Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SAAT 21.45 telefonum çaldı. Telefondaki kişi "Ben Okan Bayülgen nasılsınız?" diyor. Ben de "İyiyim Okan'cığım sen nasılsın?" diye sürdürüyorum konuşmayı. Okan da bir samimi, bir mesafeli. "Şu an nerelerdesin. Seni ofise davet etmek istiyorum" diyor. Ben de "Tam evden çıkmak üzereyim. Bir parti başlıyor, oraya yetişeceğim. Sonra buluşsak" diyorum. O da bana "Ofiste tek değilim. 20 adam var burada. Ve biz de senin 20 dakikanı alacağız. Sana ihtiyacım var, işle ilgili bir şeyler konuşmamız gerekiyor" diyor. Bu sözleri Okan Bayülgen değil başka biri söylese umursamayacağım. Ama Okan'ın çalışma olayının böyle olduğunu bildiğim için "Tamam geliyorum" diyorum. Ve ofise gidince Okan'ın yüzünü gördüğüm zaman "Tamam sen başka Esin'i aramıştın" diyorum. Evet aynen de böyle olmuş. Okan da "Ben de telefonda konuştuğum kadını tanımıyorum bana neden bu kadar samimi konuşuyor diye içimden küfrediyorum" diyor. Başka Esin diye benim telefonumu veren kişi ise Ceyhun Yılmaz. Neyse hal böyle olunca, ben de "Hadi anlat bakalım neyin içine düştüm ben?" diyorum. On8 isimli yeni bir televizyon kanalının hazırlığında olan Okan Bayülgen sessiz sedasız başka işler içine girmiş meğer. Ve kendine format atıyor. Buyurun kendi dilinden Okan Bayülgen cephesinde olan biten.

        • Bu çalışmalar yeni kanal için mi?

        Hayır. 2016'da bu gidişle bütün radyolar bitecek. Radyo programcı arkadaşlarım çok endişeliler. Ben de Türkiye'nin ilk özel radyocularından biri olarak bu konuya eğilmek istiyorum. Okan Bayülgen format atıyor. Hem medyaya hem kendisine. On8 ve Okan olarak başlamadan önce kısa bir özgürlük sürem var. Ben de bu özgürlük süresi içinde "Okan BayülgenFM" turne programı yapıyorum. Amacım internet üzerinden ve Türkiye'de, sadece lokal bir radyoda yayın yapmak. Aynı internet, Twitter, Facebook gibi sıcak bir radyo seçtim. Radyo Trafik'te 104.2'de pazartesi, salı, çarşamba, perşembe kitap okuyacağım. 23.00-24.00 arası. Ondan sonra cuma günü radyocu arkadaşlarımı toplayıp Kadir Has Üniversitesi'nden başlayacak bir cuma günü şovu yapıyorum. Bu bir Okan Bayülgen radyo günlerine geri dönüyor hikâyesi. Kendi internet sitemden yayınlayacağım şovlarımı. Ankara, Konya, Eskişehir, İzmir gibi şehirlerde üniversitelerde radyo şovu gibi yapıp onları anlaştığım haber kanallarında yayınlayacağım.

        • Kimlerin kitaplarını okuyacaksın?

        Kafka okuyarak başlayacağım. Hakan Günday okuyacağım. Aslında kitabı ben sesli kitap olarak daha önce kaydediyorum. Çocuklara masal kitaplarından bizim Türk eserlerine kadar bunu sürdürüyorum. Can Yayınları ile anlaştım. On8'de de kitap programı olacağı için önceden hazırlıkları yapmıştım.

        • On8 ne zaman başlayacak.

        Hâlâ altyapı çalışmaları devam ediyor. Bunun için herhangi bir medya adresi vermeyeceğim. Ama içine düştüğün şey 'okanbayulgenfm' projesinin hayata geçmesine çok az kaldı. Nisan gibi başlıyoruz.

        • Bir ukalalık durumu sezdim ben durumdan.

