Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dünya huysuz, Venezüella’dan Tayland’a dört bir yanda insanlar sokaklarda. Peki dünyanın en güzel meydanlarından birine sahip Kiev’de halk niçin delirdi? Son günlerde onlarca kişinin öldüğü gösterilerden Delacroix tabloları gibi fotoğraflar aktı. Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’ten erken seçim ve yetkilerini kısıtlayan 2004 Anayasası’na dönüş açıklaması geldi. Kiev’deki başkanlık sarayında muhalefet liderleriyle anlaşma imzaladı. 3 yıldır cezaevinde bulunan Yuliya Timoşenko’ya da özgürlük yolu göründü. Şimdilik Avrupa’nın girişimleriyle geçici bir uzlaşma sağlanmış gibi dursa da taşların yerine oturması ve Ukrayna’nın istikrar kazanması kısa vadede mümkün görünmüyor.

        Ukrayna’yı bilen, Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Tolga Bilener, bütün bunların neden yaşandığını ve Ukrayna’nın gidişatını yeni başlayanlar için anlattı...

        2004’TEN BERİ İSYANDALAR

        Ukraynalılar neden çileden çıktı?

        Ukraynalıların delirmesi aslında 2004’te Batı yanlısı Yuşçenko’nun hileyle kaybettiği seçime rastlar. Halk o dönemde sokaklara indi, haftalar süren gösterilerin ardından seçimler yinelendi, Yuşçenko da cumhurbaşkanı oldu. Bu sürece Turuncu Devrim adı verildi. Yuşçenko döneminde Ukrayna’nın Batı’yla bağları ne kadar geliştiyse Rusya’yla ilişkileri de o kadar gerginleşti. Kiev yönetimi NATO ve AB’ye üye olmak istediğini söylüyordu, ki bu Rus etkisinden nihai olarak kurtulmak anlamına gelecekti. Fakat 2010’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerini Rusya yanlısı Yanukoviç kıl payı kazandı ve Batı yanlısı politikalara son verdi. AB yine de şansını deneyerek ülkeye bir “ortaklık anlaşması” imzalamayı önerdi, ama Kiev’deki yeni yönetim süreci tıkadı, anlaşma suya düştü. Batı yanlısı, yani Rusya karşıtı, yani Yanukoviç muhalifi insanları Kasım 2013’te sokağa döken bu oldu.

        Ukrayna’daki protestocular nerede, nasıl örgütlendi?

        Protestolar Kiev’in tam merkezinde, prestij bulvarı Hreşatik üzerindeki Özgürlük Meydanı’nda (Maidan) gerçekleşiyor. Bu meydan valilik binasına; bakanlıkların, meclisin ve cumhurbaşkanlığı sarayının bulunduğu mahallelere yürüyüş mesafesinde. Örgütlenmenin asıl zeminiyse, 2009’da İran’daki hareketlenmeden beri dünyanın her yerinde olduğu gibi sosyal medya.

        Meydanda ipler kimin elinde?

        Göstericiler şehrin kalbi Özgürlük Meydanı’ndayken onun dışında hayat normal akışında. Bu arada Parlamento faaliyetlerine devam ediyor... Yani ülke tam bir kaos içinde demek doğru değil. Bu arada, parlamentodaki üç muhalif partinin lideri protestoları destekliyor. En öne çıkan isim AB yanlısı Udar Partisi’nin başkanı Vitali Klitçko. Ülkedeki anamuhalefet Anavatan Partisi’nin lideri Arseni Yatsenyuk ve aşırı sağ Svoboda’nın lideri Oleh Tyahnybok da sık sık meydana gidip geliyor. Ama bunların dışında meydanda faşizan gruplar da var ve onlar bu parlamenter liderleri reddediyorlar. Yani uzlaşılan tek bir lider yok.

        Eski dünya ağır sıklet boks şampiyonu ve muhalif Udar (Yumruk) Hareketi lideri Vitali Klitçko önde gelen göstericiler arasındaydı. Yanukoviç ile anlaşma imzalanırken de oradaydı. Klitçko kim?

        42 yaşındaki Klitçko bir Kızıl Ordu generalinin oğlu, 1990’larda bir mafya liderinin fedailiğini yapmış. Sonra da parlak bir spor kariyeri... Turuncu Devrim sırasında Yuşçenko lehine gösterileri örgütleyerek siyasete girdi, sonra Yuşçenko’nun danışmanı oldu. Şu an parlamentoda görev yapıyor ve 2015’teki cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olduğunu açıklamış durumda.

        Göstericilerin elinde çeşitli flamalar, bayraklar görüyoruz. Bu bayraklara, sembollere bakarak onların siyasi görüşünü nasıl tanımlayabiliriz?

