Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GAZETE HABERTÜRK/ POLEMİK

        GÜLİN YILDIRIMKAYA

        gulinyildirimkaya@haberturk.com

        Yıldırım ve Şener başkanlığa futbolcular sahalara veda mı edecek?

        FUTBOLDA Şike İddianamesi açıklandı. İsnat edilen şike-teşvik, organize çete suçlamaları konuşulurken ortaya yeni bir soru işareti daha çıktı. Tadil edilmiş hali Cumhurbaşkanı’nın veto etmesiyle birlikte yürürlükte kalan 6222 sayılı Sporda Şiddet Yasası’nın bir maddesi uyarınca şüphelilerin beraat edene kadar stadyumlara seyirci olarak girmesi dahi yasak. Özel Yetkili Savcı Mehmet Berk de emniyete yazdığı bir yazı ile iddianamede şüpheli olarak yer alan isimlerin stadyumlara alınmamasını istedi. Dün itibarıyla birkaç futbolcu takımlarıyla sahaya çıkamadıkları gibi stada da gidemediler. Futbolcular bir yana iddianamede şüpheli sıfatıyla yer alan başkan ve yöneticilerin durumu da tartışmaya açıldı. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Trabzonspor Başkanı Sadri Şener ve Sivasspor Başkanı Mecnun Odyakmaz ile TFF 2. Başkanı Göksel Gümüşdağ’ın durumları tartışmaya açıldı. Savcı Berk’in iddianamede ismi şüpheli olarak geçen başkan ve yöneticilerin istifa etmesi gerektiğini emniyete bildirdiği de gelen haberler arasında. Şüpheli yöneticiler istifa etmeli mi? Şimdi mi mahkeme sonunda hüküm giyerlerse mi? Yoksa beraat kararına kadar mı? Hukukçulara sorduk, işte faklı görüşler...

        ‘Yıldırım ve Şeneristerlerse çekilirler , mecbur değiller ’

        Spor Hukukçusu Av. Kemal KAPULLUOĞLU

        İDDİANAMENİN tamamını görmeden yorum yapmak doğru değil. Stada girme yasağının neye dayanarak verildiğini bilmiyorum. Eğer 6222’deki 18. Madde’yse çok yanlış bir uygulamadan bahsediyoruz. O madde seyirden men tedbiridir ve temel olarak taraftarlar için öngörülmüştür. Bu madde hükümlerine göre “Spor müsabakalarını seyirden yasaklanan kişi, yasaklama kararının sebebini oluşturan fiilin işlendiği müsabakanın tarafı olan ve taraftarı olduğu takımın katıldığı spor müsabakalarının yapılacağı gün, yurtiçinde bulunduğu takdirde, müsabakanın başlangıç saatinde ve bundan bir saat sonra bulunduğu yere en yakın genel kolluk birimine başvurmakla yükümlüdür” şeklinde bir ifade vardır, bu madde seyirciler için düzenlenmiştir. Başkanların bence şu an görevlerini bırakmaları için bir neden yok. Ama iddianamedeki isimler belli olunca TFF ne yapacak? Tedbir olarak sevk etti hemen tutuklu kişileri, şimdi sanık durumunda olabilecek kişileri de sevk edeceklerdir. Bu oyuncular, yöneticiler faaliyet sürdüremeyecekler mi onu da bilmiyoruz. Ama şu an en büyük muallak stada girme yasağıdır. Sercan’ın ismi geçiyor, Sercan maç seyretmeye gitmiyor stada, işini yapmaya gidiyor. Teknik adamlar da işlerini yapmaya gidiyorlar. Dolayısıyla nasıl seyirden men edilebilirler? Bir de bu süreç uzun bir süreç. Yargılama senelerce sürecek, o süre boyunca bu insanları nasıl men edebilirsiniz mesleklerini yapmaktan? Bu isimler aklandığı zaman nasıl telafi edeceksiniz? Başkanlar şu tarihte görevlerinden çekilmeli diye bir şey yok, kendi fikirleridir, ben istifa ediyorum, aklanayım geleyim tavrı olabilir ama onları kanuni olarak çekilmeye zorlayan kanuni bir hüküm yok.