        Evet ukalalık yapıyorum. Burada yaptığımız şey diyor ki; "Reklam pastasında radyoların payı yüzde 2'ye düştü. 2016'da radyo yok. Hop reklamcı radyomu geri istiyorum" diyor sloganı da bu. Ama Okan Bayülgen format atma meselesi de var.

        • Anlaşmalar yapıldı mı?

        Evet bugün Radyo Trafik ve Can Yayınları ile anlaştım.

        • Okan Bayülgen ismi bu projeyi güçlendirecek.

        Evet. Ekran yüzün yoksa babayı alırsın. Dolayısıyla ekran yüzleri de dönüp kendi medyalarına projeler yapmak zorundalar.

        • Televizyon ile olan ilişkinde bir sorun var ama.

        Bu sezon bir şey yapmayarak bu bir dinlenme meselesi değildi sadece. Gerçekten On8'in hazırlanması ve acayip üretken bir dönem. Ve kendimi bir televizyona bağlı olan bir televizyona dayanarak güç iddia eden adamdan çok daha güçlü buluyorum. 'Ben filan kanalda çıkıyorum o yüzden güçlüyüm' demektense 'Hayır ben filancayım. Ve artık bir kanala ihtiyacım yok' demek mükemmel bir şey. Ve artık radyocular, örnek Cem Ceminay radyoyu bırakıp kendi radyosunu kuruyor. Bu geleceğe biz koşarak değil yuvarlanarak gidiyoruz.

        • Yeniden program yapacak mısın?

        Evet yapacağım ve bu dönüşümde söz sahibi olacağım. Birileri dönüşümlerde söz sahibidir. Bu da herhalde Türkiye'de benden başka hiç kimse olmayacak. Benim Kanal D'den TV8'e geçişim de bu yüzdendi. Ben artık senin büyük medyana inanmıyorum. Ben küçük bir televizyonun da çok şey yapabileceğine inanıyorum. "Senin anteninden daha uzun boylu olabilecek fikirler var" dedim. Şu an büyük olarak gördüğümüz herkesi bekleyen onlardan büyük tehlikeler var. Ben de en mütevazı olana dönerim ve radyoda kitap okurum. Budur.

        12 Nisan'da yüzükler takılıyor

        GEÇEN hafta Engin Altan Düzyatan'ın 1 Nisan'da dört yıldır birlikte olduğu sevgilisi Özge Özpirinçci'yi ailesinden isteyeceğine dair haberler çıkmıştı. İkili ile geçen akşam karşılaştım. Engin'e "O gün Özge'yi isteyeceksiniz ardından da 'Nisan 1' mi diyeceksiniz? Bana biraz tuhaf geldi" dedim. O gün Özge'nin doğum günüymüş. "İkisini de aradan çıkaralım" demişler ama sonradan vazgeçmişler. O yüzden de bu kız isteme olayı 12 Nisan'a kalmış. Yani ikili şaka gibi bir isteme değil normal bir isteme günü yaşayacaklarmış. Ne diyelim hayırlısı olsun. Bir an önce telli duvaklı gelin-damat olurlar inşallah.

        Siz uyurken

        ■ FRAME 02.00 kapının önünde bir kız ile bir çocuk kavga ediyor. Kavga sebebi aile durumları. Çünkü çocuk kızı ailesiyle tanıştırmak istiyor ama kız istemiyor. Genelde tam tersi olur ama.

        ■ MAÇKA HERMES önünde bir grup aşağıya doğru yürüyor. 03.00 olmuş. Ama onlar durdular ve sokak ortasında sessiz sinema oynuyorlar.

        ■ ARNAVUTKÖY 01.00 bir balıkçıdan Kıvanç Tatlıtuğ çıkıyor. Arabaya binerken Rıza Kocaoğlu'nu öpüyordu. Onları fark eden bir kız arabanın camından sarkıp "Kıvanç sana âşığım" diye bağırdı.

        Diğer Yazılar