Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu seyehatte kendimi, nur içinde yatsın Hikmet Feridun Es zannetmeye başladım.

        Geziyor, görüyor, yazıyorum.

        İyi mi yapıyorum bilmiyorum ama görmekten duyduğum heyecanı paylaşmak istiyorum.

        PEKİN OLMUŞ BEİJİNG

        Urumçi’den 4 saatlik uçuşla Çin’in başkenti Beijing’e geldik.

        Yıllar önce gördüğüm Beijing’den eser yok.

        Tanımak mümkün değil. Sık gelenler dedi ki: “Yılda bir kez gelsen yine tanıyamazsın. Her yıl katlanarak büyüyor, değişiyor.”

        Beijing, inanılmaz etkileyici bir şehir.

        Kentin içinden zenginlik fışkırıyor.

        İnanılmaz binalar, iş merkezleri, alışveriş merkezleri, Avrupa’nın en lüks markalarının dev butikleri. Hem de her birinden en az beşer tane.

        Aklınıza gelen her türlü marka.

        Müthiş lokantalar, canlı bir gece hayatı. Harcamanın, lüksün, büyüklüğün dibine vurmuş Beijing.

        Dünyanın en pahalı otomobilleri galerilerde sıra sıra.

        Yana yana üç Pagani Zonda, onların yanında bir McLaren, iki Koenigsegg. 100 metre ilerideki Ferrari bayiinde onlarca Ferrari yan yana.

        Sokaklar Mercedes, BMW, Audi kaynıyor.

        Rolls Royce’lar geçiyor.

        Müthiş kozmopolit bir halk.

        Dünyanın her yerinden insanlar bir arada.

        Eski ile yeni iç içe. Eskiyi koruyup, yeniyi inanılmaz bir iştahla inşa ediyorlar. Akıl almaz bir dinamizm.

        Hiçbir şehirde bu kadar etkilenmedim desem yeridir.

        Başbakan Erdoğan’ın ziyaretini Çinliler inanılmaz derecede önemsiyor.

        Yasak Şehir’in kapısının karşısında Tiananmen Meydanı’nda gönderlerde Türk bayrağı, Çin bayrağıyla birlikte dalgalanıyor.

        Çok belli ki, bu yüzyıl Çin’in yüzyılı olacak.

        Çin her yıl yüzde 10 büyüyor.

        Biz de yüzde 10 büyüyoruz ama Çin’in yüzde 10 büyümesi ne demek biliyor musunuz?

        6 trilyon dolarlık bir ekonomi, her yıl yüzde 10 büyüyünce 600 milyar dolar büyüyor.

        Yani Çin her yıl bir Türkiye kadar büyüyor.

        70 MİLYON MİLYONER

        Çin’in rakamları akıl dışı.

        Sözde komünist rejim altındaki ülkede 70 milyon dolar milyoneri var. Çin’deki dolar milyoneri sayısı bizim toplam nüfusumuza eşit anlayacağınız.

        Kişisel mülkiyet hakkının olmadığı bir ülke için ilginç bir zenginlik.

        Ama her şeyin olduğu gibi bunun da bir karanlık yüzü var.

        70 milyon dolar milyonerine karşılık ülkede günde 1 dolar gelirin altında yaşayan insan sayısı 550 milyon.

        Yarım milyar insan evrensel fakirlik sınırının da altında yaşıyor.

        52 milyon kişi ise günde 50 sentten de az bir gelirle yaşıyor.

        PROLETARYA DEVRİMİ TAMAM

        Komünist Çin, proletarya devrimini gerçekleştirmiş ve bitirmiş bile.

        Öyle ki, yatırımcı sınıfına atlayan zenginler, kurdukları dev sanayi tesislerinde kırsal alanlardan getirdikleri işçileri çalıştırıyorlar.

        Bu tip fabrikalarda çalışanlar, köylerden şartlı olarak geliyor.

        Ayda 200 dolar civarında bir maaş karşılığında günde 12 saat çalışıyorlar. Ancak çalıştıkları tesis dışına çıkmaları yasak. İşleri bitince çalıştıkları yerde yatıyor, kalkıp yine çalışmaya başlıyorlar.

        Onlar böyle çalışınca ortaya 70 milyon dolar milyoneri çıkıyor normal olarak.

        EN BÜYÜK SUÇ KADINA ŞİDDET

        Çin'de yasalar en sert biçimde uygulanıyor. İki büyük suç var.

        Biri uyuşturucu, diğeri kadına yönelik şiddet. Kadınlara tecavüz etmenin cezası ölüm. Kadın dövmenin cezası ise alt sınırı 15 yıl olan hapis.

        Bu yüzden de suç oranı çok düşük.

        Kentler çok güvenli. Özellikle de kadınlar için.

        BASKI REJİMİ

        Ülke liberalizmin bütün nimetlerinden faydalanıyor gibi görünse de aslında bir baskı rejimi.

        Devlet, tüm bireyleri gözlüyor, izliyor.

        Halka göre her iki kişiden biri ajan. Bir Çinli, "Aslında herkes ajan. Herkes birbirini ispiyonluyor" diyor.

        Ancak böyle bir ülkeyi başka nasıl yönetebilirler bilmiyorum.

        İşin garibi, halkın bu baskıdan şikâyetçi görünmemesi.

        Sanki rejim onların yaşam anlayışı ve stilleriyle uyum sağlamış gibi duruyor.

        Her şeye rağmen Çin müthiş bir ülke.

        Çin'i bilmeden, tanımadan gelecek yüzyılı anlamanın imkânı yok gibi görünüyor.

        Diğer Yazılar