Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ŞAHSEN inandığım için değil, ama akıllı ve deneyimli bilinen siyasi gözlemcilerin sütunlarına da artık yansıdığı için, şu “tekrar seçim” iddiasına biraz yakından bakmak gerekiyor...

        İddia şu: AK Parti yönetimi 7 Haziran seçiminden çıkan sonucu değerlendirmiş ve kendileri için en uygun formülün “seçimi yenilemek” olacağı kararına varmış; şimdilerde ortalığı saran koalisyon hükümetinin bugün-yarın kurulacağı havası yanıltıcıymış... Diğer partileri bu söylentilerle oyalayıp Anayasa’daki 45 günlük süreyi dolduracak ve seçimi tekrarlatacaklarmış...

        Hesaba göre, daha önce AK Parti’ye oy verdiği halde son seçimde ya bir başka partiyi veya oyunu iptal yöntemini tercih etmiş seçmenler pişmanlık duyuyormuş; tekrarlanacak seçimde AK Parti yeniden yüzde 45 ve üstünü yakalayacakmış...

        Planın sahibi olarak “AK Parti yönetimi” adresini verdim, ama bazıları bu planı doğrudan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile irtibatlıyor, hatta ‘’Başbakan Ahmet Davutoğlu ise hükümet kurmaktan yana’’ diye yazanlar bile var.

        Kimin hesabıysa bu, yanlış bir hesap...

        AK Parti’nin bugüne kadar en önem verdiği, ısrarla savunduğu kavram “milli irade” kavramıydı ve kavram milletin doğrudan sandığa yansıyan tercihi olarak tanımlanıyordu. AK Parti sözcülerinin “milli irade” vurgusuna itiraz edenler bile, sandığın iradesine karşı çıkabilecek mecali kendilerinde bulamıyorlardı.

        7 Haziran günü sandığa yansıyan sonuç da “milli irade”dir ve halkın bu tercihine saygı duyulması gerekir.

        Sanki böyle bir irade yokmuş veya önemli değilmiş gibi davranmak, bunu göze alan parti için ekstra bir risktir.

        Biliyorum, partiye yakın kalemler arasında yenilenecek seçimde 7 Haziran’dan farklı bir sonuç çıkacağına dair iddiaya girenler var. 7 Haziran’ı bir yol kazası olarak görüyor ve kasımda gidilecek bir seçime kadar kazanın etkilerinin giderileceğini düşünüyorlar.

        Hatırlatmam farz: Şimdi unutturmaya çalışsalar da belleklerimizde tazedir; aynı kalemler, 7 Haziran’a gidilen günlerde de, AK Parti’nin oy kaybına uğrayabileceği uyarılarında bulunanlara gülüyor ve büyük bir seçim başarısı kutlamaya hazırlanıyorlardı.

        Türkiye’de insanlar 150 yıldan beri sandık başına gidiyor; sandığın önemine ve oraya yansıyan iradeye vâkıf insanların ülkesi burası. Her seçimde oylar hiç şaşmadan bilinçli olarak kullanılıyor. Halk 2002 yılında oylarıyla AK Parti’yi tek başına iktidara taşıdığı gibi, her seçimde biraz daha artırarak, devletin idaresini 13 yıl boyunca yine ona bıraktı.

        Arada, AK Parti’nin istediği Anayasa değişikliklerine referandumda onay verdi aynı halk; AK Parti’nin aday olarak sunduğu Tayyip Erdoğan’ı ilk turda Cumhurbaşkanı seçeli de henüz bir yıl olmadı.

        Bütün o seçimlerde doğru ve bilinçli davrandığına inanıyoruz da, son seçimde mi halkın aklının çelindiğini ve yanlış yaptığını sanıyoruz?

        Halkın son tercihini, “milli irade”yi çöpe atma anlamına gelecek bir siyasi tavır, takınana zarar verir.

        Yapılması gereken belli: Meclis’e yansıyan tablodan bir değil birden fazla koalisyon formülü çıkıyor... Hükümet kurma görevinin tevdi edileceği kişi, çalışmasını samimiyetle yürütmeli ve anlaşmanın zeminini oluşturmak için gayret göstermelidir...

        Samimiyetle sonuca mutlaka varılacaktır.

        Varılmazsa ne olur?

        Onu o zaman düşünürüz.

        Diğer Yazılar