Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Yıllar önce rahmetli, nur içinde yatsın Mustafa Koç’a ‘F.Bahçe’nin Ali Koç gibi bir başkana ihtiyacı var. Niye başkanlığa soyunmuyor?’ demiştim. Ben Ali Koç’un başkanlığının sadece F.Bahçe için değil, Türk sporu için de iyi olacağını düşünüyorum.”

        Gündemin en önemli maddesi pazar gecesi yaşandı. Ali Koç ilk kez Fenerbahçe’de başkanlığa aday olduğunu net şekilde açıkladı. Buradaki en dikkat çekici nokta ‘Şartlar ne olursa olsun’ cümlesiydi. Siz bu konuda ne diyeceksiniz?

        - Olması gereken oldu demek lazım herhalde. Belki daha önce de bahsetmişimdir, yıllar önce rahmetli, nur içinde yatsın Mustafa Koç’un evinde yemek yiyorduk. Laf döndü dolaştı futbol takımlarına geldi. O sıralarda Ali Koç, Fenerbahçe yönetimine girmemişti daha. Mustafa Koç’a, “Fenerbahçe’nin Ali Koç gibi bir başkana ihtiyacı var. Niye başkanlığa soyunmuyor?” demiştim. “Bana göre Fenerbahçe, Galatasaray’ın daha önce ulaştığı uluslararası başarılara ancak Ali Koç gibi bir başkanın döneminde ulaşabilir” diye de eklemiştim. Mustafa Bey gülmüş ve “Biz Türkiye’ye hizmet eden bir aileyiz. Kulüp yönetimlerinde yer almamamız lazım. Aile olarak böyle düşünüyoruz” demişti.

        ‘AZİZ BEY ADAY OLSA BİLE KARŞISINA ÇIKACAĞIM ŞEKLİNDE’ YORUMLANABİLİR

        Bu sohbetimizden bir iki yıl sonra Ali Koç, Fenerbahçe yönetimine girdi. Ben de Mustafa Koç’u arayıp, “Keşke başkan olarak girseydi” demiştim. Şimdi başkan olma niyetini açıkladı Ali Bey ve çok da iyi bir şey yaptı. Ben Ali Koç’un başkanlığının sadece Fenerbahçe için değil, Türk sporu için de iyi olacağını düşünüyorum. “Şartlar ne olursa olsun” cümlesi ise bence şunu ifade ediyor: Aziz Bey daha önce Yargıtay kararından sonra Ali Koç lehine başkanlığı bırakacağını söylemişti. Geçen gün yaptığı açıklama “Karşıma çıksınlar” şeklinde oldu. Ali Bey’in bu açıklaması da “Aziz Bey aday olsa bile karşısına çıkacağım” şeklinde yorumlanabilir.

        GENÇ, SAYGIN, İYİ BİR TARAFTAR VE VARLIKLI

        Bu gelişme; sosyal medya ve Fenerbahçe camiasında büyük yankı uyandırdı. Ali Koç’un Fenerbahçe’yi bu kadar heyecanlandırmasının nedeni nedir sizce?

        - Bence en önemli etken Ali Koç’un çok çok iyi bir Fenerbahçeli olması. Gerçek bir Fenerbahçeli ve her şartta kulübünün, başkanının yanında durdu. Risk aldı. Kenardan izlemedi, ellerini ovuşturmadı. İkinci önemli etken ise Türkiye’nin en köklü sanayici ailelerinden birinin mensubu, varlıklı biri olması. Fenerbahçe’ye almak için değil, vermek için geliyor olması. Ali Koç adının veya konumunun Fenerbahçe’ye ihtiyacı yok ama Fenerbahçe’nin bugünkü şartlarda Ali Koç’a ihtiyacı var. Genç, saygın, iyi bir taraftar ve varlıklı. Bir kulüp daha ne ister ki!

        YILDIRIM’IN KOÇ LEHİNE ÇEKİLMESİ LAZIM AMA...

        Bu karar Aziz Yıldırım’ın durumunu ne kadar etkiler? Sizce Yargıtay kararından sonra çekilir mi, yoksa Ali Koç ile seçime girer mi?

        - Aziz Yıldırım’ı ne etkiler ne etkilemez bilemem. Değişik biri Aziz Başkan. Daha önce söylediği sözlere sadık kalacaksa, Ali Koç lehine çekilmesi lazım ama Yargıtay kararından önce seçim olursa bence Ali Koç’un da karşısına çıkar. En azından zamanından önce istifa edeceğini ve kulübü seçime götüreceğini zannetmiyorum. Tabii ne yapacak bilemem. Aziz Yıldırım bu...

