Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ING Bank ekonomisti Carsteren Brzeski’ye göre “Malezya, Ukrayna, Gazze çok patlayıcı bir kokteyldi. Ama dünya ekonomisi için herhangi bir etkisi olmadı.” Jeopolitik risklere piyasaların alıştığı, kanıksandığı ve şok etkisi yaratabilecek gelişmelerin birkaç saatte hazmedildiği bir dönemi yaşıyoruz. Geçen haftanın iki önemli olayı bile piyasalarda kalıcı bir düşüşe yol açmadı.

        - Gelişmiş ve gelişmekte olan toplam 43 piyasanın yer aldığı MSCI Dünya Endeksi 429 puanla tam olarak 1 Kasım 2007’deki tarihi rekor düzeyinde bulunuyor. Krizin ardından 7 yıl sonra rekor yeniden yakalanmış.

        - Reel ekonomiler ise henüz normale dönmüş değil. Çin ve Hindistan yavaşladı. AB bankacılık sorununu çözmüş değil ve düşük büyüyor. ABD ekonomisinde toparlanma var ama büyümenin asıl kütlesini oluşturan iç tüketim eskisi gibi canlı değil. Hanehalkı hâlâ borç ödüyor. İşsizlik geriliyor ama kalitesi düşük, işgücüne katılım da geriliyor. Konut sektöründe canlanma düşük faiz ve bol likidite ortamında sürüyor. Faiz arttığında ve likidite azalmaya başladığında aynı talebin olacağı kuşkulu.

        - Zaten ekonomiler düzelmeden finansal piyasaların kriz öncesine dönmüş olmalarının temelinde de, bol likidite ve tarihi düşük faizler yatıyor. Bu bakımdan piyasalar bir gün terk edilecek ya da sürdürülemeyecek, suni ve kötü bir denge üzerinde gidiyor.

        - Piyasaların üzerinde yürüdüğü bol küresel likidite ve tarihi düşük faizlerde sona doğru yaklaşıyoruz. Çünkü likidite deyince iki merkez bankasını dikkate almalı. Avrupa’nın çıkartacağı yeni likiditenin küresel etkisi zayıf kalacak. Kredi vermeyle bağlantılı olacağından bu para ancak kendini besleyecek. ABD’de ise tahvil geri alımının sonlanmasıyla likidite artışı ekimde bitecek. Daha fazla para pompalanmayacağı zaman da, piyasaların mevcut suni denge üzerinde yürümesi zorlaşacak. Buraya kadar getiren motivasyon azalacak. Tutunacak yeni bir dal, yeni bir motivasyonun devreye girmesi gerekir ki, piyasalar yoluna devam edebilsin.

        - Şimdilik öyle bir motivasyon ufukta yok. O nedenle zaten 3 Temmuz’da ABD’nin tarım dışı istihdam verisi çok iyi gelince piyasalar 4 Temmuz’da tarihi rekoru gördükten sonra yollarına fazla devam edemediler. O tarihten bu yana yükseliş yok, hatta borsalarının ortalama kârı yüzde 1.2 düzeyinde, dolar yavaş da olsa güçleniyor, ABD ve Alman 10 yıllıkları sığınılacak limanlar. Altına ise güçlü bir yönelme yok çünkü savaş veya kriz beklentisi akut hal almış değil.

        - Denilebilir ki, hemen herkes durumun farkında. Suni dengeler değiştiğinde piyasaların kaderinin değişeceğini, bir büyük düşüş veya düzeltme yaşanacağını hemen herkes bekliyor ve dile getiriyor. Buna karşılık piyasayı kimse erken de terk edemiyor. Koyun sürüsünün birlikte hareketinde olduğu gibi, piyasadan erken ayrılmayı kimse göze alamıyor. Doğal olarak yaklaşmakta olan riski de birlikte göze almış oluyorlar.

        SONUÇ: “Sürünün ne önüne geç, ne arkasında kal.” Türk atasözü

        Diğer Yazılar