarak tehdit değil. Enflasyon değil deflasyondan korkuluyor. Çin ucuz üretim yapıyor ve ihraç ediyor. Büyüme sorunu yaşandığı için üretimde fazla kapasite mevcut. Emtia ve petrol fiyatları da düşüş eğiliminde. Arzla ilgili sorun yok ama taleple var. Talep artışı, geliri ve tasarrufu yüksek ülkelerden gelecek. O zaman Çin'e ve Almanya'ya bakacağız. Çin iç tüketimini artırırsa dünyadaki talep sorunu çözülmeye, küresel kriz aşılmaya başlar. Bunu da en iyi Çin'in devasa boyutlara ulaşan döviz rezervlerinde artışın durmasından veya azalmasından anlayacağız.

        Diğer Yazılar