Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Önce düşen petrol fiyatları, arkasından Kırım ile Ukrayna gerginliği ve nihayetinde AB ile ABD’nin uyguladığı yaptırımlar... Rusya’nın son 1 yıldır başrolde olduğu hikâyelerin kısa özeti. İşin politik ve uluslararası siyaset yönünü birazdan daha fazla analiz ederiz. Ama gelin kısaca, son 1 yılda olanlar, Rus ekonomisine nelere mal oldu bir hatırlayalım.

        Biraz daha detaylandırmak gerekirse, geçen sene bu aylarda 1 dolar, 34 ruble’den işlem görürken, bu sene 55 rubleden işlem görüyor. 1 yıllık kayıp yüzde 37. Faizler Rusya’da geçen sene bu aylarda yüzde 7.5 seviyesindeydi. Yılbaşında yüzde 17’yi gördü, şu anda da yüzde 11.5’lerde. Kurda yaşanan sert yükseliş, Rusya’da enflasyonu da vurdu. Geçen sene yüzde 7-8 bandında dolaşan yıllık enflasyon şimdilerde yüzde 16’lar seviyesinde. Makro temel veriler açısından en sert kayıplardan biri de büyüme tarafında yaşandı. 2014 yılının ortalarında yüzde 1 bandında büyümeyi tutturmaya çalışan Rusya, yaptırımlar ve kur kayıpları sonrasında bu senenin ilk çeyreğinde yüzde 2.2 daraldı. 2015 sonunda bu daralmanın yüzde 4.5-5’leri bulması bekleniyor. Resim yeterince net sanırım. 2013 sonunda GSYH olarak 2.1 trilyon dolarla dünyanın en büyük 9. ekonomisi olan Rusya, 2014 sonunda yüzde 10 küçülerek 10’unculuğa düşmüş durumda.

        SULAR DURULDU MU?

        Özellikle 2015 yılının ilk çeyreğinde Ukrayna krizinin zirve yaptığı dönemlerde Rusya ekonomisi için en kötü günlerin yaşandığını belirtebiliriz. O tarihten bugüne hem petrol fiyatlarında yaşanan bir miktar toparlanma hem de Ukrayna’da yapılan barış anlaşmasının sonucu, Rus varlıklarının fiyatlarında gözle görülebilir bir iyileşme yaşandı.

        Ancak bu toparlanma kalıcı mı? Yoksa küresel siyasi ve politik gelişmeler bunu teyit etmiyor mu? Gelin ona da bir göz atalım.

        YAPTIRIMLAR UZATILIYOR

        Rusya’nın en çok canını yakan unsurlardan başında AB ve ABD’nin yaptırımları geliyor. Geçen sene temmuz ayında Malezya Havayolları’na ait uçağın Ukrayna semalarında Rus ayrılıkçı güçler tarafından düşürülmesinin ardından AB, Rusya’ya ekonomik yaptırımlara başlamıştı. Daha sonra eylül ayında Ukrayna’da işler daha da alevlenince bu yaptırımlar uzatıldı. Yakın zamanda Brüksel’de alınan kararlar neticesinde AB’nin Rusya’ya olan yaptırımlarının 2016 Ocak ayına kadar uzatılmasına karar verildi.

        Bilindiği üzere Rusya, toplam ticaretinin üçte birini AB ile yapıyor. Yapılan hesaplara göre yaptırımların Rus ekonomisine 2014’te verdiği zarar 27 milyar dolar. 2015’te bu rakamın 80 milyar doları bulması bekleniyor.

        UKRAYNA SINIRI YENİDEN ISINIYOR

        Bir başka gelişme ise Ukrayna’nın batısında yaşanıyor. NATO’dan yapılan açıklamada Rusya’nın artan yayılmacı politikaları sebebiyle Polonya, Romanya ve Bulgaristan topraklarına 5 bin ABD askeri ile 250 civarında tank ve ağır silah yerleştirilmesi kararı alındığı ifade edildi. Ukrayna’da yapılan anlaşmaya rağmen ayrılıkçı güçlerin henüz silah bırakmaması ve Rusya’nın kendi sınırını kontrol etmekte istekli olamaması, NATO’nun Avrupa’nın güvenliği açısından böyle bir karar almasına neden olmuş görünüyor.

        Son OPEC toplantısı da bir kez daha gösterdi ki, büyük petrol üreticilerinden S.Arabistan’ın ve diğer OPEC üyelerinin petrol arzı kesintisine gitmeye niyeti yok. Üstelik 30 Haziran’da anlaşma sağlanırsa İran’ın 1 yıl içinde günlük minimum 500 bin varil daha fazla petrol üretme imkânı olacak. ABD’nin de günlük 9 milyon varillik üretim kapasitesine ulaştığı düşünülürse, toplam bütçe gelirlerinin yüzde 55’ini petrol ve doğalgazdan sağlayan Rusya’nın işi zor.

        Bağlamak gerekirse, Rusya için bu senenin 2. çeyreği bir parça nefes alabildiği bir dönem oldu. Ancak bu rahatlamanın uzun süreli olacağını düşünmüyorum. Ukrayna ve çevre ülkeler üzerinde Rusya’nın son dönemde ortaya sürdüğü “yayılımcı politikalar” devam ettiği sürece Rusya ekonomisinin işi kolay görünmüyor.

        Diğer Yazılar