Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kuruçeşme’deki Huqqa’ya ilk adım attığımda yeni fit haliyle Cihan Kamer’le karşılaştım. O eski dolgun Cihan Kamer gitmiş, yerine bambaşka birisi gelmiş adeta. Ayrıca bir dönem havacılığa da merak salan Cihan Bey’in, artık fit haliyle yiyecek-içecek sektörünü daha çok sevmiş gibi bir intiba edindim. Fakat uzun konuşamadık, çünkü baba Kamer ile buluşmak için yola çıkmıştım.

        Muhabbete baba Kamer ile devam etmek için Atasay Kuyumculuk’un kurucusu Atasay Kamer ile bir araya geldiğimde, daha önce gönderdiği ve keyifle okuduğum hayat hikâyesini konu alan ‘Altıncı Çocuk Altın Çocuk’ kitabı önünde duruyordu. Ama baba Kamer de en az oğul Cihan Kamer kadar fit bir bedenle karşımdaydı. Hem Atasay Bey’in hayat hikâyesini konuştuk, hem de “Artık kendimi emekliye ayırdım” dediği için geleceğe dair planladığı hedeflerini bizimle paylaştı. “Allah bana ne verdiyse ölmeden önce bunları insanlarımıza vermek istiyorum. Bunun için Atasay Kamer Vakfı’nı kurmak için tüm hazırlıkları tamamladık. Resmi prosedürlerin bitmesini bekliyoruz” cümlesiyle başlayıp, emeklilik dönemini hayır işlerine nasıl adayacağına dair düşüncelerini aktardı.

        “Vakfın yardımlarında devamlılığı sağlamak için yurtlar yapmak istiyorum ve bunun için araziler bakıyorum” diyen Atasay Bey, vakıf senedinde ise ‘Faiz verilmez, faiz alınmaz’ ibaresinin olacağına dikkat çekti. Şimdiye kadar memleketine çeşitli yardımlarda bulunmuş ve bulunmaya devam eden Atasay Kamer, özellikle eğitim faaliyetlerini ön planda tutuyor. Doğduğu Denizli’nin Çivril İlçesi’nde okul ve yurtlar yaptırmış, Uşak Üniversitesi’nde benzer çalışmaları var, ama eğitim alanında daha fazla yatırım yapıp, bunları sürdürülebilir hale getirmek için de vakıf kurmaya karar vermiş. ‘Neden bir üniversite kurmayı düşünmediniz?’ sorumuza ise ilginç bir cevap verdi; “Bu konuda da araştırma yaptık, İstanbul’da bir özel üniversite kuracaktım, ama danışmanım ‘Dertli bir iş’ dedi. Ortaokuldan terk bir öğrenci olmanın verdiği buruklukla da okumak isteyen öğrencilere burs, okul ve yurt yaptırmanın daha faydalı olacağını düşündüm.”

        Ayrıca memleketi Çivril’de organik tarım yapılması amacıyla daha önce Pamukkale Üniversitesi bünyesinde hizmet vermek üzere yaptırdığı iki yıllık yüksekokulu 4 yıllık Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’na dönüştüren Kamer, üniversite hocaları Çivril’e gelmek istemediği için onlar için de cazip olacak konforlu bir yurt yaptırıp, hizmete sokmuş.

        Atasay Kamer’in önemli hedeflerinden birisi de, İslam dinini tasavvufi bakış açısıyla öğretmek. Uşak Üniversitesi’nin Çivrilli rektörüyle konuşmuş ve mevcut İlahiyat Fakültesi’nin adının İslami İlimler Fakültesi’ne dönüştürülmesini talep etmiş. İslami İlimler Fakültesi’nin binasını da 6 ayda yaptıklarını ve bu sene hizmete soktuklarını belirten Atasay Kamer, sözlerine şöyle devam etti; “Uşak’tan kazandığım parayla Uşak’a okul yaptım. Teşekkür bile beklemiyorum. Çünkü buraları ziyaret ettiğimde, ‘Para kazandığın memleketine bir şeyler yapmayacak mısın?’ diye beynim beni rahatsız etmeye başlamıştı. Bundan kurtulmuş oldum.”

        Vakıf çatısı altında Tasavvuf Araştırma Merkezi kuracaklarını da ifade eden Kamer, amacının tasavvuf konusunda eğitim gören, yüksek lisans yapan, yurtiçinde ve dışında araştırmalarda bulunan akademisyen ve öğrencilere burs vermek olduğunu kaydetti. Sohbetimiz devam ederken oğlu Cihan Kamer de bize katıldığında, ‘Servetinizin büyük bir kısmını hayır işlerine adamanıza oğlunuz Cihan Kamer nasıl bakıyor?’ şeklinde bir sorumuza, “O da benimle aynı düşünüyor. Hiç sorun yok” cevabını verdi. Cihan Bey de tebessüm ederek, başıyla onayladı. Hatta aralarında ilginç de bir diyalog geçti; Atasay Bey, servis edilen yemek tabaklarının dolu dolu geldiğine işaret ederek, Cihan Kamer’e “Oğlum bütün yemek tabakları hep böyle bol doluysa nasıl para kazanıyorsunuz?” Cevap ilginçti; “Baba fatura geldiğinde görürsün...”

        Diğer Yazılar