Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BİRÇOK tiyatro sahnesinin kapatıldığı bir dönemden geçiyoruz. Ne mutlu ki, başta gençler pek çok tiyatro insanı, elimizden alınan bu nefes alma alanlarının yerlerine yenilerini koyuyor. Bu insanların arasına Şevket Çoruh da eklendi.

        Daha önce de yazmıştım, Çoruh; tiyatrolar cenneti Bahariye’deki Eski Ulvi Uraz Tiyatrosu’nun binasını satın aldı ve hummalı bir inşaat çalışmasına başladı. Bir süredir ‘Baba Sahne’ adını verdiği tiyatro ve konser salonunu ekim ayında sanatseverlerle buluşturmak için var gücüyle çalışıyor. Yine yazmıştım, “İlk fırsatta soluğu yanında alıp Baba Sahne’yi Çoruh’tan dinleyeceğim” diye. Geçenlerde doğum anlarının bir parçası olduğum için mutluluktan havalara uçtuğum Baba Sahne’de buluştum kendisiyle.

        ‘SALON YOKSA BİZ YAPACAĞIZ’

        “Bu sezon özellikle ödenekli tiyatrolarda baskı ve sansür hep gündemdeydi. Özgürce sanat yapma isteği Baba Sahne’yi kurmanızın başlıca nedeni olmalı” diye girdim söze. “Bir tiyatrocunun hayallerinin en büyüğü kendi salonunun olmasıdır. Bu fikir hep aklımda vardı” dedi ve şöyle devam etti:

        “Artık işimizi özgürce yapmamızın tek yolu kendimize ait bir yerimizin olması. Fişlenmenin boyutu değişti. Tiyatroculara meydanlarda ‘Bu’ diye bağrılıyor, gazetelerde manşet yapılıp hedef gösteriliyor, ahlaksızlıkla suçlanıyoruz. Fişleniyor ve korkutuluyoruz. Daha da acısı tiyatroya emek vermiş, çok değerli ve şöhretli abilerimizin bu baskı karşısında susması, birçok sanatçının midesinden konuşmaya başlaması. Kendi özgür dünyamızı yaratabilmek için bu salonu aldım. Bugüne dek hiçbir hükümetin, hep konuştuğumuz salon sıkıntısına çare bulmak için bir şey yaptığını görmedim. Kendi aramızda ‘Salon yok’ diye konuşmak yetmiyor, devletten beklemenin de artık bir yararı yok. Salon yoksa biz yapacağız, işte yapıyoruz da...”

        ‘KİMSEYİ YETİM BIRAKMAYACAK’

        “Peki neden Baba Sahne?” diye sordum ardından. “Kime güveniyorsun diye sorulduğunda ‘Babama’ denir ya; bu sahne de bizim babamız olacak. Türkiye’de tiyatro yapıyorsanız yetim kalmaya mahkûmsunuz. Bir anda salonunuzu elinizden alırlar. Baba Sahne kimseyi yetim bırakmayacak. Bize bizden başkasından fayda yok, biz birbirimize destek olacağız, sahip çıkacağız” diye yanıtladı beni. “Ben yaşadığım sürece Baba Sahne de yaşayacak. Benden sonra da devam etsin istiyorum. Bu yüzden Baba Sahne’nin kapısı inandığım tüm arkadaşlarıma, özellikle de genç, dinamik, çağı yakalayan insanlara sonuna kadar açık” diye de ekledi.

        Çoruh, “Burayı tek başıma almış olabilirim ama başta Müjdat Hoca (Gezen) olmak üzere camiadan pek çok arkadaşım bana destek oldu, beni cesaretlendirdi. Pek çok genç meslektaşım ziyarete geliyor. İnşaata girip ‘2 tuğla da biz koyalım’ diyorlar. Bunlar beni çok duygulandırıyor” diye devam etti söze. “Beni de masrafları karşılayabilmek için 1966 model Mustang’inizle, 1962 model Thunderbird’inizi satışa çıkarmanız çok duygulandırdı. Helal olsun size!” dedim. “Tiyatroya helal olsun!” dedi ve ekledi:

        ‘BAŞKA YOLCULUKLARA ÇIKMA ZAMANI’

        “Arka Sokaklar dizisindeki 9 yıllık birikimimi, bankadaki paramı Baba Sahne’ye yatırdım. Bir ev ve modern bir otomobil sattım. Mustang ve Thunderbird’den sonra herhalde 71 model Corvet’imi de satacağım. Bu sayede ısınma ve ışık sistemiyle seyirci koltuklarının masrafını karşılayacağım. Ben şoför çocuğuyum, klasik otomobillerimin olması hayalimdi. Aldık o otomobilleri, gezdik, güzel hatıralar biriktirdik. Şimdi seyircilerle başka yolculuklara çıkma zamanı...”

        Sabırsızlıkla ve coşkulu bir heyecanla bekliyorum o yolculukların başlamasını...

        "BİZİM DERTLERİMİZİ BİZİM YAZARLARIMIZ ANLATACAK"

        ■ Baba Sahne’nin, tapusunda tiyatro binası yazıyor. Yıllar önce binayı yapan Mustafa Kemal Ekşi, tiyatroya çok meraklıymış, tapuya tiyatro binası yazdırmış. Şevket Çoruh “Şimdi arasak bulamayız böyle birini” diyor.

        ■ Baba Sahne’de tek salon olacak; 360 kişilik oturma kapasitesi olan çok amaçlı bir salon. Düzleşebilen bir sistem yaratılacak. Bu sayede salon 800 kişilik bir konser alanına dönüşebilecek. Konserlerle Can Şengün ilgilenecek. Alternatif müzik ağırlıklı konserler olacak.

        ■ Baba Sahne’nin Caner Güler, Ozan Yurdakul, Erol Hızarcı, Murat İpek, Yaşar Arak ve Resul Ertaş’tan oluşan bir yazar kadrosu var. Şevket Çoruh “Türkiye’nin dertlerini yerli yazarların kaleme aldığı oyunlarla sahneleyeceğiz” diyor ve ekliyor: “Günay Karacaoğlu’nun aklında ‘Shakespeare’in Mahcup Kadınları’ diye bir proje var. Bülent Şakrak ve Ceyda Düvenci 2 kişilik bir oyun yapmak istiyorlar. Açılış oyunumuz henüz belli değil ama çevremdeki herkes benim kadar heyecanlı. Nevra Serezli ve Oya Başar arayıp ‘Biz de oynamak isteriz’ dediler. Mustafa Alabora, Mustafa Üstündağ, Erkan Kolçak Köstendil gibi birçok isim birlikte üretmeye hazır. Bu durum beni mutlu çok ediyor.”

        Diğer Yazılar