Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Klasikleri çizgi romandan okumak Google Gençliği için şüphesiz harika bir fikir. Bir türlü kazanamadığımız ve kazandıramadığımız okuma alışkanlığına katkısını görmek için çok satanlar listesine bakmak yeterli. Shakespeare’in Macbeth’i ve Kafka’nın Dava’sı çizgi romana uyarlandı ve yok satıyor. Bu tablo, edebiyat dünyasını ikiye bölen tartışmada hiç okunmamasındansa çizgi romanlarından okunsun diyenleri bir adım öne taşıyor. Peki bu çizgi romanları okuyanlar Dava ve Macbeth’i gerçekten okumuş oluyorlar mı? Bir roman, çizgilerle ne kadar aslına uygun anlatılabilir? İki gündür köşesini bu konuya ayıran Hürriyet Gazetesi yazarı Doğan Hızlan Türk edebiyatının bazı romanlarının da bu şekilde yorumlanabileceğini ve bunun yeni bir okuma rüzgârı yaratacağını düşünüyor. Konuyu tartışmaya açtık, işte edebiyat dünyasından farklı yorumlar...

        GÜLİN YILDIRIMKAYA

        gulinyildirimkaya@haberturk.com

        Sinemaya uyarlanıyor da çizgi romana neden uyarlanmasın

        Yazar YILMAZ KARAKOYUNLU: ÇİZGİ roman okumayı seven bir milletiz. Romanı sinemaya, tiyatroya, operaya uyarlamak nasıl mümkünse ve güzel örnekler vermek suretiyle izleyici bulmuşsa, çizgi romana da uyarlanabilir. Başarılı bir adaptasyon yapılırsa, okurunun da bol olacağı kanaatindeyim. Ruh halinin aktarılmasıdır önemli olan, zamanla daha da gelişerek iyi örnekler verileceğini düşünüyorum. Üstelik bizim Kafka gibi Shakespeare gibi önemli yazarların eserlerine denk düşebilecek ve hatta bilek güreşine girebilecek çok güzel romanlarımız var. Erken dönem Cumhuriyet romanlarının hepsi fevkalede çizgi romanlar olabilir. Reşat Nuri Güntekin’in eserleri, biraz latifeli olarak Gürpınar.. Siyasi baskı nedeniyle tam okunamamış çok önemli romanlarımız da var, dönemleri anlatan.. Bozkırdaki Çiçek, Yorgun Savaşçı gibi..

        Kendi romanlarım için de düşünebilirim

        Yazar ELİF ŞAFAK: EDEBİ eserlerin çizgi romanla buluşmasından çok heyecan verici ürünler çıkabilir. Ben de çok sadık bir çizgi roman okuruyum. Edebiyatın çok daha yüce bir yere konup, diğer sanat türlerinin sanki daha aşağıdalarmış gibi konuşlandırılmasını da doğru bulmuyorum. Çizgi roman başlı başına bir sanat, orada kocaman bir âlem var. Özellikle edebi eserlerin daha fazla genç okur tarafından okunmasında çizgi romanın etkisi olabileceğini düşünüyorum. Önemli olan ortaya çıkan eserin niteliği, kategorik olarak karşı olmak mümkün değil. Farklı sanat türlerinin bir araya gelmesinden hakikaten güzel bir enerji çıkabilir. Kendi romanlarım için düşünür müyüm, kiminle çalışacağımıza bağlı. Çizgi roman sanatçısının yazarla olan uyuşması da çok önemli. Öyle bir gönül birlikteliği olursa neden olmasın?

        Yetersiz okur yetersiz eser buluşması

        Çizer BAHADIR BARUTER: TÜRK okurunun çizgi roman kültürü güdüktür. Önüne koyulanı (parasına kıyabilirse) yer. Oysa iyikötü ayrımı görgü ister, kıyas zenginliği ister. Bu kitaplar hayatında ilk kez çizgi roman okuyanlarla hayatında ilk kez Kafka'ya ya da Shakespeare'e vakit ayırmaya kalkışanların buluştuğu geçici bir panayır. Dünü yoktu bunun, yarını da olmayacak.

        Tembeller, kültürsüzler ve görgüsüzlerin bir-iki kitaplık macerası bu. Deneyimli ve görgülü okura gelince, söz konusu örnekler dağarcığında silik kalabilecek zayıf eserler olduğundan o da tatminsiz ayrılacaktır bu okumalardan. Yani yetersiz okur, yetersiz kültürel gelenek ve yetersiz eser buluşmasından öte bir manası yok bu tartışılanın. Hem çizgi romanın hem de edebiyatın gerçek meraklıları antipatik buluyorlardır bu eciş bücüş ve ticari gevezelik furyasını. Çünkü söz konusu kitapların çizerleri vasat, uyarlamaları yavan, eser seçimleri popülist, yayıncıları birikimsiz ve okurları günübirlik.

        Yarım yamalak bir şey olur okur sayısını daha da azaltır

        Yazar- Edebiyat Eleştirmeni TAHSİN YÜCEL: ÇİZGİ roman, yazar veya çizer olsun, başlangıçta öyle oluşturursa güzel olur. Çizgiyle her şeyi gösteremezsiniz. Kafka’nın veya Shakespeare’in yapıtları özellikle çizgiye indirilemez. Bunu yaptığınız zaman, esere aslında içermediği bir şeyler karıştırma riski var. Çizgilerden okuru, yazarın aslında anlatmadığı yanlış yorumlara götürebilirsiniz. Kafka’nın bir romanı görüntü değildir ki, öncelikle düşüncedir. Çizgi romanla alırsınız Kafka’yı, en basite indirgeyerek bambaşka yarım yamalak bir şey yaparsınız. Çizgi roman olunca okur sayısının artacağı fikrine gelince. Bence bundan daha yanlış bir şey de olamaz. İnsanları, gençleri okumaktan uzaklaştıran öğeler zaten bunlar. Okuru artırmayacağı gibi aksine azaltır.

        Diğer Yazılar