        Meydandaki kalabalık aslında bir koalisyon. Ana kitle AB yanlılarından oluşsa da bu grubun içinde aşırı sağ (hatta Neo-Nazi) gruplardan liberal demokratlara kadar herkes var. “Ne için” demekten ziyade, “Neye karşı” sokağa indiler demek daha doğru, çünkü Yanukoviç ve Rusya karşıtı oldukları kesin olsa da Ukrayna’nın geleceği hakkında anlaştıklarını iddia etmek doğru olmaz.

        Maidan’ın özelliği nedir?

        Ukraynaca adı Maidan Nezalejnosti yani Özgürlük Meydanı. Ülkenin geçirdiği evrime bağlı olarak son 150 yılda 8 kez isim değiştirdiği için Kievliler oraya kısaca Maidan (meydan) diyor. Tüm siyasi gösterilerin kaçınılmaz adresi. Fotoğraflarda sık sık gördüğümüz meydanın tam ortasındaki sütun ise Slav mitolojisindeki koruyucu tanrıça Berehynia anıtı. 2001’de SSCB’den bağımsızlığın 10’uncu yılı onuruna dikildi ve bir anlamda meydanın milliyetçi vurgusunu artırmış oldu.

        Meydandaki 25 bin gösterici ülkenin kaderini değiştirebilir mi?

        Ukrayna 50 milyon nüfuslu bir ülke. Gösterilerin coğrafi dağılımına bakınca Kiev dışında batıda (örneğin Lviv kentinde) çok sayıda eylem olurken, ülkenin güneyinde (Odessa, Kırım) ve doğusu (Harkov) son derece sakin. Dolayısıyla tüm Ukrayna ayaklanmış gibi bir durum yok. Ukrayna, Rusya ve ABD arasında sınırı çizilmeye çalışılan nüfuz bölgeleri haritasının, yani kuzeygüney ekseninin tam ortasında yer alıyor. Bir anlamda küresel güç dengesinin fay hatları bu ülkeden geçiyor. Ukrayna’nın kaderi önemli, sırf 25 bin göstericinin talebine bırakılmayacaktır. Ama onların meydanda olması, stratejik oyunun oynanması için zaman kazandırıyor, Rusya’ya baskı yapılmasını sağlıyor. Bir anlamda Rusya ve ABD ülkenin iki ucundan çekiştirmeye devam ettikçe o insanlar da meydanda kalacak. Burada pazarlığı bozabilecek unsur AB ve özellikle de Almanya. ABD bu işi Rusya’yla baş başa çözmeyi ve Avrupalıları bir kenarda tutmayı arzulardı, zira Ukrayna’da olup bitenler aslında Suriye iç savaşı ve İran nükleer müzakereleri ile aynı paketin içinde yer alıyor. Kısacası Ukrayna’nın şu sıralar karışması kesinlikle bir tesadüf değil.

        Göstericilerin ortak talebi ne?

        Ortak talep Yanukoviç’in gitmesi ve Rusya’nın da Ukrayna’dan elini çekmesi. Ama bunlar olursa nasıl bir Ukrayna kurulur, o konuda anlaşmış değiller. Bir de oyuna girmeye çalışan ülkeler var. Eğer Ukrayna’yı kendi etki alanlarına çekerlerse Rusya ya da ABD oyunu kazanmış olur. Almanya (ve AB) ise oyuna dahil olmaya çalışıyor ve büyük güçler kendi aralarında bir paylaşım yaparken fikrinin alınmasını istiyor. Ama ABD ve Rusya’nın üzerinde anlaştığı en azından bir konu var: Almanya’ya alan açılmaz.

        Kilisenin tutumu ne?

        Katolik Kilisesi ülkenin batısında güçlü olduğu için milliyetçi ve Rus karşıtı fikirlere yakın. Ülkede çoğunluğu oluşturan Ortodoks Kilisesi ise, tıpkı ülkenin kendisi gibi ikiye ayrılmış durumda. Kiev’de Ortodoksların iki rakip patrikhanesi var, biri Moskova Patrikliği’ne (yani Rusya’ya) diğeri ise İstanbul Patrikliği’ne (yani Batı’ya) yakın duruyor.

        Ukrayna’da muhalifler geri adım atmadı. Neden?

        İş öyle bir noktaya geldi ki, Ukrayna’nın Rusya ya da Batı etkisinde kalacak olması ülkenin kaderini belirleyecek. Ayrıca üç aydır meydanlarda olan bir muhalefet, somut kazanım olmadan taraftarlarını çekemeyeceğini, çekerse tüm inandırıcılığını yitireceğini düşünüyor. Biraz ok yaydan çıktı durumu var. Tolga Bilener

        Diğer Yazılar