Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Piyasaların sevdiği konulardan biridir jeopolitik risk kavramı. Bugünlerde de oldukça popüler. Türkiye ile ilgili olan hangi makaleyi okursanız mutlaka bir yerde jeopolitik riskler bölümünü görürsünüz. O zaman biz de piyasaların jeopolitik risklerden ne anladığına birlikte bakalım.

        JEOPOLİTİK NEDİR?

        Yunanca toprak anlamına gelen “geo” ve politika anlamına gelen “politeia” kelimelerinin birleşmesinden oluşan bu kelime, günümüzde toprak siyaseti ya da coğrafyanın devletler için anlamı şeklinde kullanılmaktadır. Anlaşılacağı üzere coğrafyadan doğan bir bilim dalıdır. Bir devletin coğrafi durumu ve o coğrafyada ilgili ülkenin uyguladığı politikaların etkileşimine ise “jeopolitik bilimi” bakar.

        KÜRESEL PİYASALAR İÇİN JEOPOLİTİK RİSKLER NELER?

        2014 başında en fazla kafa yorulan konulardan biri, sene boyunca ortaya çıkabilecek jeopolitik risklerdi. Bunların başında, Rusya’da ortaya çıkan önce Kırım’ın istilası arkasından da Ukrayna’nın bölünme ihtimaline sebep olan, aşırı milliyetçilik ve yayılmacı politikalar geliyor. Hiçbir yatırım fikrinin çalışmamasına, piyasa öngörülerinin geçersiz kalmasına sebep olan bu risk hâlâ mevcudiyetini korumakta. Bu riski fiyatlayamayan yatırımcının Rusya ve Ukrayna’ya kestiği ceza ise ağır oldu. Yılın ilk 9 ayında Rus Rublesi’nde % 17, Ukrayna Grivnası’nda ise % 38’lik değer kaybı oluştu. Rusya’dan bu sene 130 milyar $’lık yabancı para çıkışı beklenirken, ülkenin bu sene en iyi ihtimalle % 0.5 büyümesi bekleniyor.

        Piyasaların bu sene fiyatlamakta zorlandıkları diğer bir jeopolitik risk ise Çin. Bilindiği üzere ekonomik olarak özellikle son 15 yılda büyük bir başarıya imza atan Çin son zamanlarda başta Japonya olmak üzere birçok komşusuyla sorunlu. Çin’in Japonya ile ekonomi dışında en büyük husumeti, Doğu Çin Denizi’ndeki insan yaşamayan birkaç adanın kime ait olduğu konusunda yaşanıyor. Bu adaların aslında önemi yok. Ancak adaların bulunduğu yer önemli deniz hatlarının geçtiği ve çok değerli petrol ve gaz rezervlerinin bulunduğu bir bölge. İki ülke bu adalar için geçen yılın sonunda nerede ise savaşın eşiğine geldi. ABD bölgeye 2 adet B-52 bombardıman uçağı göndererek Çin’in bu konudaki tacizini ve ısrarını şimdilik sonlandırdı.

        TÜRKİYE’NİN JEOPOLİTİK RİSKLERİ NE?

        Bizim için Ukrayna’da yaşanan savaş, Gazze’nin İsrail tarafından bombalanması ya da Ortadoğu’da petrol rafinerilerinin teröristlerin eline geçmesi önemli riskler. Ancak, bizim kendi coğrafyamızın yarattığı ve bu coğrafya üzerine aldığımız ya da almadığımız kararların yaratacağı sonuçlar açısından (jeopolitik bilim) baktığımızda asıl risk IŞİD konusudur. Türk piyasalarında işlem yapan yabancı yatırımcı için Türkiye, büyük çoğunluğu Müslüman olan 75 milyon insanın yaşadığı, demokratik, seküler, güçlü bir ordusu ile NATO’ya üye, AB ile üyelik müzakeresi yapan , BM ve Dünya Ticaret Örgütü gibi kurumlara dahil, dinamik bir ekonomiye sahip ve Batı ile entegre bir ülke olarak görülür. Ayrıca zor bir coğrafyada olduğu bilinir ancak bu zamana kadar bu coğrafyaya rağmen yatırımcısını mağdur etmemiştir. Bu tanım dolayısıyla yatırımcı için, Türkiye’nin cari açığı, ekonomik büyümesi, enflasyonu ya da bütçe açığı ne kadar önemliyse, ülkenin dış politikada aldığı kararlar ve NATO, Birleşmiş Milletler gibi örgütlerde yaptığı tercihler de bir o kadar önemlidir. Bu sebeple piyasaların gözü kulağı Türkiye’nin IŞİD konusunda alacağı kararlarda. NATO’nun IŞİD konusunda alacağı kararlara Türkiye’nin ne kadar, nasıl ve hangi unsurlarla katılacağı, piyasaların Türkiye için bu “jeopolitik riski” nasıl fiyatlayabileceğinin anahtarı olacak.

        Diğer Yazılar