        Spor Hukuku Uzmanı Emin ÖZKURT

        ‘Futbolcu ve teknik adamlara stat yasağı Anayasa ya aykırı’

        ANAYASA'nın 48. Maddesi’nde ve devamında çalışma hürriyetinden ve hakkından bahsedilmektedir. Anayasamıza göre herkes dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Temel hak ve hürriyetlerden biri olan çalışma hakkına sınırlama ancak yasama organı tarafından kanunla getirilebilinir. Fakat bu sınırlama, Anayasaya aykırı olmamalıdır ve ayrıca, sınırlamada ölçülülük ilkesine uyulmalıdır. Sınırlama kanunla yapılsa ve kamu yararını amaçlasa dahi, temel hak ve hürriyetin sınırlandırılmasında başvurulan araç, ulaşılmak istenen amaçla ölçüsüz bir oran içinde bulunmamalıdır. Böyle bir sınırlama Anayasa’ya aykırıdır: Basına yansıdığı kadarıyla, İstanbul Özel Yetkili Savcılığı, şüpheliler hakkında Sporda Şiddet Yasası’na göre, yargılama süresi boyunca "seyirden yasaklama" kararı vermiş bulunmaktadır.

        Hukuki kanaatime göre, haklarında kesin bir mahkeme kararı bulunmayan adı geçen kişiler hakkında stadyumlara alınmamaları şeklinde verilen böyle bir karar varsa, bu bilhassa futbolcular ve teknik kişiler bakımından uygulanması halinde, bu kişilerin çalışma hakkının ellerinden alınması sonucunu beraberinde getirecektir ve Anayasal bir hakkın ihlali sonucunu doğuracaktır. Bu kişiler yargılama sonunda beraat ederlerse sportif ve maddi kayıpları nasıl karşılanacak? Malumunuz Türkiye'de ceza yargılamaları en basitinden bir konuda bile 1.5-2 yıl, bu tür karmaşık ve çok sanıklı davalarda ise daha fazla sürmektedir. Diyelim ki, adı geçen futbolcular ve teknik adamlar hakkında stadyumlara alınmama kararı uygulandı ve bu nedenle bu kişiler en verimli dönemlerinde futboldan ve sahalardan uzak kaldılar, mesleklerini icra etme hakkından yasaklandılar, ancak yargılama sonunda ise suçsuzlukları kanıtlandı ve beraat ettiler. Tam bu noktada kendimize şu soruyu sormalıyız, bu takdirde söz konusu futbolcu ve teknik kişilerin zararları nasıl karşılanılacak? Spor hayatlarının en verimli döneminde kaybettikleri seneler nasıl geri verilecek? Son olarak, Türkiye'de açılan 100 davadan 54'ü beraatla sonuçlanıyor. Yani suç isnat edilen 100 kişiden 54'ü suçsuz! Oysa Avrupa'da her 100 davadan 95'i, Japonya'da 99'u mahkûmiyetle sonuçlanıyor. Yukarıdaki soruya cevap ararken bu veriyi de zihnimizin bir köşesinde tutmakta fayda var diye düşünüyorum.

        'Bu karar kesinleşinse başkanlıkları derhal düşer'

        Spor Hukuku Enstitüsü Yön ve Yür. Kur. Üy., Ceza Hukuku Derneği Kur. Üy. Av. Engin TUZCUOĞLU

