Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçtiğimiz hafta Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi'ne 'Şark Dişçisi' adlı müzikali izlemeye gittiğimde tanıştım çok sevdiğim Emre Kınay'ın güzeller güzeli Duru'yla... Hoş tanımadan da tanır kadar olmuştum kendisini. Anaokuluna giderken, Şişli Terakki'de kız kardeşim Gözde'nin dilinden hiç düşürmediği öğrencisiydi. Ne zaman Duru'nun konusu açılsa, Gözde hep, "O benim ışık kızım" der ve ekler: "Duru çok derin bir çocuk. Sen hiçbir şey söylemeden o bir bakışıyla duygunu hisseder. Dokunuşu insanda sihirli değnek etkisi yaratır. Sımsıkı sarılır, kocaman öper, enerjisi değdiği her yeri güzelleştirir. Kendi de bendeki yeri de çok özeldir."

        Tabii bir de yıllardır Emre'nin anlattıkları var... 'Duruşka' diye seslendiği kızı en duru yanıdır Emre'nin. Ne zaman Duru'dan bahsetse duygulanır; nemli gözlerinde rengarenk çiçekler beliriverir ve baba-kız aşkının mis kokusunu yayarlar etrafa. Tecrübeyle sabittir; baba-kız aşkı işte böyle büyülü bir şey ya!

        'Babalar Günü' röportajı yapmak için kızının adını taşıyan tiyatrosunda buluştuğumuzda; Emre, "O benim yaşam kaynağı" diye girdi söze. Bazen özünü sarmalayan duygularını anlatmaya söz yetmedi, işte o anlarda Emre'nin gözlerini görebilmek büyük nimetti! Sohbetimiz sona erdiğinde, kızının biricik 'babacık'ı "Ece ne olur bir nazar boncuğu koy bu röportajın içine" diye rica etti. O boncuğu aralarındaki aşkın hiç bitmemesi dileğiyle tüm baba-kızlar için koyuyorum bu sayfaya.

        Tüm babaların Babalar Günü'nü kutluyorum. Bir de anneme bana babamın kızı olma şansını verdiği için teşekkür ediyorum. Umarım ileride bir evladım olursa benim gibi gururla ve aşkla, "Benim babam dünyanın en güzel adamı" diyebilir... Gelin şimdi Emre'yi dinleyelim...

        Duru bir çocuğa verilebilecek en güzel isimlerden biri. Umarım hep ismi gibi bir hayatı olur Duru’nun. İsmini sen mi koydun, annesi Emine Ün mü?

        Doğumdan önce annesiyle kız olursa ismini onun, erkek olursa benim koyacağım konusunda anlaşmıştık. Emine buldu Duru ismini. Ben de hemen “Tamam” dedim. Çok güzel bir isim hakikaten. Kızıma da çok yakışıyor. İnşallah dediğin gibi duru bir ömrü olur. Dünyanın hali belli, mutlaka canını sıkacak olaylar gelecektir başına. Bugüne kadar da canını sıkacak şeyler olmadı değil ama umarım su gibi yaşar. Üzerinde hiçbir şey tutmasın, aksın gitsin...

        Öyle güzel anlatıyorsun ki; onun duruluğu sana yansıyor anlatırken...

        Duru’nun varlığı sayesinde sakinleştim. O, benim meditasyon ve yaşam gücü hocam. Vazgeçmeme ramak kaldığı anlarda, “Hayır, mücadeleye devam etmem lazım” cümlesini bana kurduran insan Duru’dur. Üstelik bunu kendiliğinden, ekstra hiçbir çaba harcamadan yapıyor. O kadar samimi ki, vazgeçme lüksünü vermiyor sana. Onun için mücadele ederken, bir yandan da ona mücadele etmeyi öğretmeye çalışıyorum.

        ‘OMZUM SONSUZA DEK ONUN!’

        Doğduğu anda ne hissettiğini hatırlıyor musun?

        Çok flu Ece! Sadece nefes alamadığımı hatırlıyorum. Onu yeni doğanlar odasına almışlardı bir sürü bebekle beraber. Doktor espriyle karışık “Hangisi seninki bul baka- lım” dedi, ben de hemen Duru’yu gösterip “Bu” dedim. 12 bebeğin içinden, camın dışından, onun benim bebeğim olduğunu biliyordum. Bu, böyle bir şey işte! En net hatırladığım şey bu. Bir de odaya aldığımızda ağlamaya başladı. Herkesi odadan çıkardım ve Duru’yu omzuma yatırdım. Orada sustu. Şimdi de ne zaman hırçınlaşsa hemen omzuma yatırırım ve sakinleşir.

        Baba omzu en yumuşak yastık... Yalnız benim gibi yattığı her omuzda babasındaki güveni ve saf sevgiyi arayacak olursa yandı Duru! Ben bir yandan “Bir kızım olursa adı ‘Masal’ olacak” diyorum, bir yandan da canımın içi babamı “Beni masallara sen inandırdın ama ortalıkta masal yaşayacak adam yok” diye azarlayıp duruyorum...

