Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        22 Şubat’ta sahiplerini bulacak 87. Oscar Ödülleri’nin yabancı film kategorisine “Kış Uykusu”nun gönderileceğini öğrendiğimizde herkes aynı yorum yaptı: ‘Çok doğru bir tercih, başka ne olabilirdi ki?’ Açıkçası ben bu tepkinin arkasından adaylık şansını değerlendirmek için diğer 82 adayı görmenin gerekliliğine de inananlardandım. Rekabetçiler belirlendikten sonraki durum: “Kış Uykusu”nun Aralık sonunda açıklanacak ilk dokuzu garanti, 15 Ocak’ta belli olacak ilk beş için de yüksek şansı var. En üst noktayı görmek ise son düzlükteki hamlelere, ufak detaylara bağlı…

        Bu sene ‘Yabancı Dilde En İyi Film’ yarışına giren 83 yapıt arasında iki Türk filmi var. Açıkçası İngiltere’yi temsil eden Nihat Seven’in amatör melodramı “Uzun Yol”la çok fazla ilgilenmiyoruz. Ama “Kış Uykusu”nun ciddi bir şansı var. 196 dakikalık süresine karşın Eylül’de Toronto Film Festivali’nde yapılan Amerika prömiyerinin arkasından gelen yoğun festival programı, filmin iyi olduğuna dair cümle alemin fikir birliği yapmasını sağladı. Cannes’daki, Avrupa kıtasındaki beğeni tüm dünyaya sıçradı. Uluslararası açıdan bir fısıltı gazetesi oluştu.

        ‘KIŞ UYKUSU’, ‘MUHTEŞEM GÜZELLİK’İN İVMESİNİ YAKALAYABİLİR

        Film, ABD kaynaklı Metacritic’te eleştirmen ortalamasını 83’e çıkardı. Böylece bu dalın rekabetçileri arasında “Leviathan” (“Leviafan”), “İki Gün, Bir Gece” (“Deux Jours, Une Nuit”), “Ida”, “Timbuktu” ve “Turist”in (“Force Majeure”) ardından altıncı sıraya yerleşti. Yarışa “Ömer”i (“Omar”, 2013) sokan Adopt Films’in akıllı stratejileriyle de Aralık’taki limitli vizyondan bir şeyler çıkarma ihtimali var. “Kış Uykusu”nun, 15 Ocak’ta belli olacak adaylardan üç-dört hafta önce basınla paylaşılan (geçen yıl 20 Aralık’ta açıklanmıştı) dokuz filmlik kısa listeye girme şansı çok yüksek.

        Açıkçası ‘Yabancı Dilde En İyi Film’ dalında filmleri 30 kişilik bir komitenin belirlemesiyle kaliteli sanat filmlerinin oranı arttı. Bu sene de bu konuda iddialı eserlerin neler yapabileceği merak konusu. Janus Films’in “Muhteşem Güzellik”i (“La Grande Bellezza”, 2013) gibi son iki ayda ivme yakalayıp önemli ödülleri silip süpüren (Altın Küre, Avrupa Film Ödülü, Bağımsız Ruh Ödülü gibi) bir eser çıkabilir. Bu eğilime paralel olarak değer kazanan, 13 Aralık’ta sahiplerini bulacak Avrupa Film Ödülleri’ne bu kategoride yarışan “Kış Uykusu”, “Ida”, “Leviathan” ve “Turist”in aday olduğunu unutmamalıyız. Elbette bunlardan normal şartlarda ikisinin Oscar’da ilk beşe girmesi beklenir.

        CANNES ANA YARIŞMASI YİNE İDDİALI

        Öte yandan 2012’nin galibi Altın Ayı’lı “Bir Ayrılık” (“Jodaeiye Nader Az Simin”, 2011), 2013’ün galibi Altın Palmiye’li “Aşk” (“Amour”) iken, bu yıl da “Kış Uykusu”nun veya Cannes ana yarışmasından başka bir yapıtın heykelciği kucaklaması şaşırtmaz. Geçen sene “Mavi En Sıcak Renktir”in (“La Vie d’Adèle”, 2013) ülkesinden bu kategoriye gönderilmemesi sebebiyle Altın Palmiye-Oscar dublesi yapamadığını da düşünürsek taşlar yerli yerine oturuyor.

        2015 Oscar’ları için Sony Pictures Classics’in “Leviathan”ı, “Wild Tales”i (“Relatos Salvajes”) ve “Saint Laurent”ı, Cohen Media Group’un “Timbuktu”su, Roadside Attractions’ın “Mommy”si ve Sundance Selects’in “İki Gün, Bir Gece”si 83 filmlik listenin Cannes ana yarışması kısmını oluşturuyor. Bunları ‘kaymak tabaka’ olarak görenler de var.