        ESASINDA seyirden yasaklanmanın, soruşturmanın başında uygulanması gerekirdi. 18/3. Madde gereğince seyirden yasaklamanın soruşturma başlangıcında derhal uygulanması gerektiği söyleniyor. Seyirden yasaklanmadan, kişinin müsabakaları ve antrenmanları izlemek amacıyla spor alanlarına girişinin yasaklanmasının anlaşılacağı yasada belirtilmişse de, bu kapsama futbolcu, yönetici, antrenör de dahil herkesin girdiği 18/1. Madde’de açıkça belirtilmiştir. Üstelik seyirden yasaklanma, sonuçta beraat etse bile o kişi için beraatten itibaren 1 yıl daha devam ediyor. Bu yasanın en vahim ve insan haklarına, Ceza Hukuku’nun temel ilkelerine aykırı hükümlerinden biridir. 18. Madde o kadar tehlikelidir ki, rakip takımın önemli bir futbolcusu hakkında, maçtan 3 saat önce 6222 sayılı Kanun kapsamında şikâyette bulunup stada girişini engelleyebilirsiniz. Hayatını spordan kazanan oyuncuların, beraat bile etmesine rağmen 1 yıl seyirden yasaklanmasına karar verilmesi spor hayatının bitirilmesi demek olur ki açıkça hukuka aykırıdır bu.

        Yargılama aşamasında koruma tedbiri olarak uygulanan seyirden yasaklanma kişinin doğrudan, yöneticilik sıfatının düşmesini sağlamaz. Hakkında seyirden yasaklanma kararı verilen yöneticiler görevlerine devam edebilirler, ancak spor sahalarına maç veya antrenman olduğu zaman giremezler; buna karşılık maç veya antrenman haricindeki zamanlarda spor alanlarına girmeleri mümkündür. Bunun yanında Dernekler Kanunu’nun 32/I,f Maddesi, yargılamayı yapan mahkemenin güveni kötüye kullanma hallerinde yöneticilerin görevden uzaklaştırılmasına karar verebileceğini söylüyor. Eğer mahkeme, iddianameyi kabul ettikten sonra eylem bu suça uyduğunu düşünür ve yönetici olan şüphelilerin görevlerine devamında sakınca görür ise görevden uzaklaştırılmalarına karar verebilir. Elbette adı geçen yöneticilerin her zaman istifa etmeleri; istifa veya mahkemenin görevden uzaklaştırması hallerinde yerine yeni yönetici tayini veya seçilmesi de mümkün.

        Spor Hukuku Enstitüsü Yön ve Yür. Kur. Üy. Genel Sekreter Yrd. Av. Hüseyin Alpay KÖSE

        ‘Fenerbahçe’den daha fazla ceza alabilirler’

        DAVA şu an için takımları direkt olarak etkilemiyor ancak başlaması ile gizlilik kararı kalkacağından TFF'nin mutlaka bu takımlarla ilgili soruşturmasını başlatması gerekecek. Aksi halde UEFA direkt ceza verme yoluna gidebilir ki, büyük bir skandal olur Türk futbolu için. Şu anki iddiaları doğru kabul edersek üç büyük takım düşme durumu ile karşı karşıya. Hatta Trabzonspor ve Beşiktaş, Fenerbahçe’ye göre daha fazla ceza alma riski taşıyorlar çünkü halen UEFA’nın kupalarında mücadele etmeye devam ediyorlar. Ancak yine de isnatlara bakıldığında suçlu bulunsa dahi kurtulabilecek tek takım Trabzonspor olarak görünüyor. Kişiler için iki taraflı bir soruşturma devam edecek ağır cezada yargılanmaları yanı sıra PFDK’da da yargılanacaklar.

        Özellikle kulüp başkanlarının alacakları cezalar kulüplerin kaderlerine direkt etki yapacaktır. Davada adı geçen kişilerin tamamı savcılığın seyirden men yasağı sonrası statlara giremeyecekler antremanları dahi izlemeyecek, katılamayacaklar. Ayrıca maç sırasında karakola gitmek zorundalar. Görünürde başkan görünseler de bu yetkilerini kullanamayacaklar. Bu madde aslında taraftarlar için düzenlenmişse de maddede ayrım olmadığından tüm şüphelilere uygulanıyor.

        Diğer Yazılar