Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir yakınım, “Dünyanın en gelişmiş silâhlarına sahip Esad ordusu Hums’u, Haleb’i bombalar, Şam’a kimyasal silâhlarla saldırırken bu kadar ses çıkmamıştı; Kobani’nin bu denli önemsenmesinin sebebi ne?” diye sorarken, benzer bir soru uzaklardan yazan Iraklı Türkmen dostumdan geldi: “Aynı bölgedeki Türkmen varlığı tehdit altındayken Türkiye’de yaprak kımıldamıyordu; şimdi ne oluyor?”

        IŞİD’in özelliklerini, Kobani’nin IŞİD eline geçmesinin Türkiye ve barış süreci için anlamını hesaba katmıyor olsa da, ilk elde kulağa haklı gelen sorular bunlar...

        Zaten bu sebeple olacak, devletin etkili isimleri, hükümete destek veren çevreler, işin içinde bir iş olduğuna inanıyorlar.

        O çevrelerde şu sıralarda en çok kullanılan sözcük ‘komplo’...

        Acaba?

        Devletler, güç odakları istedikleri sonucu almak için çabalar, her yola başvurur; bunda şaşılacak bir yön yok... En aşırı biçimini durduk yerde başgösteren fiziki çatışmalarda, anlamsız savaşlarda görüyoruz zaten. Bazen istenilen sonucu almak üzere kullanıma sokulan güç, dolaylı yollara da başvurur; bugünün dünyasında pek çok alanda kendini gösteriyor bu yöntem...

        İllâ kötü niyetli olması gerekmiyor ‘komplo’ denilen zorlamaların; bazen ülkeleri veya önemli kişileri belli bir çizgiye çekmek için uygulanabiliyor dolaylı yöntemler ve başarılı olduğunda üzerine oyun kurulan ülke veya kişi daha tercih edilir bir konuma gelebiliyor. Tabii, güç uygulayanın çıkarı bundaysa...

        Dolaylı veya doğrudan yöntemlerle sonuç almaya çalışan güçler zaten varolan değişik enstrümanları kullanır: Kitlenin rahatsızlığı... Medya...

        Ancak, hareketlenen kitle içerisinde yer alanların hepsi, ya da medyada ateşin üzerine benzin dökenlerin tümü oyunun içerisinde bilinçli olarak yer almazlar.

        Hükümetin ve hükümete yakın çevrelerin ‘Gezi’ olayındaki büyük hatası buydu; benzer bir durum şimdiki gelişmelerde de yaşanıyor. Rahatsızlık beyan eden herkese --içlerinde akan kanı durdurmaya çalışanlar da var bu ‘herkes’in-- ‘beşinci kol’ muamelesi çekiliyor...

        Eğer şimdilerde yaşananlarda bir ‘komplo’ söz konusuysa, ‘komplocular’ hedefe koyduklarının böyle davranacaklarını da hesaba katmışlardır; bu gerçek çoğu kez unutuluyor...

        Şimdi yaşananlar bir ‘oyun’ olabilir mi? Hükümeti devirmek, önemli konumlardaki kişileri zayıflatmak, hatta ülkeyi zora sokmak amaçlı bir komplo?

        ABD’de Richard Nixon 1972 yılında girdiği seçimden ikinci kez başkan seçilerek çıkmıştı. Prestiji zirvedeydi; kamuoyu yoklamalarına göre Amerikan tarihinin en sevilen başkanlarından biri olma yolundaydı.

        İki yıl geçmeden itibarı tabana vurdu ve onurunu bile kaybederek istifa etmek zorunda kaldı.

        Hatırlamışsınızdır; ‘Watergate’ skandalı sebebiyle...

        Türkmenler kıyıma uğrarken, Hums, Halep, hatta Şam bombalanır, insanlar üzerinde kimyasal silâhlar denenirken, bunları yapanlara sağır kalanların, Kobani kasabasındaki kıyıma olağanüstü önem atfetmeleri, belli ki, neredeyse yarım asır önce ABD’de yaşananları düşündürüyor bazılarına...

        Lâfı fazla uzatmadan bu aşamada şunu kayda geçireyim: ‘Komplo’ siyasette yaygın uygulanan bir yöntemdir; ancak başarıya ulaşması sanıldığı kadar kolay değildir. Kendinize karşı böyle bir girişim olduğuna inanıyorsanız, onu boşa çıkartmanın yolu, yaşanana sağlıklı teşhis koymaktan ve attığınız her adımın doğru olmasından geçer...

        Yetkili makamlarda bulunanlar, tavsiyelere, “Aklını kendine sakla” mukabelesinde bulunuyor; oysa şimdikine benzer ortamlarda en fazla ihtiyaç duyulan nesnedir akıl...

        Merak etmeyin, devam edeceğiz.

        Diğer Yazılar