        BELİRLİ BİR BAKIŞ’TAN BİR ADAY DAHA ÇIKAR MI?

        Festivalde ‘Belirli Bir Bakış’ın galibi “Beyaz Tanrı” (“Fehér Isten”, 2014) ile bu bölümde özel ödüle ulaşan “Turist”i de ekleyince liste kabarıyor. Geçen sene Cannes’ın bu prestijli yan bölümünde ödüllendirilen iki eserin, “Ömer” ve “Eksik Resim”in (“L’Image Manquante”, 2013) ilk beşe girdiği düşünülürse bunlar da şanslı. Ülkelerin stratejileri genelde bu yöne kaymış durumda.

        86. Akademi Ödülleri’nde bu kategoride Cannes ana yarışmasından iki, yan yarışmasından iki filmin yer alması, kaçınılmaz bir yoğunluk oluşturdu. Elbette Karlovy Vary’den zaferle dönen “Mısır Adası” (“Simindis Kundzuli”), Sundance’in ‘Dünya Sineması’ bölümü galibi “To Kill A Man” (“Matar A Un Hombre”, 2014) derken listeyi uzatıp bu ‘uluslararası festival beğenisi kriteri’nin arkasına ‘yedekler’i de yerleştirebiliriz.

        ‘Yabancı Dilde En İyi Film’ için bahsettiğimiz genel izleyici kitlesine yatkın bir anlatı, üzerinde konuşulacak bir sosyal/sosyopolitik mesele, dokunaklı bir gerçek hikaye, egzotik ülke manzaraları ve bağ kurulacak/ağlatacak bir ana karakter gibi diğer kriterler ise bu tabana bağlı olarak devreye sokulursa daha vurucu olacak.

        HEM POPÜLER HEM TARİHİ REKABETÇİLER

        Ama ana akım anlatıyı tutturan Hollywood’a uygun gelenekteki filmler ve yönetmenler de aday adayları arasında mevcut. Avusturya’nın “Cevapsız Arama”sı (“Chakushin Ari”, 2003) “3 Gün İçinde Öleceksin”in (“In 3 Tagen bist du tot”, 2006) yönetmeni Andrea Prochaska imzalı Alpler’de geçen western “The Dark Valley” (“Das Finstere Tal”), denizde yaşanan gerçek bir olaya odaklanan, 10 milyon dolar bütçeli Güney Kore macera/felaket filmi “Haemoo” ve İtalya adayı “İnsan Sermayesi” (“Il Capitale Umano”) sanki bunların en öne çıkanları…

        Çek kadın atlet biyografisi “Fair Play”, Yugoslav milli takımının 1930 Dünya Kupası’na katılma sınavına odaklanan futbol filmi “See You in Montevideo” (“Montevideo, Vidimo Se!”), Bolivya’nın 70’lerdeki askeri rejim yıllarına uzanan “Forgotten” (“Olvidados”), otantik Yeni Zelanda aksiyonu “The Dead Lands”, Hollanda gerilimi “Accused” (“Lucia de B.”), Litvanya filmi “The Gambler (“Lošėjas”) ve İzlanda’nın gişe rekortmeni “Life in a Fishbowl” (“Vonarstræti”) da unutulmamalı.

        Bu damarlara sevilen politik ve tarihi arka planları da iliştirmek mümkün. Lennon hayranı bir İspanyol’un 1960’larda geçen öyküsünü merceğine alan, Hollywood hayranı David Trueba imzalı “Living is Easy With Eyes Closed” (“Vivir Es Fácil Con Los Ojos Cerrados”), 1900’lerin başında Osmanlılar’a karşı direnen Makedon halkının mücadelesini resmeden görkemli “To the Hilt” (“Do Balcak”), 18. yüzyıla uzanan Alman kostümlü draması “Beloved Sisters” (“Die Gleibten Schwestern”), ABD’de vizyon şansı da bulan 50 milyon dolar bütçeli Simon Bolivar biyografisi “The Liberator” (“Libertador”), Meksikalı ünlü komedi oyuncusu Cantinflas’ın Hollywood’la ilişkisini resmeden “Cantinflas” ve 2. Dünya Savaşı Bulgaristan’ında geçen Yahudi öyküsü “Bulgarian Rhapsody” ilk akla gelenler.

        SONY PICTURES CLASSICS İKİDE SIFIR MI ÇEKECEK?