        YILDIRIM’IN İSTİFASINI İSTEMEK GAZETECİLERİN HADDİ DEĞİL

        Aziz Yıldırım’ın son açıklamalarını nasıl buluyorsunuz?

        - Haksız diyemeyeceğim. Fenerbahçe başkanını istifaya davet etmek ancak Fenerbahçe camiası üyelerinin yapabileceği bir şey. Bizlerin ekrana çıkıp böyle şeyler söylememiz anlamsız ve haddimiz değil. Elbette eleştiri yapma hakkımız var ama sonuçta o kulübün sahibi kongre üyeleri. Hele hele bunu söylerken terbiye hatta zarafet sınırlarını aşmamız hiç doğru değil. Bu açıdan Aziz Yıldırım haklı. Ortaya koyduğu argümanlarda da haksız diyemem. Birisi çıkmış elinde MİT evraklarını sallıyor ve “İçeri gireceksin” diyor Aziz Yıldırım’a. Bu kişi daha önce de elinde Ali Fuat Yılmazer’den aldığı evrakları sallayarak “O içeri atılacak, bu içeri atılacak” diye konuşurdu. Bunlar bir gazetecinin yapacağı işler değil. Aziz Bey o açıklamalarında bana da bir göndermede bulundu. Ben “Aziz Bey basketbola karışmıyor o yüzden basketbol iyi gidiyor” demiştim ya, “Obradovic’i de ben getirdim” dedi. Tabii ki, Aziz Bey getirdi ama Aziz Başkan, Obradovic’e “Onu oyuna sok, bunu oyundan çıkar” demiyor. Ya da ilk beşi Aziz Yıldırım belirlemiyor. Obradovic’in işine karışmıyor. Ya da Fenerbahçe geçen yıl Avrupa Şampiyonu olsaydı ki, inşallah bu sene olacak, “Obradovic mi şampiyon yaptı, ben yaptım” demeyecekti.

        VODAFONE, BEŞIKTAŞ’A İTİRAZ EDEBİLİR

        Bu arada Beşiktaş yönetimine bir uyarıda bulunmak da istiyorum. Çok önemli görünmeyen ama bana göre çok önemli bir şey. UEFA’nın resmi sitesinde Beşiktaş’ın, Şampiyonlar Ligi’nde oynayacağı maçın anonsu var. Ve burada maçın oynanacağı stat için “Beşiktaş Arena” yazmışlar...

        - Eee, ne var bunda?

        - Bunda 150 milyon dolar var. O stadın adı Beşiktaş Arena değil Vodafone Arena. Vodafone oraya bir dünya para yatırdı isim hakkı için. Eğer UEFA sitesi gibi önemli bir yerde bile bu ad kullanılmıyorsa yarın Beşiktaş’ın başına iş açılabilir. Vodafone, Beşiktaş’a itiraz edebilir. Bu yüzden Beşiktaş hemen UEFA ile temasa geçip bu yanlışlığı düzeltmeli. Yoksa sözleşmeden olabilirler.

        HAKEM HATALARI GENELDE BEŞİKTAŞ LEHİNE OLUYOR

        Hakemlerin Beşiktaş’ı koruduğu söylemi son haftalarda daha fazla konuşuluyor. Sizce de öyle mi?

        - Sizce? Hakem hataları her maçta oluyor ama Beşiktaş maçlarındaki hakem hataları genelde Beşiktaş lehine oluyor. Ben bir kasıt var mı, bilemem. Olduğunu zannetmem ama Beşiktaş’ın yarattığı pozitif atmosfer hakemleri de etkilemiş olabilir. İyi niyetle böyle bakmak isterim konuya. Ama bu haftaki durum gerçekten vahimdi. Adamların buz gibi faulünü vermedi ve o top gidip gol oldu. Sonra bir de kırmızı kart. Maç bitti zaten. Ayıp. Fakat o çocuk zaten kötü bir hakem.

        CANER KAYBI F.BAHÇE’Yİ DAHA ÇOK ETKİLEDİ!

        Beşiktaş, Caner’i kaybetti. Bu durum Siyah- Beyazlı takımı nasıl etkiler?

        - Caner önemli oyuncu ama Caner kaybı Beşiktaş’ı, Fenerbahçe’yi etkilediği kadar derin etkilemez. Tabii bir zafiyet olacak ama çok da abartılacak bir sorun olmaz diye düşünüyorum.

