Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “KOALİSYON sürecinde MHP’nin uzlaşmaz tavrı yanlıştı” dokundurmasını yaptım diye partinin önemli isimlerinden birinin tehditkâr açık-mektubuna muhatap edilmiştim... Hayrettir; MHP’nin seçim bildirgesini açıkladığı toplantıya, Devlet Bahçeli’nin, “Seçimde sandıktan 7 Haziran’daki gibi bir sonuç çıkarsa, partimiz HDP dışındaki partilerle koalisyona hazır” sözleri damgasını vurdu.

        Daha önce açıklanan 4 ilkeye sadık kalma kaydıyla...

        Bu da bir şeydir; hem de önemli bir şey...

        Siyasi partiler, mensuplarına, Meclis’te mümkün olduğu kadar çok koltuk sağlamak amacıyla faaliyet göstermez. Seçmenler de, oylarını, “Bizimkiler Meclis’e girsinler de hep muhalefette kalsınlar” diye kullanmaz. Partilerin amacı iktidara gelmek, seçmenlerin arzusu da partilerini iktidarda görmektir.

        Oy bunun için değerlidir.

        İktidarın seçimden önce belli olduğu, sandığın dengeleri hiç değiştirmediği bir sistem değildir demokrasi...

        7 Haziran seçimi sonrasında yaşananlar, partilerin -özellikle MHP’nin- tavrı yüzünden seçmenin iradesine uygun gelişmedi. Seçmen, oylarını, sandığa, AK Parti’yi birinci parti yapacak biçimde yansıttı, ancak ona tek başına hükümet kuracak çoğunluğu vermedi; bugün ise AK Partili bir hükümetle yeniden seçime gidiliyor...

        MHP istekli görünseydi AK Partili veya AK Parti’nin içinde yer almayacağı bir hükümetin kurulmasını sağlayabilirdi.

        Ne kadar değerli ve yerinde olursa olsun, “ilkeler”, seçmenin iradesine uygun bir hükümetin kurulmasından daha önemli sayılamaz.

        Dahası, MHP’nin “ilke” saydığı konuların pazarlığa tabi tutulmadan yerine getirilmesi pekâlâ mümkündü. Siyasette her soruna çözüm bulunabilir ve demokrasiler çözüm üretmekte mahirdir.

        AK Parti’nin, oyunun ciddi ölçüde azaldığı 7 Haziran seçimi sonrasında kendini iktidarda tutmanın ve seçimi tekrarlatarak şansını yeniden denemenin yolunu nasıl bulduğunu gördük işte. Şu anda var olan siyasi tablo 7 Haziran sonucuyla erişilmesi en zor olan tabloydu; AK Parti bunu başardı.

        Partilerin seçim bildirgeleri bir niyet açıklaması anlamı taşıdığı kadar, seçmenin zihnindeki tereddütleri ortadan kaldırma aracıdır da. MHP’nin “Koalisyona varız” mesajı, seçmenin zihnindeki tereddütleri kaldırma zorunluluğunun eseri.

        MHP iktidar olmak istemeyen bir parti görüntüsünü silmek için bu mesajı veriyor.

        İşe yarayacak mı mesaj?

        Kuşkuluyum.

        Benim kuşkum kişisel. Gayet masum bir dokundurmaya karşılık partinin “2 numaralı” koltuğunda oturan politikacının yazılı tepkisini çekmemi getiren bir konu bu ve MHP’nin iktidar olma arzusu duyduğuna kendimi ikna etmem biraz zor.

        Etkili bir biçimde tekrarlanırsa, kendi tabanını yeniden oy vermeye belki ikna edebilir MHP...

        MHP’den esas beklenen, HDP konusundaki uzlaşmaz tavrını ciddi biçimde gözden geçirmesidir.

        “HDP dışındaki koalisyonlara varız” diyor ya, işte onu...

        Unutulmaması gereken bir nokta da, seçime girme hakkını elde etmiş partilerin siyaseten “meşru” oldukları gerçeğidir. Her parti diğerlerinden pek çok noktada ayrılır; ancak “meşruiyet” konusunda hepsi eşittir.

        Son seçimde 6 milyondan fazla oy alıp 80 milletvekili çıkaran HDP ile “meşruiyet” açısından farklı değildir MHP...

        İki partiden biri diğerini koalisyon ortağı olarak görmek istemeyebilir elbette, başka partilerle ortaklığı tercih edebilir; ancak bunu sistemi kilitleyen bir “veto” haline getirmenin anlamı yok.

        “Var” diyenin samimiyetinden kuşku duymalı MHP...

        Diğer Yazılar