        Elbette tüm bunları harmanlarken dokunaklı bir yaklaşımla, özdeşleştiren bir ana karakterle ve duygusallaştıran bir damarla bir şeyler yapmanız gerekiyor. Açıkçası bu sene bu konuda “Ida”, “Beyaz Tanrı” ve “Mommy” gibi sanat filmi kategorisindeki eserlerin de aradan sıyrılma şansı var. Listenin ABD’de en çok iş yapan ikinci eseri “Ida”, Music Box Films’in de katkısıyla bence an itibarıyla en öndeki film. Avrupa Film Ödülleri’ne aday olmasıyla da ağırlığını hissettirdi. Mısır, Brezilya, Romanya, Çin ve Ukrayna’nın sırf dokunaklı tabanı yakalama adına yolladığı eserler nasıl karşılanır göreceğiz.

        Ama bu alanda ödül canavarına dönüşen Sony Pictures Classics’in adaysız geçirdiği hayal kırıklığı yılının ardından bu sene “Yuvaya Dönüş”ün (“Gui Lai”) ülkesinden gönderilmemesi ile yarışa şokla başladığı biliniyor. Onun ötesinde de tecrübesini, “Leviathan”, “Saint Laurent” ve “Wild Tales” ile önceki dönemdeki kadar iyi hissettirebilecek mi, göreceğiz. Cohen Media Group (iki film), Music Box Films (üç film), Adopt Films, Magnolia Pictures, Roadside Attractions, Sundance Selects, Outsider Pictures, China Film Distribution, Pantelion Films yarıştaki diğer önemli şirketler. Rekabette önemli bir kriter olan şirket seçme konusunda filmler dersine iyi çalışmış, “Kış Uykusu” dahil…

        KOLOMBİYA BELGESELİ, ‘EKSİK RESİM’İN YERİNİ ALABİLİR

        Bir parantez açmak gerekirse bu sene uzun filmlerle ilgili de incelenmeye açık. “Kış Uykusu”nu yarıda bırakılacağını düşünürken Filipinler ve Portekiz’den gelen 250 ve 164 dakikalık deneysele ve belgesele kayan denemeler nasıl karşılanacak? Hong Kong’un 177, Makedonya’nın 164, Yugoslavya’nın 141, Kanada’nın 139, Rusya ile Almanya’nın 138 dakikaları da bunlardan aşağı kalır gibi değil.

        Elbette bir deneysel ve zor Letonya animasyonunun yanı sıra, üç de saf belgesel 2015 Oscar’ı için listeye girmiş durumda. Bunlardan Kolombiya’dan gelen “Mateo”, Amerikan toplumunu da ilgilendiren tabanıyla sürpriz yapabilecek tam bir karanlık at. Panama, Moritanya, Kosova ve Malta ilk kez film göndererek aday adayı adedini 83’e yükseltiyor. “Timbuktu”nun bunlardan birinden adaylık çıkarması ve başa güreşmesi şaşırtmasın!

        Kerem Akça’nın ‘Yabancı Dilde En İyi Film’ kısa listesi için tahminleri

        1-Ida (Polonya)

        2-Timbuktu (Moritanya)

        3-Beyaz Tanrı (Fehér Isten) (Macaristan)

        4-Mommy (Kanada)

        5-Kış Uykusu (Türkiye)

        6-Living is Easy with Eyes Closed (İspanya)

        7-Leviathan (Rusya)

        8-The Dark Valley (Avusturya)

        9-Haemoo (Güney Kore)

        10-Beloved Sisters (Almanya)

        11-Turist (Force Majeure) (İsveç)

        12-Saint Laurent (Fransa)

        13-The Liberator (Venezuela)

        14-Wild Tales (Arjantin)

        15-Mısır Adası (Simindis Kundzuli) (Gürcistan)

        16-Mateo (Kolombiya)

        17-İki Gün, Bir Gece (Deux Jours, Une Nuit) (Belçika)

        18-To The Hilt (Makedonya)

        19-Cantinflas (Meksika)

        20-İnsan Sermayesi (İtalya)

        Kerem Akça’nın 87. Oscar Ödülleri sürecinde yazdığı yazılar için tıklayın:

        10 Eylül - Oscar bahisleri Toronto’da açıldı

        Oscar bahisleri Toronto’da açıldı

        15 Eylül – The Imitation Game Bir Adım Önde

        The Imitation Game Bir Adım Önde

        21 Eylül – Toronto’dan Oscar yarışında 15 film

        2 Ekim – ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalına bakış

        Amy Adams mı, Rosamund Pike mı?

        23 Ekim – ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’ dalına bakış

        2 Kasım – ‘Inherent Vice’ mı, ‘American Sniper’ mı?

        Diğer Yazılar