        ÖZBEK YANLIŞ HAMLELER YAPARSA PARA ÇARÇUR OLUR

        Fenerbahçe’den, Galatasaray’a geçersek kongrenin kararını nasıl karşıladınız?

        - Doğru bir karar alındı bence. Borçlarımızdan kurtulmadığımız sürece faiz yükü nedeniyle varlıkların borçları karşılama oranı sürekli düşüyor. Vakti zamanında 2002 yılında bizim yönetim, Özhan Canaydın’a kulübü toplam 12 milyon dolar borçla devretti. O sırada bizim Genel Kurul’dan iznini aldığımız bir GYO projemiz vardı. Riva, Florya, Ali Sami Yen’in üst hakkı ve diğer gayrimenkullerimizi içine koyarak yaklaşık 700 milyon dolarlık bir değer yaratıyorduk ve bunun yüzde 50’sini halka açarak 350 milyon dolar topluyorduk. Tesisleri de Sefaköy’de tahsisli olarak aldığımız bir araziye taşıyor, buradaki tesisleri de bir özel sektör kuruluşuna bu arazinin bir bölümüne yapacağı market zinciri binası karşılığında yaptırıyorduk. Özhan Abi rahmetli bunu yapmadı. “Benim böyle işlere aklım ermez” dedi ve kulübü borç batağına sokup bıraktı. Sonra Ünal Aysal gelip tüy dikti. 2002’de varlıklarımız, borçlarımızın 25 katıydı. Bugün karşılar mı, karşılamaz mı, belli değil. Üstelik Türkiye o zaman para bolluğu yaşıyordu. Sonrasında bir müteahhit grubu gelip Florya’ya 150 milyon dolar peşin artı gelir paylaşımına dayalı bir teklif sundu. Bunu da Özhan başkana ilettim. Oturup konuştuk. Yapmadı. O gün borç yüz milyona yaklaşmıştı ve sadece Florya borçtan fazlasını getiriyordu. Yani zamanında yapsak daha iyiydi. Geç kaldık ama yine de yapmak lazım. Tabii yeni tesisleri için de Kâğıthane, Ayazağa, Kemerburgaz civarında bir yerde iyi bir arazi bulmamız gerek önce. Asıl önemli olan başkan Özbek’in bu yapılacak uzun vadeli anlaşmayı kısa sürede nasıl nakde döndüreceği. Geçen hafta başkanla buluşup bu konuda fikir alışverişi yaptık. Bizim önerilerimizi dinledi. Eğer bizi kandırmıyorsa onun da kafasında benzer fikirler var gibi. Göreceğiz. Başkan yanlış hamleler yaparsa, bu para çarçur olur gider. Genel Kurul asıl burada denetleyici olmalı. Ama bu kongrenin asıl önemli tarafı Galatasaray’da sizin gibilerin kafasında var olan İnan Kıraç efsanesini bitirmiş olması.

        O ne demek şimdi!

        - O şu demek. Yıllardır bütün medyada “Galatasaray’da İnan Kıraç ne derse o olur. O neyi işaret ederse Galatasaray onu yapar” diye bir palavra vardı. Ben de hep “İnan Abi’nin böyle bir ağırlığı falan yok. O sadece seçimlerde kimin kazanacağını iyi hisseder ve ondan yana tavır alır. Yoksa bir etkisi yoktur” derdim. Haklılığım ortaya çıktı. İnan Kıraç bu anlaşmanın onaylanmamasını istedi ama Genel Kurulumuz’da İnan Abi’in istediği yönde oy kullanan 45 kişi çıktı. 1600 küsur ‘Evet’e karşılık 45 ‘Hayır.’ Gördünüz mü İnan Kıraç’ın ağırlığını? Bu arada Adnan Öztürk ve Ahmet Özdoğan’ın bu günlerde yaptıklarını da Galatasaraylılar bir yere not etmeli.

        Ne yaptılar?

        - Galatasaray’da olmamış bir hizipleşme. Ortada seçim yok, bir şey yok, kalktılar otellerde toplantılar organize edip, yönetimin bu tasarısını engellemeye çalıştılar. Bunlar Galatasaray’ın görmeye alıştığı şeyler değil. Karşı olabilirsin. Ama bunu kongrede anlatırsın, otellerde toplantı düzenleyerek değil. Bunlar eskiden Fenerbahçe’de olurdu. Aziz Yılmaz, Semih Bayülgen böyle şeyler yapardı. Biz Galatasaray’da böyle şeyler görmedik hiç.

        Diğer Yazılar