        İnanamıyorum; geçenlerde Duru da, “Kızım olursa adını ‘Masal’ ya da ‘Mavi’ koyacağım” dedi. Babanın işittiği azarı eminim ben de işiteceğim ileride. Kadın-erkek ilişkisinde en önemli şey güzel vakit geçirebilmek ya; biz Duru’yla bunu yaşıyoruz.Baş başa yemeğe çıkıp saatlerce muhabbet ediyor, aklına ne gelirse konuşuyoruz. Kucak kucağa film izliyoruz. Mutfağa girip birlikte yemek özellikle de makarna yapıyoruz. Birbirimize dokunmaya doyamıyoruz. İlla bacağı, omzu, kolu bir yeri değecek bana! Bildiğin sevgili durumu bu, acayip bir duygu! Aşk oyun arkadaşlığıdır ya hani; biz birbirimizin oyun arkadaşıyız. Bunu başkalarında bulamazsa üzülecektir Duru ama üzülmek de insana dair. Hepimiz insanları kırdık, bir sürü insan da bizi kırdı. Bu durumu ne kadar tolere edip ayaklarının üzerinde durabildiğin önemli. Duru’ya bunu öğretebilmek en büyük hayalim. Söylerken bile zorlanıyorum ama illa ki bir gün hayatına biri girecek. O sevinirken onunla birlikte sevinip, o üzülürken onunla birlikte üzüleceğim. Omzum sonsuza dek onun! Aramızda bir tek anlaşma var; ne şart altında olursa olsun birbirimize doğruyu söylemek! Benimle açık açık her şeyi konuşabilir kızım! Ona her zaman güvenim sonsuz olacak!

        Çok şanslı bir çocuk Duru. Benim babam ‘Ece Tiyatro' diye bir tiyatro kursa, tarifi imkansız bir mutluluk yaşardım. Farkında mı yaşadığı bu özel durumun?

        Çok farkında hem de. Geçenlerde birlikte ‘Şark Dişçisi'ni izlemeye gittik. Oyunun yönetmeni Engin Alkan Duru'ya, "Sen dünyanın en şanslı çocuğusun. Adına tiyatro olan tek çocuksun biliyor musun?" dedi. O da "Biliyorum, farkındayım" dedi. Farkında gerçekten de. Sertifika törenini beraber yaptık, arkadaşlarına sertifikalarını birlikte verdik. Buradaki kursiyer arkadaşlarının oyunlarını beraber izledik. Küçük bir genel sanat yönetmeni edasında. Tiyatronun adı denk de düştü. Duru ismi benim tiyatroda ne yapmak istediğimi de çok iyi anlatıyor. Şansına hepimizin patronu oldu! "Patron hoş geldin" diye ağırlıyoruz onu tiyatroda.

        Oyunculuğa yeteneği var mı?

        Kesinlikle var ama bence kalemi daha güçlü. Roman mı var, senaryo mu yazar bilmiyorum ama yazarlık tarafı ve hayal gücü inanılmaz. Tahta parçalarından, üç yapraktan ya da karınca yuvasından o anda doğaçlama öyle hikayeler çıkarıyor ki. Ben sadece onu yönlendiriyorum, önermesini veriyorum. Yarattığı açılımlar dudak uçuklatır. Bunda muhtemelen benim ve annesinin katkımız da var. Kalemi, ifadesi çok güçlü. Hayal gücü çok güçlü ve canlı. İnsanlarla iletişimi de çok kuvvetli. Sokakta gördüğü her emeğe çok saygılı, insanlarla muhabbet etmeye bayılıyor.

        İleride yazmak için hikâye topluyordur belki de Emre?

        Muhtemelen. Ben de içimden bunu düşünüyorum. Bana benim çocukluğumun hikayelerini anlattırıyor mesela. Benim çocukluğumdaki çocukların ne yaşadıklarını merak ediyor. Sonra da onunla ilgili ya bir resim yapıyor ya bir şey yoğuruyor. Hikayeleri ete cana büründürme durumu var. Yazılmış masalları da karıştırıp karşılıklı oynuyoruz. Tiyatrocu da olabilir. Ben ona sonuna kadar güveniyorum. Ne istiyorsa onu yapsın. Ne seçerse doğrudur seçimi.

        Bugüne kadar Duru'dan aldığın en anlamlı Babalar Günü hediyesi neydi?

        Çok güzel resimler çizer Duru özel günlerde. Evde 2 koli resim var. Duvarlar, "Aşkım babam, seni çok seviyorum" yazan resimlerle dolu. Bir de bana bir Fenerbahçe forması yaptırmıştı özel. Arkasında "Aşkım babam, seni çok seviyorum" yazıyor. Ben her önemli maçı o formayla izlerim. Evde tribün yapıyoruz, bu sene maça da götüreceğim. Duru'nun var oluşu bir hediye bana. O, benim yaşama sebebim. Bu çok acayip bir duygu.

        Baba olunca anlarsın durumu var mı gerçekten?

        Gerçekten var. Ben kendi babamı 9 yaşında kaybettim. Çok az hikâyem var babamla, yoka yakın. Duru'ya "Babanla ne yapardınız?" diye sorulduğunda anlatacak çok hikayesi olsun istiyorum. Benim bütün hayatım onunla ilgili. Tiyatronun haftalık programında bile "Duru var, Duru yok" yazar. Duru varken, az çalışacağımı bilirler. En azından akşam onu uyutabileceğim saatte yanında olmaya çalışıyorum. Bütün babaların Babalar Günü kutlu olsun, herkes babalığının kıymetini bilsin! Eğer babalar çocuklarına kıymetlileri olduğunu hissettirirlerse, o çocuklar da babalarının kıymetini bilirler. Evlada duyulan çok ulvi bir aşk! Allah herkesin çocuğunu kendisine bağışlasın!

        Duru seni sahnede izlerken ne hissediyorsun? Hem patron hem en kıymetli seyirci...

        Duru ‘Aşk Her Yerde'yi birkaç kez izledi. Biliyorsun o oyunda kadın kılığına giriyorum. Makyajım yapılırken kuliste bana "Aynı babaaneme benzedin" diye takıldığı çok olmuştur. Bir de çok izlediği için artık karşıma oturduğunda öğretmenim izliyor gibi hissediyorum. Açıklarımı hemen yakalıyorum, "Bu kez şöyle yapmadın" diyor. Çok keyifli oluyor.

        Diğer Yazılar